Prof. Dr. Arif Bilgin: "Yemek Kültürü Değişime Uğradı"
Prof. Dr. Arif Bilgin, 17’nci yy.’dan 21’nci Yy.’a kadar olan yemek kültürü değişiminden bahsetti. O dönemden bugüne farklılaşmanın olduğunu söyleyen Bilgin, “Bazı ürünler açısından mutfağımız zenginleşti. Fakat bazı geleneksel ürünler kayboldu” dedi.
Gazeteilksayfa'nın haberine göre;
Aradan geçen sürenin pek de az olmadığını söyleyen Prof. Dr. Arif Bilgin, ‘’Osmanlı’nın çok geniş bir
yemek kültürü var. Üzerine cilt cilt kitaplar yazılacak kadar. Şu anda Türk Mutfağı bir nevi Osmanlı mutfağının kültürel mirasçısıdır’’ ifadelerini kullandı.
Dönemin Şartları Ve Günümüz Şartları Olduğundan Çok Farklı
Dönem dönem şartların değiştiğini belirten Bilgin, Karşılaştırma yapılabilir ama günümüzdeki bölgeler arası ve coğrafyalar arası transferin çok daha rahat ve hızlı gerçekleşebilmesi, dolayısıyla farklı bölgelerden gelen ürünleri de kullanabilme imkanımız olduğu için geçmiştekinden farklı. 17’nci Yüzyıl’da şehirlerarası ticaret gelişmişti fakat çok düşük düzeydeydi.
Herkes kendi coğrafyasındaki ürünlerden beslenmek durumunda kalıyordu. 17’nci Yüzyıl’ı karakterize eden en büyük durumlardan birisi ise Amerika kıtasının keşfi ve oradan gelen ürünlerin yaygınlaşması. Osmanlılar coğrafyalarında bulunan ürünleri değil artık yeni kıtalardan gelen ürünleri de kullanmaya başlamışlardır’’ ifadelerini kullandı.
Şerbet Kültürümüzü Kaybettik
Geleneksel yeme içme alışkanlıklarının kaybolduğunu söyleyen Bilgin, Türkiye’deki çok farklı bölgelere baktığımızda bunların büyük kısmının benzer içeriklerle devam ettiğini görebiliyoruz. Meyve yemekleri Osmanlı mutfağının çok baskın unsurlarındandır. Bunları güneye indiğimizde oralarda görmemiz mümkündür.
Farklılaşan nedir diye baktığımızda biz
osmanlı şerbetleri kültürümüzü büyük oranda kaybetmiş durumdayız. Şu an biraz daha yaygınlaştırmaya çalışma çabalarımızın olması gerekir. Çünkü yerine tükettiğimiz içecek grubu gazlı meşrubat grupları. Bunlardan vaz geçmemiz gerekiyor dedi. Günümüzde Osmanlı Mutfağına yapabileceğimiz en yararlı şey, bu şerbetlerin yeniden ihyası ve canlandırılmasıdır dedi.
Gastronomi festivallerine olumlu bakılması gerektiğini ifade eden Bilgin, Bu tarz festivallerde biraz daha faydaya yönelik, çokta pratik faydaları ve sonuçları olabilecek faaliyetlere yönelmek lazım. Yarışmadır vesairedir, bunlar önemli şeyler. Rekabeti ortaya çıkartan şeyler. Rekabet olmadığı sürece çok fazla ilerleme olmayabilir. Yarışma gibi organizasyonları destekliyorum. Gastronomi festivallerinde sanatçılara da yer veriliyor bu da güzel bir şey. Ama odak noktasını kaçırmamak kaydıyla güzel olan bir şey’’ diye belirtti.