Gastronomi Turizminde Van Kahvaltısı Örneği Bölüm -01-
Destinasyon Markalaşmasında Gastronominin Önemi: Van Kahvaltısı Örneği
Reha KILIÇHAN | Hasan KÖŞKER
Bu araştırmanın amacı; destinasyon markalaşma sürecinde Van ilinin mevcut potansiyelini ziyaretçilerin gözünden ortaya koymak ve önemli bir gastronomik ürün olarak Van kahvaltısının bu süreçteki önemini vurgulamaktır. Bu bağlamda yapılan alan yazın taramasında konu ile ilgili Van ili özelinde yapılmış bir araştırmaya rastlanamamıştır. Araştırma mevcut boşluğun giderilerek pazarlama ve gastronomi alan yazınına katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.
Bu kapsamda;
araştırmanın amacına uygun sorular içeren anket formu hazırlanmış ve hazırlanan anket Van kahvaltısının marka ürün ve Van ilinin ise marka şehir olması adına 1 Haziran 2014 tarihinde Atatürk Kültür Parkı’nda gerçekleştirilen “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası Organizasyonu”nu ziyaret eden kişilere kasti ve kolayda örneklem yöntemleri kullanılarak uygulanmıştır. Elde edilen veri uygun istatistiki programlar kullanılarak analiz edilmiş ve bulgular yorumlanmıştır. Araştırma sonuçlarının Van ilinde faaliyet gösteren kahvaltı salonu işletmeleri ile turizm planlaması bakımından kamu ve özel sektör yöneticilerine sağlıklı veri sağlaması olasıdır.
Destinasyon kelimesi İngilizce “destination” kelimesinden türetilmiştir.
Türkçede “varış yeri, çekim yeri, hedef” anlamlarına gelmektedir (Türk Dil Kurumu Resmi İnternet Sitesi, 2015). Ancak bu kelimeler anlam derinliği bakımından tam yeterli olmadığı için turizm alan yazınında pek kullanılmamakta, bunun yerine ağırlıklı olarak “destinasyon” kelimesi kullanılmaktadır. Çakıcı ve Aksu (2007, s.183) destinasyonu, mal ve hizmetlerin sunulduğu ve turistin deneyimini yaşadığı alan olarak tanımlarken, destinasyonun kıta, ülke, bölge, şehir veya ada da olabileceğini belirtmişlerdir.
Dolayısıyla destinasyonlar; belirli bir imaja, çekiciliklere ve belirli düzeyde alt ve üstyapıya sahip, ulaşılabilir, çeşitli hizmetleri sunabilen alanlar olarak tanımlanmaktadır (Rızaoğlu, 2004, s.173; Kozak, 2006, s.127). Buhalis (2000, s.97) destinasyonu “tüketicilere bütünleşik bir deneyim sunan turizm ürünlerinin bir bileşimi” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca, Buhalis (2000) destinasyonun seyahat güzergâhı, kültürel alan, seyahat nedeni, eğitim düzeyi ve geçmiş deneyimlere dayanan ve tüketicilere göre değişen algısal bir kavram olduğunu ifade etmektedir. Başka bir görüşe göre Framke (2002, s.93) destinasyonun turizm faaliyetinin gerçekleştiği bir yer, bir anı, bir çekicilik, coğrafi bir birim, bir ilişki, bir pazarlama öznesi ve daha pek çok bağlamda ele alınabileceğini belirtmektedir.
Marka kelimesinin Norveççede “yakmak” anlamına gelen “brandr” kelimesinden geldiği düşünülmektedir (Percy, 2008, s.33). Türk Dil Kurumu’nun (2015) sözlüğünde marka, “herhangi bir nesneyi ya da ticari malı tanıtmaya ve benzerlerinden ayırt edilmesini sağlayan işaret veya özel isim” olarak tanımlanmaktadır. Amerikan Pazarlama Birliği markayı; bir isim, terim, tasarım, sembol veya bir ürün veya hizmeti diğerlerinden ayırt etmeye yarayan diğer özellikler olarak tanımlanmaktadır (Amerikan Pazarlama Birliği, 2015). Kotler ve Armstrong (1999, s.245), Kotler, Ang, Leong ve Tan (1999, s.461) ve Aaker (1991) de markayı; satıcıların ürün ve hizmetlerini tanıtmaya ve rakiplerin ürünlerinden ayırt etmeye yönelik bir tasarım, isim, sembol, terim veya bunların bir birleşimi olarak tanımlamışlardır.
Markalaşma son yıllarda destinasyonlar için son derece önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda destinasyon markalaşması; değişen tüketici tercihleri ve artan rekabet koşulları nedeniyle büyük önem arz etmektedir. Rekabet ortamındaki destinasyonların sürdürülebilir avantaj yaratma ve farklılaşma ihtiyacı, destinasyon markalaşmasından sorumlu kişi ya da kuruluşların güçlü ve sürekli yenilenen bütünleşik marka iletişim stratejileri oluşturmasını gerektirmektedir (Morrison ve Anderson, 2002).
Nitekim destinasyon markalaşması;
a) ziyaretçiler için kalite güvencesi sağlamakta,
b) ziyaretçilerin araştırma maliyetlerini düşürmekte ve
c) destinasyonlara özgün bir satış önermesi oluşturmaları için yol sunmakta etkilidir (Florek, 2005; Blain, Levy ve Ritchie, 2005, s.330). Blain, Levy ve Ritchie (2005) destinasyon markalaşmasını;
bir destinasyonu kolayca tanımlayan, diğerlerinden farklılaştıran sembol, isim, sözcük, grafik veya logonun yaratılmasını destekleyen, sadece o destinasyona özgü unutulmaz bir seyahat deneyimi beklentisine neden olan, destinasyon ile ziyaretçi arasındaki duygusal bağlantıyı pekiştirerek güçlendiren, tüketicilerin araştırma maliyetlerini ve algılanan riski azaltan pazarlama uygulamaları bütünü olarak tanımlamaktadır.
Her destinasyon kendisine özgü özellikleri içerisinde barındıran bir markadır. Bazı destinasyonlar insanların algılarında güçlü bir imaj yaratacak unsurları belirleyip geliştirdikleri için insanların beyinlerinde önemli olarak konumlandırılırken bazı destinasyonlar da bunu başaramamaktadır (Gülmez, Babür ve Yirik, 2012, s.2). Bir destinasyonun farklılaşması ancak marka ile mümkündür. Etkili bir potansiyele sahip olan ancak güçsüz olarak algılanan destinasyonların ihtiyacı marka olmaktır (Yavuz, 2007, s.46). Destinasyon markalaşması, sahip olunan kaynakların etkin bir şekilde kullanılıp, coşkuyla etkili bir tanıtımın yapılması ile mümkün olmaktadır. Destinasyonun iyi bir marka olabilmesi ve imajının düzelmesi için uzun soluklu stratejiler gerekmektedir. Çünkü coşku yoksa insanlar ikna olmayacaklardır.
Coşkunun yanında görsellikte son derece önemli bir unsurdur. Bu noktada tanıtım stratejileri, kitle iletişim araçları ve teknolojileri devreye girmektedir. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru mesaj ve iletişim kanalıyla, doğru hedef kitleye yapılan tanıtım farklılaşma adına etkili olacaktır. Buradan hareketle, destinasyonlar sahip oldukları mutfak kültürüne ait yiyecek ve içecekleri farklılaşmak amacıyla kullanmaktadır (Kercher, Okumuş ve Okumuş, 2008, s.137). Farklılık yaratmada benzersiz bir gastronomik kimliği kullanmak destinasyon markalaşmasında olumlu sonuçlar doğurabilmektedir. Bölgeye özgü benzersiz yiyecek ve içeceklerin yerel halka özgü deneyim ve becerilerle üretilerek sunulması destinasyonun turistler tarafından diğer destinasyonlardan farklı olarak algılanmasına yardımcı olabilmektedir (Haven-Tang ve Jones, 2006).
Gastronomik kimliği değerli kılan özelliklerinden biri de taklit edilmesinin güçlüğüdür (Harrington ve Ottenbacher, 2010). Böylece gastronomik kimliğin kullanılması ile rakip destinasyonların kolayca taklit edemeyeceği sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü elde edilebilir. Fox’a (2007) göre benzersiz ve hatırlanabilir gastronomik kimlik başarılı bir destinasyonun ayrılmaz bir parçasıdır. Doğdubay ve Sünnetçioğlu (2015, s.51), Türk mutfağının gastronomik kimliğinin oluşmasında etkili olan etmenleri; tarihsel süreç, kültürler arası etkileşim, doğal karakteristik özellikler, din, kültürel birikimler, göçebe kültür ve etnik çeşitlilik olarak sıralamaktadır. Tüm bu etmenlerin etkisi ile zengin bir gastronomik kimliğe sahip olan Türk mutfağı; yöresel mutfakların kendine has özelliklerini taşıyan zengin ve köklü bir mutfak kültürüne sahiptir (Güler, 2010, s.24).
Türkiye’deki zengin mutfak kültürüne sahip olan destinasyonların yerel yiyecek ve içecek ürünlerinin benzersizliğinin farkında olarak bu özgünlüğü korumaya dönük önlemler almaları gerekmektedir. Bunun için benzersiz yiyecek ve içeceklerin belirli bir bölgede üretiminin sınırlandırılarak korunması, böylece aynı ürünün başka bir yerde üretiminin önüne geçilmesi sağlanmalıdır (Harrington ve Ottenbacher, 2010). Destinasyon markalaşmasında gastronominin öneminin vurgulandığı, Van ilini marka şehir ve Van Kahvaltısı’nı marka ürün yapmak adına 1 Haziran 2014 tarihinde Atatürk Kültür Parkı’nda düzenlenen “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası Organizasyonu” ülkemizdeki en güzel örneklerden biridir. Gastronomi turizmi özellikle zengin yerel yeme içme kültürüne sahip olan destinasyonlar için büyük bir potansiyel arz etmektedir. Bir çok destinasyon da bunun farkında olarak gastronomi turizminden ciddi gelirler elde edebilmektedir. Gastronomi turları ile gastro-turistlere eşsiz bir yiyecek içecek deneyimi yaşatmaktadır.
İtalya’da ve Fransa’da yapılan şarap tadım turları, şarap evi ziyaretleri, bağ bozumu turları bunun en güzel örneklerindendir. Ancak gastronomi turizmini sadece yeme ve içme eylemlerinden oluşan bir aktivite olarak görmek yanlıştır. Gastronomi turizmine katılan turistler kültür turisti olarak sınıflandırılmakta ve bu turistler gittikleri bölgelerin tarihi, kültürel, arkeolojik, sanatsal, artistik) ve doğal turistik değerlerini de gezmek, görmek ve deneyim sahibi olmak istemektedirler. Ülkemizde de Van iline yapılabilecek gastronomi turları ile turistler başta Van kahvaltısı olmak üzere bölgenin birbirinden lezzetli yemeklerini tadabilecekler, ayrıca Van, Hoşap, Ağartı, Kef, Çavuştepe, Ayanıs, Toprakkale, Aşağı ve Yukarı Anzaf Kaleleri, Akdamar, Çarpanak ve Adır Adaları, tarihi kümbet, mezarlık, köprü, camii ve kiliseler, Muradiye Şelalesi ve Van yaylalarını gezebilecekler ve Van Gölü, Erçek Gölü,Ters Başlı Van Lalesi, İnci Kefali Balığı, Van Kedisi, Van gümüş işçiliği ve Van kiliminin yöreye özgün değişik örneklerini görme fırsatı bulabileceklerdir.
Van Kahvaltısı
Van ilinin İpek Yolu güzergâhında olması, bir lezzet durağı olarak kahvaltı geleneğinin oluşmasında rol oynamıştır (Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Resmi İnternet Sitesi, 2015). Van kahvaltısının en önemli özelliği yiyeceklerin tamamen doğal yerel yiyeceklerden oluşmasıdır. Kahvaltı sofrası; otlu peynir (Uysal, Köşker ve Karacaoğlu, 2014, s.16-17), hakiki Van balı, yoğurt kaymağı, süt kaymağı, yayık tereyağı, cacık, otlu peynir, örme peynir, beyaz peynir, kavurmalı-sucuklu yumurta, zeytin, murtuğa, kavut, gencirütten meydana gelmektedir (Milliyet Gazetesi İnternet Sitesi, 2014). Günümüzde Van ilinde 60’a yakın kahvaltı salonu faaliyet göstermektedir.
Bu kahvaltı salonlarında taş fırınlarda pişirilen lavaş ekmeği ve Van çöreğinin yanında Van kahvaltısının olmazsa olmazı semaver çayı ikram edilmektedir. Yöredeki otlarla beslenen keçi ve koyun sütü de semaver çayının yanında alternatifler arasında yer almaktadır. Van kahvaltı salonları pastane ürünleri satmamakta ve menülerde değişiklik yapmamaktadır. Gün ışığı ile açılan ve güneş batarken kapanan kahvaltı salonları genellikle Van ilinin ara sokaklarında faaliyet göstermektedir (Van Büyükşehir Belediyesi, 2014). Van kahvaltısında yaz aylarında menüye cacık, yoğurt, piyaz; kış aylarında ise tahin, pekmez ve bal ilave edilmektedir (Van Kahvaltısı İnternet Sitesi, 2015). Van ilinin verimli topraklarında yetişen ürünlerin, bir lezzet şölenine dönüştüğü Van kahvaltısı, bir alâmet-i farika olarak dünya mutfağında özgün yere sahiptir (Van Ticaret ve Sanayi Odası, 2014).
Van kahvaltısı denilince akıllara gelen meşhur Van kahvaltı salonlarının ilk kurucusu “Bak Hele Bak Yusuf Konak” ile 10 Haziran 2014 tarihinde Van kahvaltısının geçmişi hakkında daha derin bilgilere ulaşmak adına mülakat gerçekleştirilmiştir. Van kahvaltısının geçmişten günümüze hikâyesini Yusuf Konak’ın şu sözlerinden anlamak mümkündür:
“1957 doğumluyum. 1960 yılında köyden gelerek Van’a yerleştim. 1965 -1975 yılları arasında sütçü dükkânlarında çırak ve kalfa olarak çalıştım. Bizim işe başladığımız zamanlar Van’da sütçüler vardı. Sütçüler peynir, cacık, tereyağı, yoğurt ve süt satardı. Ayrıca kahvaltı yapmak isteyenlere alüminyum tasların içinde süt, peynir, tereyağı ve ekmek verirlerdi. Bardak diye bir şey bilmiyorduk. Alüminyum taslara ekmek doğranır kaşıkla yenilirdi. Ben 1973 yılında İstanbul’a gittim. İlk kez orada yeşil zeytin, reçel, sucuk, porselen tabak, tava ve sahanda yumurtayı gördüm. Kayseri’den sucuk, Maraş’tan porselen tabak, tava, kap ve kacak alarak, 1975 yılında ilk kez Van’da kahvaltı salonu açtım. Dışarıda gördüklerimi Van’da uyguladım. Benim salonlarda sürekli farklılık olurdu, yöresel ürünlerimizi kahvaltı salonlarıma taşıyordum.
Sürekli farklılık yaptığım için annem ve eşim “bak hele bak Yusuf’a” yine yerinde durmamış bir değişiklik yapmış derlerdi.
Annem ve eşimin bu tabiri bana lakap olarak kaldı. 1995 yılında “Bak Hele Bak Yusuf Konak” unvanı ile kahvaltı salonları açtım. Şimdi Van dışında Ankara, İstanbul gibi yerlerde kendime ait “Bak Hele Bak Yusuf Konak” markasıyla kahvaltı salonlarım bulunmaktadır. Van kahvaltısının yurtiçi ve yurt dışında tanıtımı için her türlü tanıtım faaliyeti içinde bulunuyorum. Amerika’da iken kahvaltı rekorunu duyunca bunun neden Van’da olmayacağını düşündüm. Van’a geldiğimde bu düşüncelerimi Van Sanayi ve Ticaret Odası başkanı ile paylaştım. O da bu düşünceme katıldı. Neticede Van’da kamu ve sivil toplum kuruluşları el ele vererek çok şükür dünya rekorunu 51793 kişi ile kırdık. Van kahvaltısını Türkiye ve dünyaya tanıttığım için çok sayıda ödülle ödüllendirildim. Şu anki tek amacım Van kahvaltısını bir dünya markası haline getirmektir.”
Araştırmanın Amacı Ve Önemi
Bu araştırmanın amacı; destinasyon markalaşma sürecinde Van ilinin mevcut potansiyelini ziyaretçilerin gözünden ortaya koymak ve önemli bir gastronomik ürün olarak Van kahvaltısının bu süreçteki önemini vurgulamaktır. Bu bağlamda araştırmanın amaçlarını kuramsal amaçlar ve uygulamaya yönelik amaçlar şeklinde iki boyutta açıklamak mümkündür.
Araştırmanın kuramsal amaçlarından ilki, Mak, Lumbers ve Eves (2012), Mak, Lumbers, Eves ve Chang (2012), Kim, Eves ve Scarles (2009) ve Cohen ve Avieli (2004) çalışmalarında da belirttikleri gibi turistlerin destinasyon deneyimleri üzerinde oldukça etkili olan gastronominin öneminin daha iyi anlaşılması adına; destinasyon markalaşma sürecinde Van ilinin mevcut potansiyelinin ziyaretçilerin gözüyle ortaya konması ve önemli bir gastronomik ürün olan Van Kahvaltısı’nın bu süreçteki öneminin vurgulanmasıdır. Bunun yanı sıra, alan yazında konu ile ilgili Van ili özelinde yapılmış bir çalışma bulunmadığından, bu araştırmanın pazarlama ve gastronomi alan yazınına katkı sağlaması da hedeflenmiştir.
Yapılan alan araştırması ile Van iline gelen ziyaretçilerin demografik özellikleri, ziyaret deneyimleri ve gastronomik deneyimlerine ilişkin veri de elde edilmiş olacaktır. Bu verinin, gerek Van ilinde faaliyet gösteren kahvaltı salonu işletmeleri, gerekse turizm planlaması bakımından kamu ve özel sektör yöneticilerine sağlıklı veri sağlaması olasıdır. Elde edilecek veri ile turizm ve yiyecek içecek işletmeleri ile turizm alanında karar verici konumda olan kamu ve özel sektör yöneticilerine turistik ürün geliştirme ve tutundurma stratejilerinin belirlenmesi konusunda katkı sağlaması araştırmanın uygulamaya yönelik amaçlarındandır.
Destinasyon markalaşmasında gastronominin önemi turizm sektör temsilcilerinin yakından takip etmesi gereken bir konudur.
Bu bağlamda araştırma gerek kamu gerekse özel sektör yöneticilerine yol gösterici bir çalışma olması bakımından önemli bir çalışmadır. Ayrıca konunun Van ili özelinde araştırılmış olması kuramsal olarak alan yazındaki boşluğa katkı sağlaması açısından da önem arz etmektedir.
Araştırmanın Yöntemi
Destinasyon markalaşma sürecinde Van ilinin mevcut potansiyelini ziyaretçilerin gözünden ortaya koymak ve önemli bir gastronomik ürün olarak Van kahvaltısının bu süreçteki önemini vurgulamak adına bir alan araştırması yapılmıştır. Araştırmanın birincil veri toplama süreci kapsamında; anketler bizzat araştırmacılar tarafından 1 Haziran 2014 tarihinde Atatürk Kültür Parkı’nda “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası Organizasyonu”nu ziyaret eden kişilere uygulanmıştır. Ayrıca araştırmada ikincil veri kaynaklarının kullanıldığı bir yazın taraması da yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini Van’ı ziyaret eden ziyaretçiler oluştururken, araştırmanın örneklemini ise “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası Organizasyonu”nu ziyaret eden ziyaretçilerin tümü oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemin tercih edilme sebepleri (İslamoğlu, 2009; Ural ve Kılıç, 2011, s.56);
a) Ekonomik bir veri toplama aracı olması,
b) Geniş kitlelere ulaşabileceği için daha büyük örneklemle evrene yaklaşmak mümkün olabileceğinden verinin güvenilirliğinin ve geçerliliğinin artması,
c) Bireylerin düşünsel, davranışsal, inançsal, duygusal, algısal ve güdüsel özelliklerine ilişkin bilgilerin sağlanması,
d) Veriye çok hızlı ulaşma imkânı tanıması,
e) Kısa sürede örneklem grubuna ulaşıp geriye dönüşün sağlanabilmesidir.
Verinin toplanmasında daha önce konu ile ilgili olarak yapılan alan araştırmalarında kullanılan ölçeklerden faydalanılmıştır. Destinasyon markalaşması ölçeği olarak Qu, Kim ve Im (2011)’in ve yerel gastronomi ölçeği olarak Yergaliyeva (2011)’nın çalışmalarında kullanmış oldukları ölçek maddeleri, çalışmanın amacına uygun şekilde uzman kişilerin görüşüyle geliştirilerek kullanılmıştır. Araştırma yapılırken, araştırmaya katılan kişilerden bilgi toplanması sürecinde araştırmanın adı ve amacı gizlenmemiş ve ziyaretçilerin gizlilik haklarına saygı gösterilmiştir. Anketler gerekli izinler alındıktan sonra bizzat araştırmacılar tarafından 1 Haziran 2014 tarihinde ve katılımcıların gönüllülüğü esas alınarak yalnızca anketi doldurmak isteyen ziyaretçilere uygulanmıştır. Araştırmada, tesadüfî olmayan örnekleme yöntemlerinden kararsal (kasti) örnekleme ve kolayda örneklemenin her ikisi de uygulanmıştır.
Kararsal (kasti-yargısal) örnekleme yönteminde örneği oluşturan elemanlar araştırmacının araştırma problemine cevap bulacağına inandığı kişilerden oluşur (Altunışık, Coşkun, Bayraktaroğlu ve Yıldırım, 2010, s.140).
Kararsal örnekleme belirgin özelliklere sahip bölgelere uygulanan bir örnekleme türüdür (Nakip, 2003, s.185). Kolayda örnekleme ise, tesadüfî olmayan örnekleme yöntemlerinden birisi olup, örnek birimlerinin araştırmacı tarafından seçilmesine dayanır (Yükselen, 2000, s.69; Nakip, 2003, s.184). Bu yöntem hızlı ve ekonomik yoldan veri elde etmenin en kestirme yollarından biridir. Bu iki örneklemeden kolayda örneklemede seçim tamamen görüşmecinin inisiyatifinde iken, kasti örneklemede örneğe kimin seçileceği kararı konuyu en iyi bilmesi sebebiyle araştırmacının kendisine aittir (Nakip, 2003, s.183-184). Araştırmanın amacına ulaşmada en uygun veriyi sağlayacağı düşünülen Atatürk Kültür Parkı’nda “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası Organizasyonu”na katılan ziyaretçiler kararsal örnekleme çerçevesinde iken bu turistlerden anketi cevaplamaya gönüllü olanlar ise kolayda örnekleme çerçevesinde ele alınmaktadır.
Anketlerin uygulanması sürecinde, çok fazla avantaja sahip olan bir yöntem olması sebebiyle “bırak ve topla yöntemi” kullanılmıştır (Karamustafa ve Çeşmeci, 2006, s.73-74). Araştırmacılar anketleri bizzat elden dağıtmış, katılımcıları bilgilendirmiş ve bir süre sonra eksik veri olmaması adına anketleri tek tek kontrol ederek elden teslim almışlardır.
Araştırmalarda kanıtlanmasına gerek görülmeden doğru olarak nitelendirilen ve varsayım olarak tanımlanan bazı kabuller bulunabilir (Karasar, 2012, s.71). Bu araştırma için kabul edilen varsayımlar:
a) araştırmada kullanılan ölçeklerin, araştırmanın amacına uygun ve geçerli olduğu,
b) araştırmada kullanılan istatistiksel yöntem ve tekniklerin toplanan verinin analizi için uygun olduğu,
c) seçilen örneklem grubunun, araştırmaya veri sağlamada ve evreni temsil etmede yeterli olduğu,
d) anketi cevaplayan ziyaretçilerin ankette yer alan tüm soruları anladıkları, dürüstçe ve doğru olarak cevaplandırdıkları varsayılmaktadır.
Bu varsayımın desteklenmesi için ankette yer alan ifadeler pilot araştırma kapsamında kontrol edilmiş ve anlaşılmayan ifadeler düzeltilmiştir. Ayrıca anketi doldurmaya gönüllü olan ziyaretçilere kimliklerini ortaya çıkaracak sorular sorulmamıştır. Ayrıca, ziyaretçiler kimliklerinin gizli tutulacağı ve cevaplarının sadece bilimsel amaçlı kullanılacağı konusunda bilgilendirilmiştir.
Araştırmanın Bulguları
Araştırma bulgularına; araştırmaya katılan kişilerin demografik özellikleri ve destinasyon deneyimleri, Van ili ve Van kahvaltısı hakkındaki önermelere katılım düzeyleri, cinsiyetlerine göre Van ili ve Van kahvaltısı hakkındaki önermelere katılım düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin t-testi sonuçları ve yaşlarına, eğitim durumlarına, mesleklerine ve gelirlerine göre Van ili ve Van kahvaltısı hakkındaki önermelere katılım düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin varyans analizi (ANOVA testi) sonuçları olmak üzere dört ayrı tabloda yer verilmektedir. Tablo 1.’de katılımcıların demografik özelliklerine ve destinasyon deneyimlerine göre dağılımlarına yer verilmiştir. Buna göre, araştırmaya katılanların %56.1’inin erkeklerden, %43.9’unun kadınlardan oluştuğu görülmektedir.
Katılımcıların %36.3’ü 21-30 yaş aralığındaki genç yaş grubunda olan kişilerden, %21.8’i 31-40 yaş aralığındaki orta yaş grubunda olan kişilerden oluşturmaktadır. Araştırmaya katılanların eğitim düzeylerine göre dağılımı ele alındığında ise, katılımcıların %30.9’unun “lise ve dengi okul” mezunu, %29’unun “lisans” mezunu ve %25.6’sının “ön lisans” mezunu oldukları tespit edilmiştir. Katılımcıların meslek dağılımları incelendiğinde %24’ünün “memur”, %19.8’inin “öğrenci”, %19.1’inin “işsiz” ve %18.3’ünün “işçi” oldukları anlaşılmaktadır. Araştırmaya katılanlara, ailelerinin aylık hane halkı gelir durumlarının belirlenmesine yönelik bir soru sorulmuştur.
Bu sorunun sorulmasının temel nedeni ise, ailelerin aylık net gelirlerinin, turizm faaliyetlerine katılmalarında önemli bir etken olmasından kaynaklanmaktadır. Araştırmaya katılan kişilerin %48.5’lik bölümü ailelerinin aylık 1258–4094 TL arasında bir gelire sahip olduklarını belirtmişlerdir. Ayrıca 4095 TL ve üzerinde aylık net gelire sahip olanların oranı ise % 22.5 olması, araştırmaya katılan kişilerin genellikle Türkiye’de yoksulluk sınırı ve üzerindeki grupta yer alan kişilerden oluştuğu söylenebilir. Araştırmaya katılan kişilerin ikametlerine göre dağılımı incelendiğinde %4.6 oranında en çok “Bitlis”, %4.2 oranında “İstanbul” ve %4.2 oranında “Diyarbakır”’da ikamet eden kişilerden oluştuğu, ancak tüm Türkiye’ye yayılan bir dağılımın söz konusu olduğu görülmektedir. Hatta, %2.3 oranında “Kuzey Irak”, %1.5 oranında “İran” ve %1.1 oranında “Ermenistan”dan gelen turistler de araştırmaya katılmışlardır.
Araştırmaya katılan kişilerin daha önceden Van’ı ziyaret etme durumları incelendiğinde %55’inin daha önce hiç gelmedikleri anlaşılmaktadır. Katılımcıların Van’ı ziyaret amaçlarına göre dağılımları incelendiğinde %32.4’ünün “farklı bir şehir görmek”, %31.3’ünün “Van kahvaltısını tatmak” ve “23.7’sinin “iş” amacıyla Van’ı ziyaret ettikleri anlaşılmaktadır. Katılımcıların Van hakkında bilgi edinme kaynaklarının dağılımı incelendiğinde %38.5’inin “internet”, ve %33.6’sının “arkadaş tavsiyesi” olduğu, seyahat acentaları ve tur operatörlerinin %6.9 oranında çok az bir etkisinin olduğu görülmektedir. Bu sonuca istinaden Van’ın tanıtımında seyahat acentaları ve tur operatörlerinin çok yetersiz kaldığı söylenebilir. Van ilinin %41.2 ile “Van Gölü” ve %28.6 ile “Van Kahvaltısı” ile öne çıktığını; katılımcıların Van’dan ayrılırken akıllarında kalanların ise %29.8’inin “Van kahvaltısı”, %27.5’inin “Akdamar Adası” ve %20.2’sinin “Van Kedisi” olduğunu söylemek mümkündür. Son olarak araştırmaya katılan kişilerin Van hakkında genel izlenimlerinin %69.8’inin olumlu olduğu ve buna bağlı olarak %56.9’unun Van’ı çevrelerine tavsiye etmeyi ve %48.5’inin Van’ı tekrar ziyaret etmeyi düşündüğünü söylemek mümkündür.