Bolu ve Mutfak Kültürü
A.İ.B.Ü, Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi (BAMER), değerli yöneticileri Yrd. Doç. Dr. Azize Yasa’nın üstün gayretleriyle, Bolu’nun çorak sayılabilecek kültür hayatına katkı sağlayacak önemli etkinlikler düzenliyor. Bu etkinlikler ,kimi zaman bir konferans , kimi zaman bir eğitim çalışması, kimi zaman da bir kitap tanıtımı olabiliyor. Fırsat buldukça katılmaya çalıştığım bu etkinliklerden en sonuncusu, bir kitap tanıtım toplantısıydı.
Bolu ve Mutfak Kültürü adını taşıyan kitabın tanıtımına, aralarında Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Mengen Belediye Başkanı Turhan Bulut, Bolu Bağışçılar Vakfı Başkanı Şerafettin Erbayram,Türk mutfağının duayen ismi Yurdaer Kalaycı’ nın da olduğu geniş bir dinleyici kitlesi katıldı.
“Bolu ve Mutfak Kültürü “ gibi iddialı bir ad taşıyan bu kitap, Abant Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü yüksek lisans öğrencileri; Emre Öztürk, Emrah Gökçeel, Merih Tatlı, Taner Tuncer ve Vedat Kayış’ın , Bolu ve ilçelerindeki köylerde, yörelere özgü yemekler ve mutfak kültürü konusunda yaptıkları çalışmaların sonucunda, Mengen Gastronomi Bölümü Öğretim Müdürü Doç. Dr. Nihal Doğan’ın editörlüğünde hazırlanmış.
Tanıtımda , hepsi akademisyen şef olan yazarlar, ayrı ayrı söz alarak sorumlu oldukları bölgelerdeki yaptıkları yöresel yemek çeşitleri ve yemek kültürü taraması sonuçlarını hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler. Sunumlarından anlaşıldığına göre yazarlar kitabın özünü oluşturan olan “yemek ve yemek kültürü” üzerine daha fazla yoğunlaşmaları gerekirken, inceledikleri yörenin coğrafyası ,tarihi ve yerel adetleri üzerinde gerek olmadığı halde fazlaca vakit harcamışlar. Bu hali doğal olarak bazı eksikleri de beraberinde getirmiş. Bu eksiklikleri, doğup büyüdüğümüz Seben yöresinde bazı geleneksel yemeklerin ve ekmek çeşitlerinin kayda girmemesiyle anlayabiliyoruz.
Kitabın özünü oluşturan saha çalışmalarının kış aylarında ,güç koşullarda yapıldığı sunumlarda özellikle vurgulandı . Bu durum, yaz aylarında mevsimsel olarak yapılan bazı yemeklerin dikkatlerden neden kaçtığını da açıklıyor. 572 sayfa olan ve Bolu Bağışçılar Vakfı’nın maddi desteğiyle hazırlanan ,Bolu Mutfağı hakkında temel bir başvuru kaynağı olabilecek kitabın , mevsimsel ,birden fazla saha çalışmasıyla derleme yapılıp ,bu derlemelerin , yöresel yemekler hakkında başka bilgi sahiplerinin görüş ve deneyimlerini ifade edebilecekleri birkaç toplantı sonunda da son yazımının yapılması gerekirdi .
Ayrıca ,yemek kültürü dışında kitapta yer verilen bilgilerin , üniversitenin tarih, halkbilim, sosyolji , coğrafya bölümlerinden uzman desteği alarak hazırlanması daha yararlı olabilirdi. Özellikle ıza bulguru ve keş hakkında üniversitede akademik çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Kızılcık ve tarhanası hakkında da başka üniversitelerde yapılmış çalışmalar da mevcuttur. Bu çalışmalardan alıntıların kitap yer bulması sağlanabilirdi.
Bolu ve Mutfak Kültürü adını taşıyan kitabın, emek verilerek hazırlanmış, önemli bir çalışma olduğu ortadadır ve bu haliyle elbet değerlidir , gösterilen gayreti de takdir etmek gerekir. Ancak, kitap bu haliyle, Bolu Mutfağı hakkında temel bir başvuru kitabı olmaktan ziyade, kanaatimce, önemli bir ön çalışma olarak kabul edilebilir.