Osmanlı Döneminde Aşure Geleneği…
Osmanlı döneminde yapılan Aşure ile günümüzde yapılanlar arasında pek bir farklılık görmesekte geçmiş tariflerde “bakla”kullanıldığına sıklıkla rastlarız.
Muharrem ayında pişirilen Aşure’den ilk kaşığınıza bakla tanesi gelirse, “bereket getirir” diye kaşıktan alınır,silinip temizlendikten sonra para kesesine konulurdu.
Bir sonraki sene hükmü geçmiş sayılır ve bu bakla tanesi toprağa gömülürdü. Ayrıca haşlanmış buğdayın helmesi kullanılarak yapılan süzme Aşure
Osmanlı saray mutfağında en sık yapılan Aşure çeşididir.
Geçmişte her ne kadar bu iki çeşit aşureye rastlasakta Evliya Çelebi seyahatnamesinde geçen Aselî ve sukkeri aşûreleride unutmamak gerekir.
Evlerde ve konaklarda Aşure yapılırken pişmeye yakın tüm hâne sahipleri Aşure kazanının başına toplanır Yâsin ve Mûlk Suresi okunur sevabıda o hânenin gelmiş geçmişlerinin ruhlarına hediye edilirdi.
Ayrıca pişerken Aşure kazanının üzerine kapatılan tepsi kaldırılır ve Buharının oluşturduğu su “uğurlu”dur diyerek gözlere sürülürdü.
Bir tabağa alınan ilk Aşure dışarı gönderilmez,bereket getirir diye hânedekiler için ayrılırdı…