Şimdi buraya ne yazsam boş, bomboş...
Çok değerli hocam, arkadaşım "Özlem KUMRULAR" yaşam mücadelesini kaybetti.
O, tıpkı son fotoğrafındaki Heidi gibi dağdan dağa, ülkeden ülkeye gezdi, yedi, içti, eğlendi. Hayatı tüm kalıplara inat dolu dolu yaşadı, güldü, eğlendi.
Tek teselli de bu oldu sanırım, geride güzel bir hayat yaşayarak gitmesi...
Sağlığında onu üzen, çekemeyen, başarılarını sahiplenemeyenler de oldu elbette. Bazılarına şahit olduk, kim bilir belki bazılarını duymadık bile...
Kazadan önce ailece Midilli'ye gittiklerinde yazmışım en son, şuraya mutlaka gitmelisin diye. Cevap vermiş, dönünce Gelveri'de festivalde görüşürüz diye.
Ne o oldu, ne öbürü; çünkü hayat böyle işte.
Geriye beraber yaptığımız televizyon programı, birlikte çıkan bir kitap, sağda solda verilmiş röportajlar kaldı. Ama asıl kalan, kalpteki burukluk ve hüzün oldu.
Ben bugün bir arkadaş kaybettim, ama Türk tarihçiliği en verimli çağında yitip giden inanılmaz donanımlı bir uzman kaybetti. Hepimizin başı sağolsun.