Kavala Kurabiyesi'nin Tarihi Nedir? Nasıl Yapılır?
Tolunay Sandıkçıoğlu
1387’den 1912’ye kadar bir Osmanlı toprağı olan Kavala, Balkanlar ve Osmanlı toprakları açısından önemli bir yere sahip olan sahil kentidir. Orta Çağ surlarıyla kaplı Kavala, kendine özgü mimarisi ve Kanuni’nin yaptırdığı su kemerleri ile önemini arttırmıştır.
Adını Yunanistan ve Balkanlar’ın en önemli şehirlerinden olan Kavala’dan alan kurabiye ise Türk mutfağına Osmanlılardan miras kalan bir lezzettir. Mübadele döneminde bir liman kenti olan Kavala’dan, Trakya’ya geçen göçmenler sayesinde yayılmış ve kısa sürede herkes tarafından sevilmiştir.
Osmanlı toprakları dağıldıktan sonra mübadele döneminde gelen Kavalalılar, bu geleneksel lezzeti yaşatmışlardır. Kapalı bir kutuda haftalarca taze kalan Kavala kurabiyesinin özelliği yemeye başladığınız andan itibaren ağızda dağılmasıdır.
Osmanlı döneminde manda ve inek sütünün karışımı olan bir tereyağı ile yapılan kurabiyenin adı değişik coğrafyalarda Edirne Kurabiyesi, Un Kurabiyesi, Damat Kurabiyesi olarak adlandırılsa da aslı Kavala Kurabiyesi’dir.
Edirne civarında damatlara süslü tepsiler içinde yollanması âdet haline gelmiştir. Eskiden kabartma tozu bulunmadığı için odun külünün bir gece boyunca bekletilmesiyle durultulan suyuyla yapıldığı da bilinmektedir. Bazı tariflerde bal eklendiği de görülür.
En temel ve günümüze uyarlanmış tarifi ise şöyle:
1 bardak un ve 1 bardak badem ununu kısık ateşte kavurup soğutun. (Ölçü, su bardağı)
* Ayrı bir kasede 3 bardak elenmiş un,
* 1 bardak pudra şekeri,
* kabartma tozu,
* vanilin,
* yarım bardak kırık badem 250 gr.
Oda ısısındaki tereyağını yoğurup şekillendirin. 170° fırında hafif renk alana kadar pişirip mutlaka soğumasını bekleyin. Soğuyunca pudra şekeri serpin.
Afiyet olsun.
Ben geleneksel ay şeklini vermek yerine kömbe kalıbıyla şekillendirdim.
Not:
İlgili yazı sn. Tolunay Sandıkçıoğlu hocamızın sosyal ağından alınmıştır. Türk aşçı haberleri olarak bu faydalı mutfak bilgilerini paylaştığı için teşekkür ederiz.