Yiyecek Ve İçecek İşletmelerinde Dandik Taktikler
Müşteri Kaçmasın Diye Menüye Her Çeşit Yemeği Koyan Mekanların Uyguladığı Dandik Taktikler. Çoğumuz zaman zaman dışarıdaki mekanlarda, restoranlarda yemek yiyoruz. Bazı mekanların menüsüne baktığınız zaman müşteri kaçmasın diye bütün dünya mutfağı örneklerini ya da yöresel lezzetleri eklediğini görürsünüz.
Bu tarz yemeklerden sipariş verdiğinizde ise önünüze gayet kolay şekilde yani sallamasyon olarak hazırlanmış tabaklar gelir. İşini hakkıyla yapan, başarılı restoranlara kesinlikle lafımız yok. Bizim derdimiz, bizi salak yerine koyup parayı illa kendi dükkanında harcatmak isteyen işletmelerle.
Siz de eğer bir gün bir mekan açıp hiç kimse başka yerde yemek yemesin isterseniz, mutfağınızda uygulamanız gereken bu dandik ve işe yarayan taktikleri kesinlikle uygulamayın.
Öncelikle şu dev karabiber değirmenini masaya bir koyalım da, ağız tadıyla kazıklanmanın keyfini sürelim. Her şeyin bir raconu var sonuçta!
İtalyan mutfağı: Sunulacak yemeğin yanına, üstüne ya da sağ üst köşesine bir dal fesleğen saplayın.
Eğer bir İtalyan lokantasında yemek yemiyor, müşteri kaçmasın diye her türlü yiyeceği menüsüne koyan bir restoranda yemek yiyorsanız başınıza gelecek olan bu oluyor. Dünyanın en zengin mutfaklarından biri olan İtalyan mutfağının ülkemizdeki "Aman müşteri kaçmasın" tezahürü bu şekilde.
Meksika usülü bir şeyler: Haşlanmış mısır + jalapeno turşusunu koy, bitti gitti
Hiç görmediysek en az on tane mekanda denk gelmişizdir. Salata olur, efendime söyleyeyim ana yemek olur fark etmez. "Nasıl olsa gidip görmediler" diye mısırı, jalapeno'yu koyunca oluyor sana Meksika mutfağı.
Çinli dünyasından örnekler: Kabağı, havucu, salatalığı uzun kes. Al sana Çin yemeği!
Hiçbir şey yapmayıp içine soya sosu koyunca da oluyor bu. Anam babam usulü yemeğin malzemesini uzun kesip önümüze koyuyorlar. Doğru, biz Çin'e de gitmedik nasıl olsa...
Akdeniz esintili normal yemek: Marketten alınmış çeri domatesin yanına roka koyunca oluyor.
Bakın, Akdeniz denilince çeri domates ve roka olmadan olmaz. Nasıl olsa bunlar Cebelitarık değil diye domatesi ortadan kesip veriyorlar.
Anadolu işi pizza: Hindi sucuğundan her dilime yarım tane düşecek şekilde dayayın.
Canım Anadolumuzda pizza yiyen teyzeler, amcalar olmadığını gayet iyi biliyoruz. Sentez yapmaya çalışırken bizi kandırıyorlar. Yedik mi bunu? Evet, yedik!
Osmanlı usulü pizza: Bir dilim pastırmayı 25 eşit parçaya bölerek serpiştirin.
Osmanlı Mutfağı, dünya mutfakları arasında en zengin mutfaklardan. Tarihimizin en büyük zenginliğidir hatta. Fakat sanmıyoruz ki Kanuni, Hürrem'le beraberken oturup pastırmalı pizza yemiş olsun.
Köy usulü herhangi bir şey: Bazlama var mı? Tamam koyun onu yanına
Bazlama kendi başına bile dünyanın en güzel yiyeceği. Keşke bıraksalar da biz istediğimiz gibi, herhangi bir kalıba sokulmadan yesek. Gerçi bırakmasalar ne fark eder? Benimki de laf, hiç!
Biraz da Amerikan esintisi: Her şeyin içine çedar peyniri koyun. Et dürüme bile olur!
Döneri normal sevenler olarak yastayız çünkü içine çedar peyniri koyuyorlar. Bütün dürümlerin giderek "Wrap" olduğu dünyamızda bizi bizimle bırakın. Bırakın çedar, hamburgerin, çizburgerin içinde hayat bulsun.
Restoranınıza özel spesiyal mı lazım? Normal yemeğin üstüne kaşar peyniri koyup fırına verin.
ine sıkça karşılaştığımız bir durumla karşı karşıyayız. Normal bir et sotenin üstüne kaşar peyniri konulup spesiyal yapıldığını defalarca görmüşsünüzdür. Neden böyle yapıyorsunuz sevgili mekanlar?
Ege mutfağını işin içine karıştırmak: Bir dilim konserve enginar göbeğini atomlarına ayırıp fahiş fiyata satın.
Enginar denilen sebze o kadar muhteşem bir şey ki, kendi başına harika. Hele ki Egeli birilerinin elinden çıkarsa... Ancak bu "Aman müşteri kaçmasın" restoranları, konserve yapılmış minik enginar göbeklerini alıp parça pincik yapıyorlar, yerken anlamıyorsun bile. Adı da oluyor sana "Ege usulü"
Diyet yapanların dükkanınızdan uzaklaşmaması lazım: Haşlanmış brokolinin üstüne iki damla zeytinyağı koklatın, tamam yeter!
Brokolinin adı nasıl çıktıysa, sanki dünyada bir tek diyet yapanlar ya da vejetaryenler tüketiyor. Halbuki çok güzel bir sebze, herkes yiyebilir. Fakat uyanık olacaklar ya, diyet dedin miydi dayıyorlar brokoliyi. Bir kilo fiyatına üç dal brokoli, al sana bitti gitti.
Bütün bunları yaparsanız siz de dünya mutfağına hakim, yöresel lezzetleri kucaklayan, müşterinin asla başka yere gitmesine izin vermeyen mükemmel bir restoran olabilirsiniz.