Ekip Zihniyeti...
Takım çalışmasının önemini her sektörden, farklı meslek gruplarından sıklıkla duyarız. Turizmde takım çalışması olmadan başarıdan kesinlikle söz edemezsiniz. Bir yerde başarı varsa orada mutlaka AYNI HEDEFE odaklanmış, AYNI DİLDEN KONUŞAN, ÇATIŞMALARDAN UZAK iyi bir takım var demektir!
2010 yılında
Türk Mutfağını tanıtmak için gittiğim Tanzanya’da bulunduğum 13 günlük süre içerisinde Takım Çalışmasının ehemmiyetine bir kez daha tanıklık ettim tüm çıplaklığı ile.
"Hakuna Matata" Tanzanya dilinde kafana takma anlamına gelen bu söz aynı zamanda tüm halkın yaşam felsefesine dönüşmüş adeta. O yüzden 30 kişinin çalışması gereken mutfakta 67 aşçı çalışıyordu. Orada tek başıma çok yoruldum, yıprandım.
O günlerde beni ayakta tutan tek şey vardı o da akşam büfemi attıktan sonra kameralar karşısına geçip ülkemi ve
mutfak kültürümüzü anlatmamdı. Bunu neden anlatıyorum?
Bir kişi ne kadar iyi olur ise olsun tek başına ise aynı dilden konuştuğu bir ekibi yok ise yapabilecekleri çok sınırlıdır.
Peki ortada sadece bir takım olması yeterli midir? Kesinlikle değildir!
Takımın;
Aynı dilden konuşması
Aynı amaca hizmet etmesi
Bireysel çatışmalardan ve kişiselleştirmelerden uzak, alanında uzman bireylerden oluşması
Son derece önem arz etmektedir. Hele bir de genel müdür ve yatırımcı da bu noktada ekiple bir ise orada çalışmak hobiye dönüşür, aile ortamı oluşur, keyfinden- tadından yenmez, başarı kaçınılmaz olur.
Eğer turizm sektöründeki bir takımda her bir departman müdürü diğerine gizliden veya aşikar bıçak biliyorsa, hedefe odaklanmış birinin başarısını diğeri tehdit olarak veya kişisel başarı için sarf ettiği bir mücadele olarak görüyorsa burada Takım Çalışması yerine Takım Çatışması hakim demektir!
Takım Çatışmasında aşağıdaki resimdeki gibi hiçbir takım üyesi hedefine ulaşamadığı gibi bundan en büyük zararı işletmeleri görür maalesef. Her bir
gastronomi Turizmi çalışanı başka bir işletmede iş bulabilir ama geride bıraktıkları işletmeleri toparlamak uzun zaman alır.
Takım çalışması ve Çatışması arasındaki uçurum hakkında sayfalarca yazı yazılabilir. Ancak burada asıl vurgulanması gereken şey; Çatışma ortamı oluşturmaya müsait, egolu, mesleki birikimine yeterince güvenemediği için diğer kişilerin performansını mercek altına alan ve aslında başarılı olan kişinin performansının olumsuz yorumlanması için bir algı oluşturan ve bu algıyı yönetmeye çalışan takım üyelerine PRİM vermeyecek liderlere, iş verenlere ihtiyaç olduğudur.
Ülkemizde her geçen gün otel sayısı hızla artıyor olmasına rağmen profesyonel otelci sayısı da aynı oranda artması gerekirken bu noktada çok zayıf kalıyor. Bence bunun en belirgin sebepleri işin mutfağını bilmeden bu işe soyunan ve sadece (GOP) net kar odaklı iş verenler ve takım çatışmasını destekleyen yada buna engel olamayan yöneticilerdir.
Çatışma genelde çıkar ilişkilerinin yaygın olduğu ortamlarda hakimdir. Çünkü çıkarın yüksek olduğu yerlerde çatışmalarda kaçınılmazdır.
Satırlarıma son verirken reklamları izler gibi hissedeceksiniz ancak altını çizmeden geçse idim bir ferdi olmaktan gurur duyduğum AJWA ailesinin kültürüne ihanet etmiş olurdum.
Biz otel yöneticilerinin dillerimize pelesenk ettiğimiz bir tabir vardır ya hani şu maalesef çoğunlukla lafta kalan ‘’Biz bir Aileyiz’’ sloganı!
İşte yatırımcısı, genel müdürü, departman amirleri ve tüm çalışanları ile tek bir hedefe odaklanıldığında nasıl bir aile ortamı olur, zorluklara nasıl birlikte göğüs gerilir, iyi günde kötü günde nasıl tek vücut olunuru mercek altına almak isteyenleri bu kültürle yoğrulmuş AJWA Cappadocia’ya bekliyoruz.
Sizleri Zeferan Cappadocia’nın ustalarının hünerli elleriyle ağırlayalım, Yaşayan Mutfak Bostanı’nda gerçek bir organik kahvaltı keyfi yaşatalım.
Her zaman ki gibi temenni ile satırlarıma son vermek istiyorum.
Tek amaçları; Ülke Turizminin ve çalıştığı işletmelerin istikrarı olan, komple takımın başarısına odaklanan, işletmesini adeta bir okula dönüştüren profesyonel, gerçek otelci takımların artmasını dilerken, bu tabire uyan tüm turimcileri de saygıyla selamlıyorum.