Karabuğday'da Kadın Çiftçilerin Başarısı
Bilecik'te hayata geçirilen 'Kadın ve Aileleri ile Güvenli Tarım ve Sağlıklı Beslenme Projesi'ne dahil edilen 25 kadın çiftçi ve ailesi, 300 dekarda ekimi yapılan karabuğdayda dünya ortalamasının üzerinde verime ulaştı.
Bilecik'te hayata geçirilen "Kadın ve Aileleri ile Güvenli Tarım ve Sağlıklı Beslenme Projesi"ne dahil edilen 25 kadın çiftçi ve ailesi, 300 dekarda ekimi yapılan karabuğdayda dünya ortalamasının üzerinde verime ulaştı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara Üniversitesi (AÜ) Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÇAM), TürkTraktör ile Karabuğday Yetiştiricileri ve Sağlıklı Yaşam Derneği (KARSADER) iş birliğinde hayata geçirilen proje kapsamında Bilecik'te 300 dönüm arazide karabuğday ekildi.
Özellikle kadın çiftçilerin istihdamına yönelik gerçekleştirilen projede karabuğday üretiminde ulaşılan başarı mutlu etti.
TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bilecik'in Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu, Beşevler ve Bolatlı köylerinde ekimi yapılan karabuğdayın ilk hasadının temmuz sonunda yapıldığını ve ağustos içinde tamamlandığını söyledi.
Önce kadın çiftçiler eğitimden geçirildi
Votta, proje kapsamında söz konusu köydeki 25 kadın çiftçinin, ürün yetiştiriciliğinin inceliklerinden girişimcilik ve ürün pazarlamaya kadar farklı konularda birçok alanı kapsayan eğitimlerden geçtiğini belirterek, "Kendilerini bu konularda donanımlı hale getirdiler. Eğitimlerden öğrendikleriyle Bilecik'te yetiştirdikleri karabuğday tohumlarının ilk hasadını ise büyük bir şenlikle gerçekleştirdiler." diye konuştu.
Bu projenin kamu, özel sektör, üniversite, yerel yönetimlerle uygulanan rol model olduğunu ifade eden Votta, "Poje kapsamında kadın işgücü ve girişimciliğinin artırılmasını amaçladık. Türkiye'nin sürdürebilir kalkınma sürecinde kadınların oynadığı önemli role dikkat çekmeye çalıştık." dedi.
Projede 25 kadın çiftçi ve ailelerinin istihdam edildiğini aktaran Votta, şöyle devam etti:
"Ortak yürüttüğümüz projedeki temel hedefimiz, hem kadın istihdamını artırmak hem de hayat kalitesini yükseltmekti. Türkiye'de daha önce üretimi çok sınırlı olan karabuğdayın yetiştirilmesini sağladık. Karabuğday gluten içermiyor. Bu nedenle çölyak hastalarının kullanımına çok uygun. Kadın çiftçilerin sadece bizim desteğimizle değil bu ürünleri tanıdıktan sonra kendi kendilerine de bu işe başarılı bir şekilde devam edebilmelerini istiyoruz."
"Gölpazarı, karabuğdayda dünya ambarı olabilir"
KARSADER Başkanı ve Proje Koordinatörü Yasemin Sürmeli de Gölpazarı'nda geçen yıl aralıkta başlayan proje kapsamında ithal edilen ve çölyak hastalarının yüksek maliyetle elde ettiği ürünü Türkiye'ye kazandırmayı ve bunu kadın çiftçilerle yapmayı amaçladıklarını söyledi.
Nisanda, 25 kadın çiftçiyle karabuğday tohumlarını toprakla buluşturduklarını anlatan Sürmeli, bu süreçte Göl Flanoz Kadın Girişimcilik Kooperatifi'ni kurduklarını ve kooperatif altında oluşturdukları Göl Flanoz markasıyla ürünlerini son tüketiciyle buluşturduklarını belirtti.
Sürmeli, proje kapsamında başarılı sonuçlar aldıklarını ifade ederek, "Dünya ortalaması dekar başına 90 kilogramken biz Gölpazarı'nda ortalama 140 kilogramı gördük. Proje sonucunda şöyle bir sonuç çıktı. Karabuğdayı ülkemizde geniş alanlarda yetiştirebiliriz. Bunu ülke ekonomisine yerli ürün olarak sokabiliriz." dedi.
Ürünleri depolarda bekleterek ikinci aşamaya hazırlık yaptıklarını vurgulayan Sürmeli, karabuğdayın bir kısmını gelecek yıl tohum olarak kullanacaklarını, kalanını da ürün olarak piyasaya sunmayı planladıklarını aktardı.
Sürmeli, "Sanayileşme aşamasındayız. Yerli yatırımcılarımız Ar-Ge ve projelendirme konusunda çalışıyorlar. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sanayileşme sürecinde destekleme konusunda çalışmalarını devam ettiriyor. Sürecimiz sanayinin bu ürünü işleyerek, katma değer yaratarak piyasaya sunması.
Ondan sonra da bu ürünün piyasada fiyatlarının oluşması. Dünya piyasasında bu ürüne ciddi bir talep olduğunu gördük. Gölpazarı, karabuğdayda dünya ambarı olabilir. Böyle ciddi bir hedef koyduk. Şu an için ülke içi sanayileşmemizi ve pazarlamamızı kurguluyoruz. Uzun soluklu hedefimiz dünya pazarı. Destek politikalarıyla çok kolay bir şekilde dünya pazarına açılacağımızı düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.