Gastronomi Festivalleri Denetlenmelimi?
Salih Seçkin Sevinç
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yemek festivallerine ilgi büyük.
Malum yemeği seven bir ülkeyiz. Sofralarda bir araya gelmeyi de seviyoruz. Türkiye gibi karışık ve yorucu gündemi olan bir ülkede bu festivaller insanlara bir nebze de olsa nefes aldırıyor. Yemek kültürümüzün birleştirici gücü ortaya çıkıyor.
Lakin özellikle son yıllarda yapılan festivallerde bir enflasyon olduğu düşüncesindeyim.
Hamburger Festivali, Rakı Festivali, Sokak Yemekleri Festivali, Lezzet Festivali, Gastronomi Festivali, Kalamar Festivali, Bağbozumu Festivali, Kahvaltı Festivali, Kahve Festivali, Çay Festivali, Meze Festivali, Barbekü Festivali, Yoğurt Festivali...
Daha da sayarım
Bir de belediyeye bağlı tanıtım günleri var. Maltepe Sahil Etkinlik Alanı’nda günler tertipleniyor: Kastamonu, Hatay, Erzincan, Rize, Erzurum, Gaziantep, Kars Tanıtım Günleri adı altında...
Fakat maalesef bu tertiplenen etkinliklerin birçoğunda kullanılan malzemelerin kalitesi ve organizasyon başarısı işaret ettikleri şehri doğru bir şekilde temsil etmiyor.
Mesela geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanlığı tağşiş yapılan ürünleri ve bu ürünlerin kullanıldığı restoranları açıkladı. Ben de hatta geçen haftaki yazımda buna değinmiştim.
Fıkra Gibi...
Bu listede yer alan restoranların festivallerde boy göstererek insanlara domuz eti ya da at eti yedirdiği gün gibi ortada. Bunun yanında memleket tanıtım günlerinde ürünleri satmaya gelen firmaların çoğunun o şehirle bağlantıları bile yok. Ya da varsa bile o şehirde yaşayan yerlilerin asla alışveriş yapmadığı, güvenmediği yerler. Hele bu tanıtım günlerinde sürekli boy gösteren İzmitli bir pişmaniyeci var ki fıkrası olsa yeridir.
Festival ismi değiştikçe brandasını yenileyip bir anda Meşhur Erzurum Pişmaniyecisi, Meşhur Hatay Pişmaniyecisi ya da Meşhur İzmir Pişmaniyecisi oluveriyor.
Sorularım şunlar;
1 - Bu festivaller ve günler neyi ne kadar doğru temsil ediyor? Bunları denetleyenler kimler?
2 - Avrupada bildiğimiz gelenekselleşmiş ve yüzyıllardır yapılan festivaller var. Mesela Fransa’da Ortaçağ'dan bu yana süregelen peynir festivalleri ya da Almanlar’ın meşhur Oktoberfest’i gibi. Acaba bizden gelecek nesillere böyle festivaller miras kalır mı?
Geçtiğimiz iki haftasonu Türkiye’de iki tane Meze Festivali düzenlendi. Biri iki hafta önce Ortaköy Feriye’de; diğeri de bu haftasonu Antalya’da Akra Oteli’nde...
İki etkinlik de birbirinden ayrı organizasyonlar. İki ayrı organizasyonun da becerisi çok iyi. Ama Antalya’daki etkinliğin içeriği ve katılımcıları ile tartışmasız daha doğru temsil kabiliyetine ve enternasyonel özelliğe sahip.
Hani diyorum ki; şu iki meze festivali önümüzdeki sene tek ve daha büyük bir “Meze Festivali”ne dönüşemez mi?
Hem de böylece diğer festivallere de dosdoğru bir örnek olmuş olur.