Kadın Girişimciliği Kavramı ve Özellikleri
Kadın girişimci literatürde, ev dışı bir mekânda, kendi adına kurduğu bir işletmesi olan, bir işletmede tek başına veya çalıştırdığı diğer kişilerle birlikte çalışan veya sahibi olarak ortaklık kuran, iş ile ilgili olarak çeşitli kamu ve özel kuruluşlarla temaslara geçen, işletmenin geleceği ile ilgili planlar yapan, işletmeden elde ettiği kazanç üzerinde söz sahibi olan ve işletmesi adına tüm riski üstlenen kadındır (Soysal, 2010).
Dünya genelinde kötü ekonomik koşullar, yüksek işsizlik oranları ve boşanma kadınları girişimcilik aktivitelerine itmektedir (Jalbert, 2000 Aktaran İlter 2008).
Özellikle esnek çalışma saatleri kadınları girişimciliğe yönelten önemli etkenlerden biri olmaktadır. Evde çalışarak yapılabilen işler, kadınlar için zamanlarını ayarlayabilme, işlerini çocuk bakımına ve zorunlu ev işlerine göre planlayabilme gibi avantajlar vermektedir. ABD’de ülke genelinde bu tür işlerin % 35’inin başında kadınlar bulunmaktadır ve bu tarz işlere ilgi giderek artmaktadır. Ayrıca son yıllarda üretimde zaman ve mekân esnekliğinin artması ve bu alandaki teknolojik gelişmelerin yaşanması kadın girişimciliğinin yaygınlaşmasına da destek olabilecektir (İlter 2008).
Türkiye’de kadın çalışanlar ile ilgili yapılan çalışmalar, girişimci iş kadınlarının yarısından fazlasının ticaret sektöründe girişimci olduğu, genellikle 30-39 yaş diliminde yer aldığı ve yarısına yakınının eğitim düzeyinin sadece lise eğitimi düzeyinde kaldığı ve genellikle kentli olduklarını ortaya koymaktadır.
Kadınların bu süreçte çalışma yaşamına daha aktif olarak katılımlarının artmasında başlıca şu faktörlerin etkili olduğu söylenmektedir (Kocacık ve Gökkaya, 2005): Dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmeler, şehirleşme oranlarında artış, eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin ortaya çıkması, geçim sıkıntısı ve ekonomik zorluklar, evlenme oranlarında azalma, buna karşılık boşanma oranlarında artış, toplumların, kadınların çalışmasına yönelik tutumlarında meydana gelen olumlu gelişmeler, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmeler (Soysal 2010).
Türkiye’de girişimci kadınları belirleyen temel karakteristikler ise; kendine güvenli, cesaretli ve sabırlı olmasıdır. Kadınlar, erkek girişimcilerle karşılaştırıldığında kârdan çok sosyal itibara önem vermekte, risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha az özgüvenli bulunmaktadır.
Kadınları Girişimci Olmaya İten Nedenler
Kadınların Türkiye’de girişimcilik faaliyetleri temelde yapısal uyum politikalarının etkisiyle azalan hane gelirlerine yönelik geliştirilen “kadınların kendi başlarına küçük işyeri kurma girişimlerine” dayanmaktadır.
Kadınların gerek haneye ek gelir sağlamak ve gerekse ücretli işlerde çalışma çabalarının artması onların ekonomik faaliyetlere girişini hızlandırmıştır. Fakat Türkiye’de özellikle başvurulan işlere uygun eğitim ve becerisi olmayan kadınların iş bulma şanslarının son derece zayıf olması, zorunlu olarak kadınları kendi işinde çalışmaya sevk etmektedir (Soysal, 2010).
1990 sonrası ve özellikle 2000’li yıllarda, siyasal, ekonomik ve toplumsal gerekçelerle küçük girişimciliğin yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, kadınların girişimci olarak yeterliliklerinin sağlanması yönündeki eğilimler ve bunları destekleyici uygulamalar giderek yoğunluk kazanmıştır.
Hükümetler tarafından kadınların yerel ekonomiyi kalkındırmada önemli bir aktör olarak görülmesi politikası da kadınları girişimci olmaya iten uygulamalardan olmuştur. Bu politikada özellikle yerel aktörler içerisinde yer alan potansiyel kadın girişimcilerin yönlendirilmesi, teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi öngörülmektedir.
Kadınların iş kurma nedenleri ile ilgili Çakıcı’nın (2006) Mersin’de 160 girişimci kadın üzerinde yapmış olduğu araştırmada; kazanç elde etmek, bağımsız çalışma ve sosyal yaşam sürme istekleri gibi faktörlerin ön plana çıktığı belirlenmiştir. Çelik ve Özdevecioğlu’nun (2001) Nevşehir’de yaptıkları bir diğer araştırmada ise, kadınların girişimci olmalarında daha çok aileye ek gelir sağlamak, kocanın ölmesi, kendini ispat etme ve geçmiş mesleki tecrübelerin ticari hayata aktarılması gibi faktörlerin etkili olduğu tespit edilmiştir.
Kadın Girişimci Tipleri
Literatürde, dört farklı kadın girişimci tipinin tanımlandığı belirtilebilir. Bunlardan ilki, hem girişimcilik ideallerini hem de geleneksel cinsiyet rollerini üstlenen ve ikisini de aynı ölçüde yerine getirmeye çalışarak iş-aile görevlerini dengeleyen ve işini de fazla büyütmeyi düşünmeyen “geleneksel girişimci” tipidir.
İkinci olarak belirtilen girişimci tipi, girişimcilik ideallerini geleneksel cinsiyet rollerinin çok daha üstünde tutan ve işletmesinin büyümesini öncelikli hedefleri arasına koyan “yenilikçi girişimci” tipidir.
Üçüncü kadın girişimci tipi ise, geleneksel cinsiyet rollerini girişimcilik ideallerinin üstünde tutan ve adeta girişimciliği yan işmiş gibi gören “evcimen girişimci” tipidir.
Son olarak da iş-aile dengesini kurmaktan çok kadınların ikinci plana itilmelerini önlemeye çalışan ve işini de bu amaca hizmet eden bir araç olarak görerek organize eden “köktenci girişimci” tipi olarak tanımlanmıştır.
Kadın Girişimcilerin Özellikleri
Araştırmalar, kadınların iş hayatında patron olarak tercih edildiklerini ortaya koymaktadır; çalışanların kadınları patron olarak istemelerine yol açan nedenler şöyle sıralanmaktadır (Tamer, 2013):
• Kadınlar, bir iş için erkekten daha fazla çaba gösteriyorlar ve daha dikkatliler.
• Kadınlar, çalışanlarına gerekli eğitimi daha iyi verebiliyorlar.
• Kadınların öğreticilik yanı erkeklere oranla daha gelişkindir.
• Kadınlar yeni durumlara ve değişimlere daha rahat uyum sağlayabiliyorlar.
• Kadınların, yanlarında çalışanları iş konusunda heveslendirme ve teşvik etme yetenekleri erkeklere oranla daha gelişkin.
• Kadınlar yeni fikirlere daha açıktır. Ayrıca kadınların yaratıcılıkları da iş yaşamında başarının kapısını aralıyor.
• Kadınlar gözlem yeteneklerini iş yaşamında başarılı bir biçimde kullanabiliyor.
• Çalışanlarıyla iletişim kurarken kadının sağladığı başarı iyi bir yönetici olmasında olumlu bir etki yapıyor.
• Kadının problem çözebilmedeki başarısı, bir yönetici olarak erkekten daha başarılı olmasını sağlıyor.
Tahminlerin aksine kadınların, iş yaşamında kararlarını daha kolay verdikleri ve kararları konusunda daha ısrarcı oldukları da çalışmalarla ortaya konulmaktadır.
Yukarıda belirtilen araştırma ve değerlendirmeler göz önünde tutulduğunda kadın girişimcilerin, hem kendileri hem de istihdam ettikleri kişiler için iş yaratmaları ve çalışma yaşamında daha etkin ve aktif olmaları; onların toplumdaki konumlarını güçlendirmesine, toplumların gelişmişlik düzeyini etkilemesine ve gelir dağılımındaki adaletsizliği de önlemeye önemli katkılar sağlamaktadır, dolayısıyla Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmek için ekonomik değer yaratan kadın girişimci sayısını artırmak, var olan kadın girişimcileri güçlendirmek ve onları dünya ile bütünleştirmek gerektiği belirtilmektedir.
Türkiye’de Kadın İstihdamı ve Girişimciliği
İş gücüne katılımda kadınların oranının erkeklerin oranının üçte biri olan ülkemizde, kadın istihdamı artırılamamaktadır. Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranları Avrupa'nın çok gerisinde olduğu gibi diğer ülkelerin de çok gerisindedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre 2012 yılı itibarıyla 15 yaş üstü kadınların iş gücüne katılım oranları, gelişmiş ekonomiler ve Avrupa Birliği’nde % 53, Latin Amerika ve Karayipler’de % 53, Güney Asya’da % 50 düzeyindedir. Ülkemizde ise bu oran, 2012 yılı için % 29.5, 2013’de % 31.8’dir (TÜRKONFED, 2014).
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Martin Raiser, Türkiye’de kadın istihdamının artırılmasının ekonomik büyümeyi önemli ölçüde artırabileceği ve yoksulluğu azaltabileceğini belirtmiştir. Dünya Bankası, tam zamanlı çalışan kadınların oranında sadece 6 puanlık bir artışın gelirleri yüzde 7 artırabileceğini ve yoksulluğu yüzde 15 düşürebileceğini tahmin etmektedir (Milliyet, 9 Şubat 2014)