Tarifi Olmayan Meslek Aşçılık...
Aşçılık mesleğinin tarihçesini doğru araştırırsak, kölelikle başlıyan bir hayatın zanaata dönüşmesidir.. Çoğu zaman sitem ederiz, kölemiyiz diye... Evet kölelikten gelen bir geleneği sanatsal anlamda modernleştirip sunuyoruz..
Eski bir zamanda kölelerine sütü verip bundan yoğurt yapın diyen zalimin birisine kölelerin yağmur suyu ile sütü mayalamalarını hiçbirimiz bilmiyoruzdur...
Peki neden bu kadar sitem ...
biliyoruz ki dünyanın en zor mesleğini icra ediyoruz.. Bu mesleği icra etmek için şansa da çok ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız... Kurumsal firmalarda çalışan meslektaşlarımızın tuzum kuru muhabbetleri aşçılık mesleğinin dışında bir gelişmedir..
TV lerde program yapma fırsatı olanlar kendilerini anlatmaktan başka gayretleri olmamıştır.. Şu an yüzbinlerce aşçı arkadaşımız işsiz ve kaderlerine terk edilmiş durumdalar..
Televizyonlarda program yapmak eğer sadece kendin için ise eyvallah derim.. Toplumsal sorunları gündeme getirip bu konuyu medya ile paylaşıp insanları bilgilendirmek için çaba gösteren aşçı arkadaşları da yüreklerinden öperim...
Bu zor süreçte bizlere sahip çıkmayan işverenlerin karşısına hep birlikte örgütlü bir şekilde şartlı ve koşullu olarak çıkmalıyız..
Sınıfsal anlamda yapmamız gereken şeylerin en önceliği. Tüm mutfak emekçilerinin ve turizm çalışanlarının birleşerek dayanışma örneği göstermesidir..
Sendikal anlamda belki zor olabilir ama çoklu bir dayanışma ile konuyu kendimiz meclise taşıyabiliriz.. Şuna inandımki görüştüğümüz milletvekillerinin de yapacağı bir şey kalmamıştır..
Sevgiler...