Amasya Kesme Hamur Çorbası (İbik Çorba) - Amasya
Amasya Kesme Hamur Çorbası Malzemeler :
Hamuru İçin:
* 1 Su Bardağı Un
* 1 Yumurta
* 1 Çay Kaşığı Tuz
* Alabildiği Kadar Su
Ayrıca:
* 1 Su Bardağı Yeşil Mercimek
* 2 Su Bardağı Süzme Yoğurt
Amasya Kesme Hamur Çorbası Hazırlanış Tarifi :
Un, yumurta, tuz, su ilavesiyle özlü katı bir hamur yapılır.
Dinlendirilerek altına ve üstüne un serpilir ve oklavayla açılır.
Üzerine un serpilerek hamur oklavaya sarılır.
Oklavanın boyu istikametinde ikiye yarılır.
Böylece bütün katlar kesilmiş olur.
Daha sonra hamur aynı paralelde boyuna yarım santim şeritler halinde kesilir.
Tekrar enine yarım santim kalınlığında kesilir.
Hamurun fazla unu elekte elenir.
Mercimek yıkanır ve altı su bardağı suyla haşlanır haşlandıktan sonra hamur ilave edilir.
Hamur piştikten sonra özelenmiş yoğurt alıştırılarak çorbaya eklenir.
Bir tavada nane tereyağda kızdırılarak üzerine dökülüp servis yapılır.
Türk Aşçı Haberleri İlgili Tarif İçin Alternatif Tavsiye;
Sizler için İnternet üzerinde yapmış olduğumuz bir araştırmada takipçilerimize layık bulduğumuz “Kesme Hamur Çorbası” ile ilgili alternatif bir videonun sunumundan da faydalanabilirsiniz.
Türk Aşçı Haberleri Olarak;
Türk aşçı haberleri olarak sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tariflerini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Osmanlı Saray Mutfağında;
Aslında III. Sultan Murat’tan beri gözle görülür bir şekilde güvenlik tedbirleri artırılmıştı. Yemek kapları ve tepsiler temiz örtüler örtülür, Kilercibaşı, Aşçıbaşı gibi mutfak hiyerarşisinde üst kademede görev yapanlar tarafından dört-bir tarafı mühürlenerek padişahın dairesine bu şekilde getirilirdi.
***Yemek sofrasının altına serilen ve oturanların dizlerini örtecek büyüklükteki ağır sırma işlemeli sofra yaygısının dışında, yemek yiyenlerin ellerini silmeleri için bazen sofra örtüsüyle aynı kumaşta, bazen tülbent gibi hafif ve yumuşak kumaştan yapılmış peçete işlevli, çoğunlukla değerli örtüler bulunurdu. Yemek sonrası yine ellerinde su ve havlularla (peşkir) bekleyen hizmetkârlar vasıtasıyla eller yıkanır, temizlenirdi.
***Genelde şölen niteliğindeki yemeklerde; tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç, börek, bohça (poğaça), tatamaç (mantı benzeri bir yemek), ıspanak böreği, çorba, katı çorbası, kefal çorbası, baklava, çeşitli dolmalar, kebaplar ekşi aşı, muhallebi, pilav, tavuklu pilav, kıymalı- sade ve ballı börekler bulgur pilavı, zerde, yahni, paça, kabak reçeli (kabak tatlısı olabilir) aşure, turşu çörek, gözleme, girde (açılmış yufka) nukul (bir çeşit tatlı), tarhana çorbası, simit, erişte ördek, kuzu kebabı, tavuklu börek, aşure, çeşitli soğuk şerbet ve hoşaflar sofrada yer almaktadır.
***Yemek çeşitlerinden söz ederken asla gözardı edemeyeceğimiz bir durum söz konusudur. Bu da deniz mahsullerinin sofradaki yeri, Bilgilere baktığımızda deniz mahsullerinden havyarın, ıstakozun sofralarda yer aldığını, hatta ramazanda iftar sofralarında bulunduğunu* yalnızca üst tabakanın değil halkın da yediği belli başlı yiyeceklerden olduğunu görebiliyoruz. Dünyaca ünlü İtalyan yazar Edmonde de Amicis’in yazdığı İstanbul adlı kitapta İstanbul’daki yaşantısı, şahit olduğu olaylar anlatılmıştır.