Gastronomi, Hayatın Atar Damarı
Mehmet Talay
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’inöncülüğünde ilk kez başlatılan “Gastronomi Festivali” son derece önemlidir.
Sağlıklı beslenme, geleneksel damak lezzetini koruma, kendi mutfak kültürünü yaşatma gibi katkılarının yanı sıra, Antalya’nın deniz, kum, güneş ile tanıtılmasının yanı sıra yemek kültürü ile tanıtımını sağlaması, tarımsal ürün ticaretine etkisi ile Gastronomi Festivali kent insanının hayatına önemli dokunuşlar yapacaktır.
Yemek yeme insanın hayatını sürdürebilmesinin temelidir.
Yani, beslenme…
İnsanoğlu, ilkçağdan beri bitkiler ve hayvanlardan faydalanarak beslenmesini sağlamış ve zamanla doğadan elde edilen bu ürünler farklı şekillerde bir araya getirilerek pişirilmiş ve böylece “mutfak kültürü” dediğimiz olay meydana gelmiştir.
Coğrafi özellikler, iklim farklılıkları, biyoçeşitlilik her bölgede farklı mutfak kültürünün gelişmesini sağlamıştır.
Buna “yöresel ve geleneksel mutfak” diyoruz.
Geleneksel ve yöresel mutfağın gelişiminde tarihsel süreç çok önemlidir.
Bu anlamda
Anadolu mutfağı, Osmanlı İmparatorluğu mutfağının devamı niteliğindedir.
Üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu bu kıtalardaki beslenme alışkanlıklarını, mutfak özelliklerini Fransız pastalarından, Ortadoğu’nun acılı yemeklerine kadar yüzyıllar içinde Anadolu’ya taşımıştır.
Bu nedenle her ülke insanının içinde kendilerinden bir şeyler bulacağı Anadolu mutfağı çok farklı yöresel mutfakların vatanı haline gelmiştir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde hem sayısal olarak, hem de nitelik olarak bu kadar zengin ve çeşitliliği bir birinden farklı yöresel mutfak bulunmaz.
Bu sadece Anadolu’ya özgü bir olaydır.
Ancak son zamanlarda tarımsal ilaçların yaygın kullanılmasının yanı sıra besin olarak kullanımı giderek artan “Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların- GDO” hayatımıza girmesiyle de sağlıklı ve lezzetli besin bulmak güçleşmiştir.
Hava, su ve toprak kirlenmesindeki artış, sağlıksız pişirme kaplarının kullanılması, yemek saklama ve pişirme yöntemlerinin değişmesi, sağlıklı besin yetiştirmeyi, sağlıklı yemek yapmayı, doğal beslenmeyi neredeyse imkânsız hale getirmiştir.
Beslenmenin ticarileşmesi sonucunda özellikle Antalya gibi büyük kentlerde festfood türü yemek yeme alışkanlığının yaygınlaşması, insan sağlığını tehdit ettiği gibi yöresel mutfak ürünlerinin giderek kaybolmasına yol açmaktadır.
Yokluk ve yoksulluk zamanlarında bile doğadan topladıkları otlarla inanılmaz damak lezzetleri yarattıkları için adeta birer mutfak kimyageri olan Anadolu kadınlarının el emeği olan yöresel yemeklerin yeniden hayatımıza girmesi ve yaygınlaştırılması için Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Gastronomi Festvaline her kesimden ve her meslekten insanın destek vermesi gerekmektedir.
Ayrıca Gasronomi Festivali ile Antalya’nın
yöresel mutfakların
coğrafi işaretli olan 13 ürününün ve geleneksel gıdalarımızın uluslararası alanda daha etkili tanıtımlarının yapılması kültürel mirasımızın bilinirliğinin arttırılması ve sahiplenilmesi kentlilik bilincini geliştireceği gibi kentin hem ticari, hem de sosyal hayatına katkısı büyük olacaktır.
Kaynak: yurttansesler