Boş zamanlardaki artış kişileri sürekli konutların bulunduğu yerin dışında seyahate ve dolayısıyla konaklamanın yanı sıra dışarıda yemek yemeye yönlendirmektedir Yoğun çalışma temposuyla ortaya çıkan kısıtlı boş zaman olgusu da kişilerin dışarıda yemek yemeye yöneltmektedir.
Bu çerçevede bireylerin dışarıda yemek yemelerindeki amaçları fizyolojik gereksinimleri gereği karınlarını doyurmaktır.
Ancak bireyler boş zamanlarının artması ve gelirlerinin yükselmesiyle birlikte yemeklerini ev dışında yemeye başlamışlardır. Ancak bireyler sadece karınlarını doyurmak için gittikleri yerlerde bir takım etkileşimler içerisine girmektedirler.
Bu etkileşimler yemek yenilen yerdeki işletmenin personelden müşterisine kadar bir çok kişiyi kapsamaktadır. Bu etkileşimlerle birlikte bireyler kısa vadeli, periyodik devirli yada uzun vadeli ilişkiler içerisine girmektedirler. Nihayetinde sadece fizyolojik ihtiyaçları gidermek amacıyla gidilen yiyecek-içecek işletmelerinde aynı zamanda da sosyolojik bir etkileşim gerçekleşmektedir.
Bu açıdan bakıldığında yiyecek-içecek olgusunun bireylerin sosyalleşmesine pozitif bir etki yaptığını söyleyebiliriz. Bu etkiyi ise ancak yiyecek-içecek olgusuna sosyolojik olarak bakmak suretiyle bulabiliriz.
Anadolu tarihi yönüyle çok köklü bir geçmişe sahiptir. Bu kültürel zenginlik halk ürünlerine yansımaktadır. Anadolu halk kültürü ürünleri, toplumsal yaşamda uyum sağlayıcı, birlikteliği pekiştirici, dayanışmayı arttırıcı özelliklerini sürdürerek belli bir işlev üstlenirler.
Bu ürünler tarihsel gelişim sürecinde Anadolu insanının sanatsal beğenisini belirleyen, estetik anlayışını sergiler. Halk kültürü ürünleri, kendi kültürüyle yabancılaşmayı önler. Geleneği sürdürenler kültür taşıyıcıları olarak görev yapmaktadırlar Ülkemiz, gerek tarihten getirdiği sosyo-kültürel yapısı gerekse coğrafi olarak yer aldığı konum gereği, çok yönlü bir toplumsal denklemin öznesidir.
Bugünkü sosyo-kültürel yapı, dünyanın birçok bölgesiyle karşılaştırıldığında hayli zengin ama aynı zamanda tahlili bir o kadar da karmaşık öğeler içermektedir. Bu zengin ve karmaşık öğelerin en başında yiyecek-içecek olgusu gelmektedir. Tarihi çok eskilere dayanan ve coğrafi açıdan çok geniş alanlara sahip olan Türkler gittikleri bölgedeki yiyecek-içecek kültürünü etkilemiş ve aynı zamanda da etkilenmiştir.
Özellikle Türk yemek kültürü incelendiğinde yemeğin sadece bir beslenme tarzı olmadığını anlayabiliriz. Türk yemek kültürü sosyal düzeni sağlayan önemli bir unsurdur.
Devlet idaresinde, resmi törenlerin düzenlenmesinde, komşuluk ilişkilerinde ve misafirlerin ağırlanmasında diğer aktiviteler kadar etkili olduğunu görmekteyiz Coğrafî, kültürel ve sosyolojik sebeplerle, Türkler, komşuluk münasebetlerinde bulundukları ve iç içe yaşamış oldukları farklı toplumlarla etnolojik anlamda hem etnik vericilik hem de etnik alıcılık yapmışlardır. Bu alış-veriş hiç kuşkusuz yiyecek ve içecek kültürü için de söz konusu olmuştur.
Özellikle Türk gelenek-görenek, örf ve adetlerinde yiyecek-içecek unsurunun önemli bir öğe olduğunu görmekteyiz.
Bu öğe toplumunda sosyal kaynaşmanın bir unsuru olarak göz ardı edilemez bir yere sahiptir. Örneğin bir komşuluk ilişkilerinde Türk kahvesinin yadsınamaz bir öneme sahiptir. Türk toplumunun yapısı nedeniyle bireyler komşularına bir bahane bulmak kaydıyla ziyarete gitmek isterler. Bu bahane ise Türk toplumun da genellikle Türk kahvesidir. Komşular birbirlerine sizin bir acı kahvenizi içmek istiyoruz gibi bir ifade ile ziyarette bulunmak isterler. Burada asıl amaç komşuyu ziyaret ederek toplumsal etkileşimler içerisine girmektir.
Ancak burada Türk kahvesi bir araç olması sebebiyle bireyleri yakınlaştırıcı bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu örnekte görüldüğü gibi yiyecek içecek olgusunun özellikle, Türk Kültüründe, bireyleri yakınlaştırıcı bir unsur olduğu ve bireyler arası sosyal etkileşime olumlu yönde katkısının olduğunu söyleyebiliriz.
Diğer bir örnek olarak da restorana yemek yeme için giden bir bireyin, yine yemek yeme için gelen başka bir bireyle etkileşim içerisinde bulunması, asıl amaçlarının karınlarını doyurmak olan bu bireylerin farkında olmadan sosyal etkileşim içerisine girmeleri yiyecek-içecek olgusunun bireyler arası iletişimi olumlu yönde etkileyeceğinin önemli bir kanıtı olarak karşımıza çıkmaktadır.