Çıkmış Bu Dünyanın Çivisi "Kendime Yaşayacağım"
Atar yaptığımı düşünmeyiniz. Güncel yaşadığım bir mesele de yok. İnsanlığı izliyorum... Takipçisiyim... Hastasıyım!...
İnsanlık çök kötü durumdadır. Gelişimi görünümüne karşın hayal kırıklığıdır. En önemlisi ise insanlığın kavramsal gelişimine odaklı belki yerinde sayması var, belki de gerilemesi var.
Uzman değilim... Bir insan olarak fikir ve düşüncelerimi paylaşmaktır amacım. Yarası olanlar alınsın ve gocunsun!..
İnsanlığın bugünün gelinen sürecinde ki açık ve net gerçeği, yüksek ego çatısında ben merkezli duvarlarının bulunduğudur. Ben, ben ben!...
Ön yargılarlar ile inanarak ve inandırmaya çalışarak geliştirdiği yöntemleri ile, üstelik saldırarak da.
Fanatiklerini bir mıknatıs etkisi gibi merkezine çekerek, kendine taraf bulduğuna inanarak üstelik.
Bana göre, insanlık geneliyle fazilet ve erdemli olma değerlerinden uzak ve yoksun, yaşadığı bu dünyanın çivisini çıkarmayı başarmıştır.
Dünya düzenini mahluk sıfatıyla bozmuştur.
Küçük büyüğünü dinlemez olmuş, büyük büyüklüğünden uzaklaşmıştır. Sevgi ve saygı aranır olmuştur... Tüm aramalara rağmen de bulunamamaktadır. Ara sıra menfaat veya çıkarların gereğinde riyakarlıkla görüldüğü iddia edilmektedir...
Güven kalmamış, cinsellik tavan yaptırılmış, değeriyle namus kavramı aslının karşılığında ölçümlenerek kerizliğe terfi edilmiştir.
Kadın veya erkek evliymiş ne kendileri için, ne de o aileye sarkan veya o aile içersinde yapanlara, o tür ahlaksızlara, aile olmanın kutsal değeri bile dahi engel olmaktan çıkmış. Yani, yapmayana enayi sıfatı konulmuştur.
Sevgili olmak çeşitlendirilmiştir. Kültürel teknolojik sürecinin internet kullanımında sosyal mecralarda kendi anasını bacısını, evliyse ailesini düşünmeksizin veya boynuzlanarak kabülünde ahlaksız kullanıcıların ahlaksızlığı ile karşılığını bulduğu modern kerhaneler halini almıştır.
İnsanlık veya çevreniz; kimin eli kimin cebinde hal durumunun varlığında, bırakınız dostluğu, arkadaşlığı bile arar durumuna gelinmiş, akrabalık, komşuluk var mı? Nerede? Kim bulmuş? Denilir bir hal almış. Samimiyet bitmiştir.
İnsanlık hedefi odağında hele bir sırrınızı da paylaşmış iseniz ki vay halinize, bireysel menfaatleri için yanlış ve çıkarcı, topluluklar huzurunda bile dahi aşağılamaktan çekinmeyip, alçakça, kahpece ve iftiralarla dolu benimsetilmiş insan satış davranış yöntemine maruz kalmanız kaçınılmazdır.
Üstelik toplumda bu tür davranışta bulunanların alkışlanıldığını da görerek. Hele, bunu birde yakınınızdaki bir kişi alkışlıyorsa... Benim çevrem de bunların çok örnekleri var. Beni ona satar, onu da bana satar misali.
Tümüyle arlanmaz insan toplulukları oluşturularak, hatta destekçileri ile birlikte haya, ar ve edep kaybettirilmiştir...
Dünya adeta tepe taklak tersine döndürülmüştür...
Bunun üzerine minnacık kalanlar, bu gidişin karşısısında tepkiyle duranlar; kim kimi anlar mantıksız denilerek, zaman yaşamı dışında gerici ithamlar ile onların çamurunun girdabında boğmaya veya boğulmaya dahil edilme çabalanması ise insanlığın getirildiği felaketinin adeta net bir göstergesidir.
Ailenin anne ve babaları ile yetişkin çocukları bütünleşik değerlerden uzak yaşam yol tutumunu yaşamak için hak görür hale gelmiştir.
Bu düşünce ve davranış, entellektüellikle kutsanmış bulunması ise ayrı bir derttir.
Ulusal TV yayın show programları ile dizilerinde bunu görmekte mümkündür.
Akıllara, yıkama yağlamada aynen bu tür proğramların algısında gerçekleştirilmektedir.
Toplum adete yozlaşmaktadır...
Bence bir ulusun çöküşüdür de bu.
Para gücü ise başlı başına baş belamız...
Para gücü olan sansürsüzdür. İstediği gibi ok kelimelerle konuşur. Atış hep serbesttir. Kendinde ki hakkı böyledir. Hani bir söz vardır ya " paran kadar konuş " diye. İşte bu budur...
Günümüzde tavan yapmış, para için artık şeref satılır olmuş, her türlü ahlaksızlığı da makyajlar olmuştur.
Hatta para gücü suçluyu bile mağdur karşısında korunurluluğu, tepkilerimiz yokluğununun da beraberliğinde yeşil ışık yaktığımız gemisini yürüten kaptanların yaşamın her zerresinde tümden çoğalmasıyla günümüz dünyasının yaşam esaretimizi kavrayabilmenin zorluğunu artık gelenekçi ve duyarlı bir insan olarak anlayabilmenin zor olmadığını düşünmekteyim.
Yani günümüz şerefsizce zengin olanlara "ağam" , şerefince yoksul kalanlarada "lan" denildiği bir dünya halini en üst seviyede almıştır.
Yani, insanlık dünyayı yaşanılamaz hale getirmek için üstün bir çaba harcamaktadır...
Hem de bunu "ben tüm erdem ve faziletim ile birlikte Allah'a olan inancım, namusum, şerefim, vatanseverliğim " maskesiyle biçimlendirdiği de artık aşikardır...
Ben artık gerçeklerin ışığında "olumlu düşünme" yöntemini bırakıyorum. içimdeki " Hoşgörü çığlıgı" nı artık duymayacağım... Çivisi çıkmış bu dünya ile ilgili bir karar aldım. Artık, yaşamımın bu süreçinde hiç olmazsa son nefesime kadar Rabbimin inayeti ile kendimi mutlu etmek istiyorum.
Aynen bir şarkının söz dizilerinde olduğu gibi;
"Aklımdaydı kaç zamandır.
Bir türlü kendime soramadım.
Kaybedilmiş yıllar. var ya!..
işte, o yılları yaşamadım...
Artık, birçok şeyin farkındayım.
Kaldığım yerden başlamalıyım...
Gizlendiği yerden çıktı öbür yanım.
Bir daha geriye bakmayacağım.
Hiç kimse üstüne birşey alınmasın.
Biraz da kendime yaşayacağım"
SK Berfend Ber, İstanbul 2017