Garaville (Datça)
Şef Timur Kocabıçak “Ula Aşığı”
Malum ilk yağmurların başlamasıyla ve ilk garavilleler yaz uykusundan uyandı. Sosyal medyada “garaville” yemeğinin resimleri paylaşılmaya başlandı. Datça’lılar “ bu bizim kültürümüz diyerek yemeklerine sahip çıkarken, Datça’ya sonradan yerleşenler “iğrenç, bunu nasıl yersiniz?” diye yorumlar paylaşmaya başladılar.
Datça Emecikte Muhammet Kaçar isimli esnaf bir arkadaşımızın garaville yemeği ile ilgili sosyal medyada yer alan bir paylaşımı dikkatimi.
Aynen şöyle yazmış arkadaş:
Tabii ya…. Datça ve Datça’lılarla ilgili bir şey söz konusu olur da anti Datçalılar durur mu? Sosyal ağlar çalkalanıyor.” İğrenç” diye başlamış yoruma anti datçalı trolün biri. “Öökk, sümük gibi” diye eklemiş öbür angut. “Resmini bile görünce midem bulanıyor kaldırın sayfadan şunu” diye devam etmiş. Yorumlar yorumlar yorumlar. Dolayısıyla yine hakaretler, aşağılamalar ve Datça’lıları küçümsemeler.
“Yeter artık, sev, ya da sevme. Ye, ya da yeme. Datça’lıları rahat bırakın. Yaa bu bizim kültürümüz, geçmişimiz, belki de kaybettiğimiz annemizin, nenemizin bize sunduğu bir aş. Yokluk günlerinde sevdiklerimizle aynı tabağa ekmek bandığımız bir anı. Bari buna saygınız olsun. Kokoreç adı altında hayvanın bağırsağını boku ile birlikte yiyen sen değil misin? Sosyete ayağına yatıp, suşi adı altında Japon'un çiğ balığını yiyen sen değil misin?
istakozu, yengeç, karidesi kabuğuyla kemiren sen değil misin?.
Gelmişsin burada besin olarak ottan başka bir şey yemeyen garaville yiyoruz diye Datça’lıları aşağılıyorsun”
Muhammet Kaçar haklı. Kimse kimsenin kültürünü aşağılayamaz. Kimse kimseyi yediklerinden ve içtiklerinden dolayı yargılamamalı. İster kabul etsinler, ister etmesinler. “Garaville” Muğla Mutfak kültürünün bir parçası ve Datça ilçemizin bir yemeğidir. Bu arada 1923 yılına kadar geri gittim ve “garaville” yemeğini araştırdım. işte sonuçlar:
yıl 1945. İkinci Dünya Savaşı sona ermiştir. Türkiye bu savaşa fiilen katılmamış olsa da, ekonomisi en az bu savaşa katılan ülkeler kadar etkilenmiştir. O yıllarda Ekonomisinin yüzde 80 i tarıma dayalı olan Türkiye savaş ekonomisi yüzünden zor yıllar yaşamıştır. Halk fakirleşmiş işsizlik en yüksek seviyelerde seyretmiştir. Tüm bunlar yaşanırken, Muğla iline bağlı Datça ilçesinde de durum farklı değildir.
Muğla şehir merkezi ile Datça ilçesi arasında mesafenin uzaklığı ve düzgün bir yol olmaması ilçeyi Muğla vilayetinden tamamen uzaklaştırmıştır. Hatta Vilayete atanan Valinin bile Datça ilçesinden aylar sonra haberdar olduğu söylenir. Datça halkı haftada bir gün gelen posta arabasından başka araba görmez. Ulaşım at ve eşeklerle sağlanırmış.
Bir sonbahar günü posta arabasından inen bir tüccar, doğruca halkın gündüzleri toplandığı kahvehaneye girer. Mal satmak için gelen birisine hiç benzememektedir. Çayından birkaç Yudum aldıktan sonra konuşmaya başlar. Tüccar salyangoz alımı yapmaktadır. Halkın toplayacağı salyangozu iyi fiyatla almayı taahhüt eder. İşte o gün başlamıştır “Datça karavillesi”nin hikâyesi. Tüccar, halka garaville ile ilgili eğitim verir. Bir gün öncesinde sümüklü böcek ile garaville arasındaki farkı bilmeyen Datçalı, garaville toplayıp satmaya başlar.
Oysa 1923 yılında Lozan’da imzalanan Mübadele Protokolü ile Datça'ya gelen muhacir Türklerinin beraberlerinde getirdikleri bir kültürdü garaville ve çok az kişi tarafından bilinirdi. Ticareti yapılmazdı. Tüccarlar, ismi yemeklik “et garavillesi” ve ilaç yapımında kullanılan “gâvur garavillesi” olan iki cins garaville satın alırdı.
Bir zaman sonra gelen tüccarlardan ve muhacirlerden nasıl pişirildiği öğrenildi ve o günden sonra Datça'da belli bir kesim tarafından garaville yemeği yapılmaya başlandı. Günümüzde Muğla mutfak kültürü içerisinde Datça yemeği olarak yapılmaktadır.
Garaville yemekleri halen Balkanlarda, Yunan adalarında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve Kıbrıs Rum kesiminde yapılmaktadır. En meşhur yemeği(Datça) yahnisi olmakla birlikte, pilavı, haşlaması ve kentakisidir.
Yaz boyu aç kalan garaville ilk yağmurda bulunduğu yerden çiftleşmek için çıkar. 21 gün sonra 30-40 arası yumurta bırakır bu esnada sadece bitkilerle beslenir. Halk gece yarısı ellerinde “maşalama” adı verilen meşale ile garaville toplamaya çıkar. İlk hafta toplanan garavillelerin yahnisi yapılır, kalabalık ortamlarda eş dost hep birlikte yenir. Her yıl geleneklerini bu şekilde yaşatırlar.
Havaların ısınmasıyla yaşam ortamı bulamayan garavilleler bulundukları ortamda yapışarak yaz uykusuna geçerler. Aylarca uykuda kalırlar. Bu sırada beslenemedikleri için sindirim sistemleri boşalıp temizlenir. Bir sonraki sene yağacak olan ilk yağmurda tekrar ortaya çıkacaklardır.
Datça ilçemizin başka illerden göç almasıyla beraber, her yıl toplama döneminde garaville yenir mi? yenmez mi? tartışmaları yapılmaktadır. Şimdi buna açıklık getirelim.
Datça ilçemizde yemeği yapılan garavillenin bilimsel adı” helix aspersa” dır. Doğadaki 100 garaville çeşidinden birisidir.
Garavillenin faydaları nelerdir?
Bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kanserli hücrelerle savaşmasında yardımcı olan lectin maddesini içermektedir.
Yapısındaki kolajen ve elastin maddeleri nedeniyle cilt dokusu hasarları ve kemik rahatsızlıklarında destek olarak yararlanılmaktadır.
Garaville tryptophan maddesi içerir. Bu madde beynin rahatlamasına yardımcı olan seratonin hormonunun üretimini tetikleyerek duygu durumunun iyileşmesine yardımcı olmaktadır.
Garavillenin faydalarında Yüksek protein ve düşük yağ oranıyla değerli bir besin maddesidir.
Bol miktarda A-E-K-B vitaminleri içerir.
Garaville yemeği Tarifi
* 1 kilogram garaville
* 2 adet kuru soğan
* 1 adet sivri biber
* 2 adet domates
* 3 diş sarımsak
* 1 yemek kaşığı domates salçası
* Zeytinyağı
* Tuz
* Karabiber
Bir tencerede bol miktarda suyu kaynatılır. Canlı salyangozların orta kısımlarını delinir ve kaynar suya atılır. Bu işlemi salyangozlar yumuşayana kadar 3 kez tekrarlanır. Diğer yanda soğan ve biber incecik doğranır. Zeytinyağı tencerede kızdırıp önce soğan sonra da biber kavrulur. Küp küp doğranan domatesler ve salça da ilave edilir. Tuz ve karabiberi de ilave edip sos kıvamına gelene kadar kaynatılır. Yumuşayan salyangozlar da sosa atılır. Son olarak sarımsağı dövüp yemeğe eklenir ve sıcak servis edilir.