Amacımız Vegan Yeme-İçme Sektörünü Daha Cazip Hale Getirmek
Limonita Vegan Kasap, Türkiye’nin ilk vegan kasabı olarak çok kısa süre önce kapılarını açtı. İsminde kasap sözcüğünü kullanarak bu kelimeye olumlu bir anlam katma amacı taşıyan dükkanda çoğu kendi üretimi olan geniş bir çeşitlilik bulunuyor.
Tantuniden içli köfteye mantıdan rozbife kadar birçok vegan lezzetin yer aldığı Limonita Vegan Kasap herkesi ön yargısız olarak ürünleri deneyimlemeye davet ediyor.
Limonita Vegan Kasap, geçtiğimiz Kasım ayında Kadıköy Moda’da bulunan tarihi bir binada kapılarını açtı. Bu işletme dört farklı ismin hayallerinden doğan bir proje olarak hayat bulmuş. Deniz Yoldaç Yalçın ve Akın Yalçın’ın hali hazırda Kozyatağı’nda Limonita adında bir işletmeleri bulunuyor.
Açıldığında vejetaryen olan bu işletme Yalçın çiftinin vegan beslenme şekline geçmesiyle konseptinde değişikliğe giderek vegan bir menüyle hizmet sunmaya başlıyor. Yeni konseptle beraber heykeltıraş Sefa Çolak ve çene cerrahı Türker Yücesoy ile yolları kesişiyor.
Güçlerini birleştirerek Kadıköy’de Limonita Vegan Kasap’ı ve aynı sokakta bulunan Limonita Vegan Mutfak’ı açıyorlar. Bu ekip konuklarına lezzetli ve sağlıklı bir deneyim sunmanın yanında aslında veganlığı da anlatarak toplumdaki ön yargılı çoğunluğa kendilerini tanıtmak istiyor.
Bu amaçla da Limonita Vegan Mutfak bünyesinde çok özel etkinliklere de ev sahipliği yapmayı hedefliyorlar. Marka ve amaçları üzerine Deniz Yoldaç Yalçın ve Sefa Çolak’la çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
“Amacımız vegan yeme-içme sektörünü daha cazip hale getirmek”
Limonita Vegan Kasap’ta mantı, paçanga böreği, tantuni, yemeklik kıyma, pastırma, marquez sosis, sucuk burger, isli cheddar ve mayonez gibi hem Türk mutfağında sevilen yemekler hem de gurme şarküteri ürünleri bulunuyor. Dükkanın en önemli özelliklerinden birisi de çoğu ürünün el yapımı olarak kendi bünyesinde hazırlanması.
Şu anda daha çok geleneksel Türk mutfağının veganlaştırılmasına odaklandıklarını söyleyen Deniz Yoldaç Yalçın, “Türkiye’de olan ürünlerden ziyade olmayan ürünlerin üretimini yapmaya özen gösteriyoruz. Belki birilerine de fikir olup sektörü daha cazip hale getirebiliriz. Açıkçası vegan ürünler daha ulaşılabilir ve yaygın hale getirildiğinde biz de sektöre faydalı olduk diyebileceğiz” diyor.
Ürünlerde katkı maddesi kullanılmıyor
Kasap kelimesinin dükkanın isminde kullanılması ortaklardan Türker Yücesoy’un fikri olarak ortaya çıkmış. Sefa Çolak o süreci şöyle anlatıyor: “Türkiye’nin ilk vegan kasabını açarken öncelikli hedefimiz para kazanmak değildi.
Aynı şekilde restoranımızda da bu durum geçerli. Vegan yeme-içme sektöründe markamızı önemli bir noktaya getirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu konseptin başka bir vizyonu da bulunuyor. Kasap kelimesinin anlamını da olumlu bir hale getirmeyi amaçladık. Sonuçta bu bir kelime ve ezberden oluşuyor.”
Limonita’nın en önemli özelliklerinden biri ürünlerinde katkı maddelerine yer vermemesi. Dolayısıyla dükkanın vegan olmayan ama sağlıklı ürünler tüketmek isteyen bir müşteri kitlesi de bulunuyor. Özellikle işlenmiş et tüketmek istemeyen insanlar bu ürünlerin vegan versiyonlarını talep ediyor.
Limonita’da ürünlerin besin değerleri de tüketicisinin incelediği bir alan. Birçok ürün grubunda en az vegan olmayan muadil ürünlerde olduğu kadar proteinin olduğunu söyleyen Deniz Yoldaç Yalçın, ekliyor: “Hem lezzetli hem sağlıklı seçenekler sunmaya özen gösteriyoruz. Etik ilkelerle et yemeyen müşteri kitlesi bizi zaten buluyor.
Ama biz vegan olmayan insanlara da bir alternatif sunmayı amaçlıyoruz. Mesela tantuni ürünümüz birçok müşterimizin ete bakış açısını değiştirmeyi başardı. Aynı şekilde içli köftemiz de çok beğeniliyor. Hali hazırda sürekli yeni bir şey üretmek için çabalıyoruz.”
Kaynak: Gülçin Acar - gastronomiturkey.com