Türk Sokak Yiyecekleri Sn. “Berfend BER”
Türk sokak yiyecekleri ile ilgili yapmış bulunduğum araştırmalar neticesinde edindiğim tek gerçek şu; Bu sahibi bulunduğumuz kültür varlığımızın değerini maalesef bizler, hepimiz bilmiyoruz. Hayat yolunda yaşamak için karnımızı doyurmuş, mutfağımızın hep tadına varmış, hep onunla övünerek dağlara sırtımızı yaslamış, gerçeklere gözümüzü kapatmış, yelkenleri fora etmişiz.. Kaderi rüzgarın esintisinde , o ne tarafa, biz oraya...
Bu konuda üç beş gastronomi yazarları ile duyarlı yurt içi ve yurt dışından web sitelerinde yazan yiyecek ve içecek Türk gönül dostlarının dışında elle tutulacak bir şey yok. Asıl ürkütücü olan ise gerek ülkemizi ziyaret eden gerekse yiyecek ve içecek ile ilgi yayın yapan yayın kuruluşları gastronomi editörlerinin kaleme aldığı yazılar ile bu kültürel değerimizi, hani o Dünya da ki üç mutfaktan biri olarak övündüğümüz, hani onunla ilgili bir halt yapmadığımız, sadece konuşup durduğumuz , bir türlü varlığını kabul edemediğimiz geleneksel Türk mutfağımızın sokağa yansımış lezzetlerini gözümüzün içerisine sokarcasına göstermeleri. Hatta, bu geleneksel kültürel değerimiz ile ilgili yapmış bulundukları araştırma neticesinde; Dünya'nın en lezzetli ve talepli sokak yiyecekleri arasında ilk sıralara yerleştirmeleri.
Değerlendirme sadece ülkemizin şehirleri ile değil, Dünya'nın metropol şehirlerindeki beğeni ve talebi de dikkate almışlardır. Bunlardan bir tanesi; ABD'de yayınlanan Food & Wine dergisi 24 Dünya şehri içersin de Dünya'da " en iyi sokak yiyeceği " yenilebilecek şehrini seçerken listede üçüncü sırada yer alan Berlin’deki en lezzetli sokak yiyeceklerinden biri olarak da Türk dönerine yer vermiştir. İstanbul'u ise listede beşinci sıraya oturtmuştur. İstanbul'un, şehrin her yerine dağılmış büfeleriyle çok daha fazla hızlı yiyecek önermesine dikkat çekerek, özellikle seyyar sokak satıcılarının sattığı börek çeşitleri ile simit ve kumpiri de işaret etmiştir..
Ülkemiz her karışını büyük bir heyecan, keyif ve iştahla ziyaret eden turistlerin kendi web ve blog sitelerinde fotoğraflarıyla yayınlandıkları sokak yiyeceklerimizin lezzet dolu satırlarını herkesin dikkatlicene okumasını isterim. Aptallaşıyorsunuz... Zaten google arama motorunda " Turkish Street Food / Türk Sokak Yiyecekleri " yazdınız mı sadece birer, birer onlar çıkıyor. Yazdıklarıyla bizleri gururlandırıyorlar, düşünüldüğünde içiniz acıyor. Hele, yabancı mutfak şef aşçılarının yazıları.
Bir de tek, tek kaybolmaya yüz tutmuş veya kaybolmuş sokak yiyecek satıcılarımız var ya!.. Küçük büyük, hayat yolumuzun her kaldırımın taşında hatıralarımız ile dolu kaybolmuş sokak seyyar satıcılarını unutmak bir kenara, resmini gördüğümüzde, hatırlatıldığında veya anlatıldığında yani onların varlığında, yeniden canlanan, çocukluk, gençlik yılları ve aşklarınız, arkadaşlıklarınız, yaşadığınız mahalleniz, sokaklarınız ve caddeleriniz veya okul yollarınız, ahşap cumbalı evleriniz, hatta mahallenin ortasında duran, anıt citlenbit ağacınız bir bir hatırlanıp sizi sizden alıp yaşanmışların derinliklerine buruk ama hoş hatıralarına sürüklüyor.
Böylesi yaşanmışın bir parçası, damaklarımıza kazınmış lezzet dolu yiyeceklerin vazgeçilmezleri belki tek,tek kaybolmakta veya özel gün etkinliklerinin başrol oyuncuları olarak yaşatılmaya çalışılarak kaybolmuş olduğunun tasdik edilerek gösterilmesi ise meselenin acı olanı. En acısı ise kaybettirmiş olanların bunu göstermesi...
Ahmet ÖRS'ün Hande ÖZDOĞAN'nın "Flavours of the street - Turkey / Türkiye'nin Sokak Lezzetleri " adlı yurt dışı bir yayınevi için hazırlamış bulunduğu sadece ingilizce basılan kitabı ile ilgili satırlara da yer vermiş olduğu " Sokak yemekleri tarihe karışıyor " başlıklı köşe yazısında ifade ettiği gibi;
" Sokak yemekleri bizim gibi çağdaşlaşma özentisi içindeki ülkelerin varlığından utanç duydukları ve ne pahasına olursa olsun yok etmeye çalıştıkları kültür varlıkları. Oysa bu lezzetleri bir daha geri gelmemek üzere yitirmek bizi ciddi biçimde yoksullaştıracak. "
Sözün bittiği yer, söylenecek tek bir söz yok...