Küresel Düzeyde ‘Gıda Milliyetçiliği’ Başlıyor...
Şef Ebru Baybara Demir
Korona virüsününün hayatı tehdit eden yayılma hızının önüne geçilmiyor.
önlemler almaya, olabildiğince hayatımızı yavaşlatarak evlerde zaman geçirmeye başladık.
Yaşamımız, cevremiz ve hayatın gidişatı ile yüzleşmeye başladık.
Koronavirüs, sağlığımızın aslında ne kadar hassas olabildiğini de bizlere göstermiş oldu. El sıkışarak ya da kalabalıkların içine karışarak virüse maruz kalabileceğimizi öğrendik.
Virüslere karşı daha dirençli olmak için sağlıklı gıdalara ihtiyacımız olduğunun farkına vardık.
Küresel ekonomide pek çok ürünün üretimini tamamen Çin’e, ya da tarımı yine farklı ülkelerin gıda borsalarına bağımlı hale getirmenin ve küresel tedarik zincirlerinin, aslında ne kadar da büyük riskler taşıdığını görmüş olduk. Uluslararası hatta sehirler arası lojistik sistemlerin ne kadar kırılgan olduğunu deneyimledik.
Yerel üretimin değeri, küçük üreticiyi desteklemenin ne kadar hayati olduğu pandemi ile birlikte ezber bozmaya başladı.
COVID-19 salgını nedeniyle küresel düzeyde ‘gıda milliyetçiliği’ olarak adlandırılan, ülkelerin kendi stoklarını muhafaza etmelerine öncelik vermesinden dolayı gıda tedarikinin zorlaşması ve daha pahalı hale gelmesiyle birlikte bu olağanüstü günlerde ne yiyoruz ve yakın gelecekte ne yiyeceğimiz, bulaşıcı hastalıktan sonra hepimizi en endişelendiren durum oldu artık.
Endişelenmekte çok haklıyız!
Şimdi hepimiz başımıza gelen bu felaket ile başa çıkabilmek, sağlıklı beslenmek ve güvenli yemek için evlerde yemek pişirmeye başladık.
Gıdaya erişimin önemini hepimiz biliyoruz artık!
Gıdanın sürdürülebilirliği icin neler yapmamız gerekiyor?
Giyeceğimizden, yiyeceğimize hayatımızın her alanında tarımın önemini kavramalıyız.
“Ürünü çeşitlendirip hedefi küçültmemiz gerekiyor” Yerelleşmeyi destekleyerek önce kendi kendimize yetecek hale gelmeliyiz. Üreteci yakın pazarda tüketiciye ulaşırsa, ürünü çeşitlendirirse, tarım girdi maliyetlerini en aza indirecek üretim modelini seçerse, biz bu işi başarırız.
Tam da bu günleri düşünerek yerel üreticiyi, çiftçiyi birlikte ayakta tutacak yolları aramalıyız.