Doktorlarımıza ve mesleğimizdeki mevcut sıkıntılarımıza baktığımda, zor gibi gözükse de bir hayalim var. O da şu: Toplumumuzun hiçbir kesimi tarafından küçümsenmeyen, hor görülmeyen, mutfakta yemek yaptığı için sıradanlaştırılmayan, hakaret edilmeyen, aşağıda görülmeyen…; aksine yüksek saygı duyulan, verilen emeklerin karşılığının alınabildiği bir noktaya aşçılık meslek sanatının gelebilmesini istiyorum.
Zor da olsa bir gün bunun gerçekleşeceğine inancım tamdır. Bu hayalin mümkün olabilmesi için sadece kendi çıkarlarını düşünmeyen, aynı zamanda başkalarının emeği üzerinde bulundukları konumları kaybetme korkusu olmadan meslektaşlarımızın ve
Türk mutfağının gerçek sorunlarını dile getirenlerin değerlerinin ve önemlerinin hem toplum hem de Türk
aşçılık camiası tarafından anlaşılması gerekmektedir.
Bu konuların önem ve değerini anlayıp ilgili alanlarda çalışmak yerine, şahsi amaçları doğrultusunda kültürümüze uygun olmayan yöntemlere başvurarak anlamsız gösterişe odaklananlar, maalesef toplum tarafından ilgi görebiliyor. Aynı amaçları güden kişiler, şahsi çıkar ve menfaatleri için herhangi bir alanda ünlü olmuş birini gördüklerinde kılıktan kılığa girerek yıllardan beri mesleğimizin saygınlığına olumsuz etkilerde bulunabiliyorlar. Çoğu insan bunun farkında olmasa da, bu olumsuz etkiler zaman içinde Türk mutfak kültürüne ve aşçılık meslek sanatına telafisi imkânsız kalıcı izler bırakacaktır.
Ben, ünlüsünden ünsüzüne kadar siyasiler ve politikacılar dahil hiç kimsenin yanında el pençe divan durmak zorunda olmadığını kavrayabilen, fikirlerini her yerde açıkça çekinmeden herkes karşısında ifade edebilen; kısacası birey oldukları bilincine varabilmiş saygıyı ve dürüstlüğü kendisine ilke edinmiş Türk aşçıları hayal ediyorum.
Söz konusu aşçılık meslek sanatıyla birlikte Türk mutfağı olduğunda, siyasileşenlerden ziyade bilimsel anlamda rasyonel gerçekliklerimiz çerçevesinde düşünen, sorgulayan ve çalışan Türk aşçılarını hayal ediyorum. Türk mutfağını ve mesleğimizi ele alırken bizi rasyonel gerçeklikler konusunda sorgulamaya, düşünmeye ve çözümler üretmeye teşvik eden, siyaset üstü duruş sergileyebilen Türk aşçılarını hayal ediyorum.
Bunları hayal ediyorum, çünkü Türk mutfağı ile birlikte Türk
aşçılık sanatını yeryüzünde çok daha saygın bir konuma ve çok daha ileriye taşıyacak olanların, birey olabilme bilincine varmış, farkındalıkları olan, akılları ve vicdanları hür, erdemli ilkelere sahip karakterleri yüksek Türk aşçılarıyla olabileceğine inanıyorum.
Mesleki becerilere ek olarak, yüksek karakteristik meziyetlere sahip nesiller yetiştirebilmek ve gerçekten hak ettikleri değerleri onlara sunmak; Türk mutfağı temsilcilerinin, Türk aşçılık camiasının ve elbette ki tüm eğitim kurumlarının en önemli öncelikli misyonu olmalıdır.
Saygılarımla,
Tolgahan Gülyiyen
TMDH-WTCA
Kurucu Başkan