Aşçıların Meslek Uyumu ve Meslek Algısı Bölüm “01”
Aşçıların Meslek Uyumu ve Meslek Algısı Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma
Arif YILMAZ | Haluk TANRIVERDİ
Bu çalışmanın amacı işgörenlerin, meslek uyumu ile meslek algısı arasındaki ilişkilerin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda aşçıların meslek uyumu ve meslek algısı düzeyleri araştırılmıştır. Veriler 2014 yılında Alanya’da düzenlenen Altın Kepçe Uluslararası Yemek Yarışması’na katılan aşçılardan anket yoluyla elde edilmiş olup, bulgular bu ankete katılan 163 aşçı ile sınırlıdır. Ankete katılanlar kolayda örnekleme yoluyla belirlenmiştir.
Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 22.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodları (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma) kullanılmıştır. Bağımsız iki grubun karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi, ikiden fazla grup karşılaştırmalarında ise Kruskal Wallis testi kullanılmıştır.
Araştırmanın bağımlı ve bağımsız değişkenleri arasındaki ilişkiyi Pearson korelasyon, etki ise regresyon analizi ile test edilmiştir. Araştırmaya katılan aşçıların Kişi-Meslek Uyumu düzeyi “çok yüksek” ve Genel Meslek Algısı düzeyi “yüksek” olarak saptanmıştır. Kişi-Meslek Uyumu ile Mesleki Genel Algı arasında orta düzeyde, pozitif yönlü anlamlı ilişki tespit edilmiştir.
Meslekler insan hayatında oldukça uzun süreli yer alan uğraşımlardır (İlhan, 2008: 2; Eke, 1987: 377). TDK Meslek kavramını, “belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş” şeklinde tanımlamaktadır.
İş kavramı ile meslek kavramı farklı anlamlar içermektedir (Aytaç, 2000: 198; Çakır, 2001: 33). Meslek, geçim sağlama yönünde verilen bir uğraş olmanın ötesinde, toplumsal bir olgudur ve içinde birçok toplumsal ögeyi içinde barındırmaktadır (İlhan, 2008: 132-133). Meslek olgusu çoğunlukla bireylerin bilinçli tercihleri iken “iş” olgusu ise tercihten daha ziyade piyasa koşullarına göre meslek dışında da olabilen faaliyetleri ifade etmektedir (Çakır, 2001: 33). Merih ve Arslan, (2012)’a göre profesyonel bir meslek temelinde, meslek bağlılığı ve örgütlenmeyi barındırmaktadır.
Meslek, bireyin toplum içerisinde kendisini tanımlama ve yer edinmesinde en önemli etkenlerden biri olarak kabul edilmekte, kişisel gelişimi ve kendini gerçekleştirmesine olanak sağlamaktadır (İlhan, 2008). Bu doğrultuda meslek kavramını; bireyin kişiliğinin en önemli bileşeni olarak etraftan saygı görmesini, başkalarıyla ilişki kurmasını sağlayan ve belirli kültürel özelliklere, bakış açılarına, yaşam tarzlarına, değerlere, ilkelere vb. sahip bireyler tarafından icra edilen toplumsal değere sahip bir olgu olarak ifade etmek mümkündür (Kuzgun, 2000).
1. Aşçılık Mesleği
Eren, (2016: 84). “Türkiye’nin Gastronomi İmajı, Ziyaretçilerin Bilgi Kaynakları Ve Harcamaları” konulu doktora çalışmasında, Gastronomi imajının destinasyonunu tekrar ziyaret etme niyeti üzerinde etkisi olduğu, seyahat boyunca yiyecek ve içecek harcamaları ortalamasının 575$ olduğu ve bu tutarın seyahat bütçelerinde %18,8’lik bir pay aldığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Mesleki Eğitim ve Geliştirme Projesi (MEGEP 2007: 12), aşçıyı; “kendi başına ve belirli bir süre içerisinde kahvaltıları, çorbaları, zeytinyağlı yemekleri, mezeleri, hamur işi yemeklerini, salataları, sıcak ve soğuk sosları, kırmızı et, kümes hayvanları, sakatat ve av hayvanları yemeklerini, su ve deniz ürünleri yemeklerini, sebze ve kuru baklagil yemeklerini, pilav ve makarna yemeklerini, tatlıları ve içecekleri kendi başına hazırlama bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişi” şeklinde tanımlamaktadır.
Mesleki aşçılık eğitiminin, işletmelerde maliyetleri düşürücü, verimliliği ve karlılığı arttırıcı, faydaları olduğu bilinmektedir. Nitelikli mutfak çalışanı okul, kurs, kitap, usta-çırak ilişkisi vb. kaynaklardan beslenerek teorik mutfak bilgisini almış, sektörde çalışarak teoriyi pratiğe dökmüş, mesleğini severek yapan ve kendini yenileyen kişi olarak tanımlanmaktadır (Şükran, 2015: 102-103).
2. Kişi Meslek Uyumu
Mesleğin icrası için gereken bilgi, beceri, tavır ve tutumlar ile gerekli iş süreç bilgileri bir araya geldiğinde, mesleğini severek ve isteyerek yapan bir meslek erbabı ile birlikte toplumsal kabul ve itibarı gören bir meslek ortaya çıkar (Arınç, 2013: 138).
Bireyler kendine ögzü farklı yatkınlık, bilgi, beceri ve ilgi alanlarına sahip olup, bu farklılıklar sebebiyle bazı meslekler birey açısından daha çekici hale gelir (Starks ve Glenn, 2007: 61). Yapılan araştırmalarda birey-meslek uyumu düzeyi yüksek kişilerin, mesleklerini devam ettirme eğilimlerinin, birey-meslek uyum düzeyleri düşük olan kimselerin ise, meslek değiştirme eğilimlerinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır (Donohue, 2006).
Gothard (2001), Mesleğin icrası için gerekli bilgi ve beceri düzeyi ile bireyin nitelikleri arasında uyum olması durumunda, birey olumlu meslek algısına sahip olacak ve mesleğinde uzun süre çalışma motivasyonuna kavuşacağını ifade ederken, Carless, (2005) ve Vandenberghe ve Ok, (2013) birey meslek uyumu düzeyi mesleki tatmin ve bağlılık düzeyine olumlu yönde etki etmekte olduğundan söz etmektedir.
Bireyin sahip olduğu meslek, yaşam tarzının ortaya çıkmasında önemli rol olmaktadır. Meslek, bireye ekonomik kazanç, toplumsal statü, bedensel ve zihinsel gelişim sağlamakta, hayata bakış açısı, olaylar karşısındaki tutum ve davranışları ile toplumsal ilişkilerine yön vermektedir (İlhan; 2008: 314). Bireyin kimlerle arkadaş olacağı ve zaman geçireceğini, kiminle evlenip evlenemeyeceğini, yaşayacağı muhiti, çocuklarının geleceği ve ailesinin hayat kalitesini de sahip olduğu meslek belirler (Eke, 1987: 378-379).
Aşçılık mesleğinde istekli olmak çok önemlidir (Şükran, 2015: 102-103). Turizm sektörü çalışanlarına göre turizm işletmelerinde çalışan personelde bulunması geren en önemli özellikler sırasıyla; ’’teoriyi pratiğe iyi uyarlayabilmek’, deneyim, turizm eğitimi almak ve yabancı dil bilgisidir” (Şükran, 2015: 90).
Arbak ve Yeşilada, (2003: 23) “Örgüt Kişi Uyumu ve Örgütsel Çekicilik:
Hangi Kişiler Ne Tür Örgütleri Daha Çekici Bulur?” adlı çalışmasında örgütlerin kendilerine uygun elemanları istihdam etmek ve onları sosyalleştirmek için yoğun çaba harcadığından ve bu çabanın rekabet avantajı sağlayacak güçlü örgütsel kültür oluşturmaya yönelik olduğundan söz etmektedir. Öz güveni zayıf kişilerin, güçlü olanlara oranla iş güvencesi sağlayan örgütleri, özgüveni yüksek kişilerin ilgi alanlarına uygun, yenilikçi, eğitim imkânı sağlayan işletmeleri tercih ettiği bulgusunu elde etmiştir.