Cevizli Mercimek Köftesi Tarifi

Cevizli Mercimek Köftesi Tarifi

Mardin ovasında bolca yetişen mercimek, sofrada da oldukça geniş bir yelpaze içinde yemekleri ve çorbaları ile yer alır. Nohut: Arapça tane ya da tohum anlamına gelen ve yine semitik bir...

Cevizli Mercimek Köftesi Tarifi
Cevizli Mercimek Köftesi Kullanılan Malzemeler
 
*   1 Orta Boy Havuç, 
*   Yarım Su Bardağı Mercimek, 
*   Yarım Su Bardağı Ceviz İçi, 
*   2 Yemek Kaşığı Un, 
*   Çeyrek Demet Maydanoz, 
*   1 Yemek Kaşığı Rendelenmiş Kaşar, 
*   1 Yumurta, 
*   2 Yemek Kaşığı Galeta Unu, 
*   Tuz, 
*   Karabiber. 
 
Cevizli Mercimek Köftesi Yapılış Tarifi
Havuçları yıkayın, kazıyın, iki veya üçe bölün, az tuzlu suda yumuşayana kadar haşlayın, kendi suyunda soğumaya bırakın. Mercimeği ayıklayın, yıkayın, az tuzlu suda haşlayın. Havuç, mercimek ve ceviz içini kıyma makinesi veya mutfak robotundan geçirin. 
 
Un, maydanoz, kaşar, tuz ve karabiberi katın ve yoğurun. Elinizle köfte şekli verip galeta ununa batırın. Buzdolabında bir saat tutun. Çıkartıp kızgın yağda kızartın. Köfteleri tavadan çıkartınca kağıt havluda fazla yağını süzdürün. 
 
Sıcak servis yapın. Arzu ederseniz un yerine galeta unu katabilir ve hiçbir şeye bulamadan doğrudan yağa atıp kızartabilirsiniz. 
 
Türk Aşçı Haberleri "Alternatif Tarif";
Mevcut yazılı nefis tarif ile “bağlantısı olmayan” alternatif lezzet zengini ikinci bir videolu tarif seçeneğini 'de sizlere sunmak istedik. Yapmış olduğumuz bir araştırmada bu “nefis Köfte tarifini” ve  uygulamasını uygun bulduğumuz “Cevizli Mercimek Köftesi” ile ilgili alternatif video sunumundan ‘da faydalanabilirsiniz. Videodaki meslektaşımıza teşekkür eder, mutfağımız adına çalışmalarında başarılar dileriz.
 
 
Türk Aşçı Haberleri Olarak;
Sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tarifini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşmanızı ümit ederiz… 
 
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında “Mercimek”  Hakkında Bazı Dipnotlar;
Mısır tüccarları ile yaptıkları kavga sırasında kasaplar, şeker, kahve, pirinç, mercimek ve baharat gibi birçok önemli gıda maddesini sağlayan Mısır ticareti, dışa bağımlılık olarak gösteriyorlar.
 
Evliya Çelebi, bu sahneyi ekonomiyle ilgili düşüncelerini dile getirmek için kullanmış olabilir. Kasaplar, "devlet-i al-i Osman bunların Mısır pirincine muhtac değildir" diyerek Anadolu ve Rumeli'nin meşhur pirinçlerini sayıyor, aynı bölgenin mercimek ve ballarının de üstün olduğunu iddia ediyor ve en ilginci şeker konusunda "padişah isterse", Alanya, Antalya, Silifke, Tarsus, Adana, Payas, Antakya, Halep, Şam, Sayda, Beyrut ve Trablusşam'da ülkeye yetecek şekerin yetişebileceğini iddia ediyorlar. Şeker üretimiyle ilgili bu söylenenler, 300 yıl sonra Cumhuriyet döneminde yerli şeker sanayii kurma politikasını öngörüyor gibidir [I239-240].
 
Osmanlı zamanında en az kalemde ama yüklü miktarda ürünler mısırdan tedarik ediliyordu. Bunlar özellikle pirinç, mercimek, nohut ve bol miktarda baharatlardan oluşmaktaydı..!
 
Zilhicce tarihinde sofradakilere en son aş-ı köfte, böbrek ve söğüş et ikram edilirken, 6 Zilhicce tarihinde ziyafet böbrek, tarhana çorbası, söğüş et, kesme ve lapa-ı paça ile sona ermişti. Paça lapası belki de bir yahniydi. Saraydaki “gılman”larm i ve 6 Zilhicce tarihli ziyafetlere katılmadıkları belli, zira bu tarihlerde onlara her zamanki gibi dane-i sade ve mastabe, ek olarak da ta’amı bürri ve mercimek çorbası (şurba-ı ‘ades) verilmişti.
 
Anadolu’da yetiştirilen sebzeler arasında patlıcan, lahana, bezelye, fasulye, hıyar, havuç, maydanoz, kırmızı pancar pirinç, nohut, barbunya, bakla, soğan, turp bulunmakta. Dernschwam’ın verdiği bilgilere göre  İznik’te hıyar ve kabak üretilmektedir. Mercimek Türklerin en sevdiği yiyecekler arasındadır. Lahana bol miktarda üretilmektedir.
 
İstanbul’un ihtiyacı olan turp Edirne’den getirilmektedir. Olivier’e göre Mudanya ve çevresinde patlıcan yetiştirilmektedir. İstanbul’da çeşitli yerlerde bakla, marul, hindibâ, patlıcan, biber ve kabak yetiştirilmektedir. Lubenau, Gelibolu’da yetiştirilen hıyar, turp, soğan ve kabağın İstanbul’a gönderildiğini yazar. İki Fransız gezgin Çanakkale’de lahana, soğan ve marul yetiştirildiğini belirtir.
 
Dernschwam’ın verdiği bilgilere göre halkın yediği yemek sınırlı çeşittedir: Halkın genellikle “Bütün bir yıl yedikleri peynir, ekmek, soğan, sarımsak, turp ve meyvedir. Başlıca yemekleri çorba, bulgur, bezelye, mercimek, taze ve kuru fasulye ve benzeri şeylerdir. Bu yemeklerde bir parça koyun eti bulunur. Sığır etini sevmezler ve yadırgarlar”. Ayrıca, yağsız, tuzsuz ve sirkesiz salata, havuç, pancar hıyar, kabak, karpuz da yiyecekler arasındadır
 
“ [Bek], Ramazan gecelerinde üzerinde minder veya döşek bulunmayan bir kilime oturur, büyücek bir yastığa yaslanırdı. Yanında fıkıh bilgini Muslihiddîn yer almaktaydı. Ben fıkıh bilgininin biraz ötesinde oturmaktaydım. Daha ötede ise beyliğin ileri gelen memur ve kumandanları oturmaktaydılar. Biz böyle otururken yemek getirilirdi; küçük tabaklara konmuş, şeker ve yağla ezilmiş, mercimekten yapılma ‘serîd’ [tirit] ilk servisti. Onlar ‘uğurlu olur’ diyerek oruçlarını tiritle açarlar. Bu iftarlığın Peygamberimiz … tarafından diğer yemeklere tercih edildiğini ileri sürerek şöyle diyorlar:
 
‘Biz onun güzel âdetine uyarak yemeğe tiritle başlıyoruz!’”
Tarihini tesbit edebildiğimiz mercimekli tiritin günümüzde de yapılan bir yemek olduğunu belirtelim.
 
Buğdayın Mardin ili için önemine gelince: Bitkisel üretim tahıllar üzerinde yoğunlaşmış olup, tahıllar tarla bitkileri ekim alanı içinde en büyük paya (%70.89) sahiptir. Buğday (139071 ha) ve arpa (75522 ha) ilde ekim alanı olarak da ilk iki sırayı almaktadır. Tahıllarda özellikle buğday ve arpa, yemeklik dane baklagillerden kırmızı mercimek ve nohut verim ortalamaları Türkiye ortalamasının üzerindedir.
 
Bu yüksek payda buğdayın;
tek yıllık bir bitki olup her türlü iklim ve toprak koşullarında yetişebilecek bir bitki olması önemli bir rol oynamaktadır.10 Mardin ilinde yaklaşık 300 bin ton civarında buğday üretilmekte olup, üretilen buğday genellikle un, yem ve bulgur fabrikalarında kullanılmaktadır. 
 
Ayrıca mercimek çorbasının Roma ordusunun başlıca yiyeceği olduğu ve Roma aile adlarından Lentulus’un mercimekten geldiği de bilinmektedir. Türkçe’de kullanılan mercimek sözcüğü Farsça “marcumak” sözcüğünden aktarılmayken; batı dillerindeki lentil ve onun çeşitlemelerine Almanca ve İspanyolcada rastlanır.
 
Abbasi dönemi Bağdat mutfağı üzerine bir çalışma olan “Kitabü’t Tabih’te belirtilen raşta, Arapçada mercimek anlamına gelen ades sözcüğünden ismini alan adesiye, yine bir mercimekli yemek olan mülebbeka ile tandırda pişirilen mercimek anlamına gelen ades tennuri mercimeğin Bağdat mutfağındaki yeri hakkında fikir verir.13
 
Mardin ovasında bolca yetişen mercimek, sofrada da oldukça geniş bir yelpaze içinde yemekleri ve çorbaları ile yer alır. Nohut: Arapça tane ya da tohum anlamına gelen ve yine semitik bir dil olan Akadçada da aynı anlama gelen libbu sözcüğünden türeyen ‘lablab’dan gelmekte. 


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler