Osmanlı Yemek Kültüründe Tavuk Eti Niye Tercih Edilirdi?
Osmanlı Mutfağı Tarihinde Kümes Hayvanlarından Hangileri Yenirdi?
Yöresel Yemeklerde Hangi Tavuk Yemekleri Yapılırdı?
Yöresel Mutfaklar da “
Tavuk Yemekleri” Kategorisinde “Peynirli Tavuk Göğsü” Tarifini Türk Aşçı Haberleri Olarak
“Nefis Yemek Tarifi” ni Sizler İçin Hazırladık…
Peynirli Tavuk Göğsü Tarifi
Peynirli Tavuk Göğsü Kullanılan Malzemeler
* 2 Su Bardağı Rendelenmiş Taze Kaşar Peyniri
* 8 Parça İnce Dilimlenmiş Tavuk Göğsü
* 3 Çorba Kaşığı Tereyağı
* 1 Su Bardağı Arpacık Soğan
* 6-8 Diş Sarımsak
* 1 Su Bardağı Kiraz Domates
* 6 Kök Ispanağın Yaprakları
* 1 Kutu (200 Ml) Krema
* 1 Tutam Muskat
* Tuz,
* Karabiber
Peynirli Tavuk Göğsü Yapılış Tarifi
Yapışmaz yüzeyli bir tavayı kızdırıp tavukları önlü arkalı mühürleyin ve fırına girebilecek bir kaba alın.
2 Aynı tavaya tereyağını alıp üzerine soğan ve sarımsak ilave ederek renkleri dönene dek kavurun.
Üzerine kiraz domates ve irice kıyılmış ıspanak ilave edin.
Birkaç dakika kavurup krema, muskat, tuz ve karabiber ekleyin.
1-2 taşım kaynatıp ocaktan alın ve rendelenmiş kaşar peyniri ilave edin.
Hazırladığınız harcı tavuğun üzerine ekleyin.
Önceden ısıtılmış fırına koyarak 160 derecede 10 dakika kızartın.
Afiyet olsun.
Not;
Türk Aşçı Haberleri Olarak İnternet üzerinde yapmış olduğumuz bir araştırmada sizlere layık bulduğumuz “Peynirli Tavuk Göğsü” ile ilgili alternatif bir videonun sunumundan da faydalanabilirsiniz.
Not;
Türk Aşçı Haberleri Olarak Sizler İçin Hazırlamış Olduğumuz Bu Tarifi Denediğinizde Yorumlar Bölümünde Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşırsanız Seviniriz.
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlı Saray Mutfağında “kümes hayvanları” Hakkında Bazı Dipnotlar;
Osmanlıda beyaz et; Osmanlı da Kırsal kesimde bol miktarda yoğurt ve ürünleri tüketilirdi ve ayrıca şehirlerde ise yine bol miktarda kümes hayvanlarında tavuk tüketilmesine rağmen, kırsalda yaşayan halkın tavuktan ziyade daha çok kırmızı eti tercih ettiği de bir gerçek..!
Kâtiplerin sofrasında görülen diğer bir tatlı çeşidi ise zırba idi.
Görünen o ki, zırba badem, bal (‘asel), nişasta, zencefil, incir, zerdali ve kırmızı kuru üzüm (meviz-i sürh) ile yapılan bir çeşit muhallebiydi. Kâtiplerin önüne hangi et yemeğinin geleceği pek belli değildi. Onlara sunulan şurba-i makiyan kırk tavuktan, paşaların çorbası ise on dört tavuktan yapılmıştı;
Ancak ehl-i divan üyelerinin başka kümes hayvanlarından yiyip yemedikleri belirtilmemiş.
Toplam 132 güvercinin, 90 ni vezirlere, 32’si ağalara, ıo’u ise darüssa’ade ağalarına ayrılmış, 16 kaz ile 33 ördek paşalar ile belirtilen diğer gruplardan biri arasında paylaştırılmış, aslan payı yine vezirlere düşmüştü. Şerbet konusu belirsiz kalıyor; öğrenebildiğimiz tek şey şerbetin 48 kıyye (yak. 61.6 kg) şeker içerdiği ve bürokratlara ikram edildiğidir.
Özel yemek çeşitlerinin listeye eklenmesiyle, yemeğin ve katılımcıların yüksek statüsü iyice vurgulanmaktadır.
Danenin yanı sıra tatlılar, özellikle de zerde, statü göstergeleridir; zerde bugün bile düğün kahvaltısının geleneksel unsuru sayılır. Bir zamanlar düğünün ertesi günü ikram edilen paça da vezirlerin yüksek rütbesine işaret ediyor olmalıdır. Başta güvercin olmak üzere kümes hayvanları da sadece mutlu azınlığın ayrıcalığıydı.