Geleneksel Türk mutfağı, Modern Türk mutfağı ve Akdeniz mutfağında Örnek Türk Şefi ve Eğitmen şef Sevda ÖZKARA’ın kaleminden özel bir tarif olan “Güllaç Tarifi” ni Türk Aşçı Haberleri olarak sizler için derledik.
Eğitmen şefimiz “Sevda Özkara”nın Osmanlı Ramazan Tatlılarından "Nefis ve lezzetli Güllaç Tarifi" ni beğeneceğinizi ümit ediyoruz. Kendisine ilgili çalışma için teşekkür eder, profesyonel hayatında başarılar dileriz..
Osmanlı ve Türk mutfağının içerdiği lezzet miraslarından, dünya mutfakları arasındaki seçkin yeri herkesin
malümudur. Bu zengin ve kaliteli mutfağın
sınırsız lezzetleri arasında
Türk tatlıları elbette önemli yere sahiptir.
Türk mutfağının geleneksel diye nitelendirdiği
nefis lezzetlerden en önemlisi dogu batı sentezine layık olan güllaç tatlısıdır.
Güllaç nasıl yapılır? Güllaç yapmak icin hangi malzemeler lazımdır? Güllaçın faydaları nelerdir? Güllaç hangi vitaminleri içerir….
Uzmanlar güllacın ihtiva ettigi B ve E vitamini nedeniyle bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği bu vitaminlerin sakinleştirici ve stresi azaltıcı etkileri oldugunu oruçtan dolayı düşen kan şekerinin normal seviyeye gelmesine yardımcı oldugunu söylüyorlar.
Evet Gelelim Osmanlı Yemek Kültüründe Ve Geleneksel Türk Mutfağından Nefis Ve Lezzetli Meşhur Güllacımızın Tarifine
Güllaç Tarifi “Eğitmen şef Sevda Özkara”
Güllaç Kullanılan Malzemeler:
* 16 Yaprak Güllaç
* 3 Litre Süt
* 750 Gr Toz Şeker
* Çekilmiş Ceviz
* Gül Suyu (İsteğe Bağlı)
Güllacın Üzeri İçin:
* Toz Fıstık
* Ceviz
* Kiraz Şekerlemesi
* Vişne
Güllaç Hazırlanış Tarifi :
3litre süt şekerle birlikte ılık hale getirilir.
Sonra tepsiye konan herbir güllaç yaprağının parlak tarafı üzerine kepçe ile ılık süt gezdirilir.
Güllaç yaprakları bittiğinde kalan süt güllaçların üzerine gezdirilir.
Buzdolabında yarım saat dinlendirilip üzerine fıstık badem ceviz serpilerek isteğe göre gül suyu serpilerek servis edilir.
Afiyet Şifa Olsun
Egitmen Şef Sevda Özkara
Güllaç'ın Tarihçesi Nedir?
Benim sözlerime gülün
Sözü mevsiminde bilin
Ramazana mahsus ancak
Baklavalık güllaç alın
13. yüzyıla ait en eski tarifine göre, güllaç yapraklarını hazırlamak için buğday nişastası ve su veya çırpılmış yumurta akıyla yapılan sulu bir hamur saca dökülürdü. Bugün ise güllaç hamuru mısır nişastası ve sudan yapılmaktadır.
Güllaç, saray mutfağına ilk kez 1489 yılında alındı.
Kastamonulu Ali Usta, elinde kalan yufkaları, saray görevlilerinin Kastamonu gezisi sırasında şekerli sütle ıslayıp bir tatlı haline getirdi. Orada bu tatlıyı beğenen saray görevlileri, bu tatlıyla beraber Ali Usta'yı da saraya tatlıcıbaşı olarak götürdüler.
Osmanlı döneminde güllaç yaprakları varak olarak adlandırılmıştır.
Osmanlı sarayına 1573-1574 yılları arasında 19740 varak alınırken, 1642-1654 yılları arasında ise 10300 adet varak alındığı saray mutfağı kayıtları arasındadır.
Turabi Efendi, kitabında varak yapımını ''Bir çanağa 20 yumurtanın beyazını koyup iyice çırpın, sonra yavaş yavaş yarım kilogram kadar buğday nişastası ilave ederek, iyice karıştırın, sonra ince bir hamur oluşturacak kadar su ilave edip karıştırın. Fazla ısınmasını önlemek için önceden altına bir buçuk santimetre kadar kül yapıştırdığınız yuvarlak ve çok az kubbeli bir demir sacı odun kömürü ateşi üzerine yerleştirin.
Orta derece ısınınca, uygun bir kaşıkla hamurdan bir büyük yemek tabağı büyüklüğünde veya daha büyük bir yufka oluşturacak kadarını sacın ortasına dökün. Bir dakikadan daha az bir zamanda bu yufka hazır olacak. Bu, bembeyaz ve pelür kağıdı kadar ince olmalı'' diyerek anlatmıştır. Varak yapımı ustalık gerektirir, varağın kalın olması güllacı lapa yapar, ince olması ise parçalanmasına neden olur.
Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllaç, genellikle şeker şerbetiyle yapılır, gül suyu, misk, kaymak, şam fıstığı, badem veya fındık da katılırdı. Güllaç yaprakları bohça, muska veya rulo şeklinde sarılırdı. Yaprakların yumurtaya bulanarak kızartıldığı ve şerbete atıldığı bir çeşidi de vardı...
Osmanlı ramazan kültürü ve Türk ramazan kültüründen geriye kalan en önemli miras, eski adetleri, yemekleri, gelenekleri şimdilerde pek hatırlamasak da güllaçtır. Güllaç denince akla ramazan, ramazan denince de güllaç gelmektedir. Pek tabii güllaç da güllü aştan güllaca dönüşürken, tariflerde de değişmiştir.