Eski Türklerde cengaverler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kayaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Atalarımız...
Arkadaş Nedir?
Arka-Taş / Arkadaş
Arkadaş
Eski Türklerde cengaverler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kayaya veya taşa vererek ok atarlarmış.
Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş.
Yıllar sonra sırt dayanan taşın ismi "ARKA-TAŞ dan ARKADAŞ" şeklinde dilimize yerleşmiş ve bugün güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isim olmuştur.
Hayatınızda ve çevrenizde gerçek Arka-taş’ ları bulmanız dileği ile... "Alıntıdır"
ARKADAŞ
i. (< arka+daş)
1. Aralarında yakınlık, dostluk ve sevgi bulunan kimselerden her biri: Kırk yıllık dostunuz, arkadaşınız gibiyim (Ahmed Midhat Efendi). Hayâtımız hemen her gün berâber geçtiği halde benimle hastahâneye ilk defa gelen arkadaşım hayretten ve teessürden katılmış bir halde idi (Peyâmi Safâ). Sanki yıllardır aradığım bir arkadaşımı bulmuştum (Târık Buğra).
2. Bir yerde veya işte birlikte bulunup belli bir süre berâber olanlardan her biri, şerik: “Yol arkadaşı.” “Askerlik arkadaşı.” Benim bir mektep arkadaşım vardı, adı Ahmed’di (Nâmık Kemal). Bu inzivâgâhta arkadaşlarım yalnız sakat ve ihtiyar bir iki leylektir (Ahmet Hâşim).
3. İsim söylenmediği zaman kullanılan hitap sözü: “Arkadaşım, bakar mısın?” Arkadaşlar, hep buradayız değil mi? (Nâmık Kemal).
Arkadaş canlısı: Arkadaşlarına ve arkadaşlığa önem veren kimse. Arkadaş olmak: Bir kimse ile yakınlık kurmak, dost olmak: Emin olmadığın bir adamla arkadaş olmamalısın (Ahmed Midhat Efendi).
Arkadaşça zf. Arkadaş olana yakışır şekilde, dostça.