Sarı kantaron çiçeğinin Türkiye’de 96 türü bulunmakta ve bunların 46’sı endemiktir. Türkiye genelinde İzmir, Mersin, Sinop gibi birkaç ille birlikte Muğla’da da yetişmektedir...
Sarı Kantaron Nedir?
Şef Selma Atabey
Sarı kantaron çiçeğinin Türkiye’de 96 türü bulunmakta ve bunların 46’sı endemiktir. Türkiye genelinde İzmir, Mersin, Sinop gibi birkaç ille birlikte Muğla’da da yetişmektedir. Doğada kendiliğinden yetişen bu ot yıllarda halk sağlığı çalışmalarında, alternatif tıpta kullanılmıştır.
İlaç sanayinde de kullanılan bu bitkinin antioksidan, anti-ülseojenik ve antidepresan etkileri olduğu yapılan labratuvar testlerle kanıtlanmıştır. Kantaron Muğla’da iki ayrı şekilde kullanılmaktadır. Biri kantaron yağı üretiminde, diğeri ise kantaron çayı olarak.
Kantaron çayı, haziran ve temmuz aylarında kantaron çiçeklerini doğada oldukça fazla gördüğümüz dönemde toplanır. Kantaronlar elle küçük parçalara ayrılıp güneş görmeyen gölge yerlerde kurutulur. Kantaron çayı yapmak için;
Bir bardak sıcak su için 1 tatlı kaşığı kadar kurutulmuş kantaron çayı kullanılır. 3 dakika demlenmesi beklenerek tüketilebilir. Muğla halkı bu çayın soğuk algınlığı,
bagışıklık sistemine ve bronşite iyi geldiğini, sakinleştirdiğini ve ağrıları kestiğini ifade etmiştir.
Kantaron yağı ise cam bir kavanoz içerisine kantaron çiçeklerinin olduğu bölüm ağırlıklı olmak üzere yeşil ve taze sap bölgeleri ile birlikte çok bastırmadan yerleştirilir. Üzeri doğal zeytinyağı ile kapatılırak kavanoz kapaklanır. Güneş alan bir yerde yaklaşık dört hafta bekletilir. Güneşin ısısı ve gücüne göre süre uzayabilir ve kısalabilir.
Bu işleme “güneş ışığı maserasyon yöntemi” denmektedir. Yağın rengi pembe kırmızı olduğunda kantaron yağı olmuş demektir. Süzülerek başka bir şişe veya kavanoza aktarılarak serin bir yerde uzun süre muhafaza edilebilir.
Muğla’da dağlardan, bahçelerden toplanarak yapılan kantaron yağı yaralarda, pişiklerde, böcek sokmalarında sürülerek kullanılmaktadır. Mide yaraları için ise içilerek tüketilmektedir.