Dünyada Yemeğin Önde Gelen İsimleri Mardin'e Ve Mutfağına Hayran Kaldı
Dünyanın en iyi şefleri ve gastronomi yazarları, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen ‘Gastroway’ etkinliği kapsamında Mardin’de bir araya geldi. Etkinlik için Mardin’e gelenler kentin tarihi ve turistik yerlerini de ziyaret etti.
Gaziantep ve Şanlıurfa’daki programlarının ardından Mardin’e gelen aralarında Michelin yıldızlı şeflerin de bulunduğu yaklaşık 30 kişilik ekip, ilk olarak 1600 yıllık tarihi antik Dara kentini ziyaret etti.
Antik kentteki kalıntılar ve bölgenin kültürü hakkında bilgi alan konuklar, hayran kaldıkları antik kentte bol bol fotoğraf çekti.
Ünlü şefler ve gastronomi yazarları, daha sonra Nusaybin ilçesindeki mesire alanında yöresel aşçılarla bir araya gelerek, yöresel lezzetlerle ilgili bilgi alışverişinde bulundu.
Burada
yöresel yemekler yiyen gruptakiler, burada Mardin’in birbirinden
lezzetli tatlarını tanıma fırsatı yakaladı.
Mardin İl Kültür ve Turizm Müdürü Alaaddin Aydın’dan antik kentteki kalıntılar ve bölgenin kültürü hakkında bilgi alan konuklar, hayran kaldıkları antik kentte fotoğraf çekti.
Gastroway projesinin organizatörü Gökmen Sözel, geçen yılki gastronomi etkinliğini Ege’de yaptıklarını bu yıl ise Mezopotamya’da yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Sözen, şunları söyledi: “Gaziantep ve Şanlıurfa’dan sonra Mardin’deyiz. Burası muhteşem bir yer ve biz dünyaca ünlü şefleri ve yazarları buraya getirdik. Konuklarımızı burada ağırlamak bizi mutlu ediyor. Burada çok önemli değerler var.”
“Tam anlamıyla turizm gastronomisini onlara yaşatmak için buradayız. Amacımız sadece Mardin’in değil tüm bölgenin kalkınması, daha ileriye gitmesi. Amacımız turizm gastronomisini dünyaya tanıtmaktır.”
“Hem Türkiye’deki şeflerimizle, gıdamızla, doğa ve tarihimizle yabancı şef ve gazetecilerle buluşturmak hem de Türkiye insanını dünya ile bir köprü oluşturmak. Bu sebeple bu seneki rotamız Mezopotamya dediğimiz Gaziantep’ten başlayıp Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır ile bitirmek.”
“Fransa’dan, İtalya’dan, Brezilya’dan da şeflerimiz ve gazetecilerimiz bugün aramızdalar. Burada öncelikle tarihten çok ciddi manada etkileniyorlar, gıda ürünlerinden etkileniyorlar, ayrıca bölgenin sıcak insanlarından etkileniyorlar.”
Gruptaki Japon aşçı Yoshizumi Nagaya bölge mutfağının eşsiz bir tadının olduğunu ve bunun tarihi bir birikimden kaynaklandığını Mardin’i gezerek fark ettiğini söyledi.
Almanya’da çalıştığını hatırlatan Nagaya, Japon mutfağında en çok patlıcanlı yemekleri sevdiğini ve geldiği Mardin’de de patlıcanlı kebabın tadından çok etkilendiğini belirterek geri döndüğünde yapacağı ilk yemeği patlıcanlı kebap olacağını ifade etti.
İtalyan gastronomi yazarı Giulia Gavagnin de çiğ et tatlarının kendisine hitap ettiğini ve Şanlıurfa’da yediği çiğ köftenin kendisi için unutulmaz bir tat olduğunu söyledi.
Türk aşçı ve restoranlarına çeşitlilik konusunda tavsiyelerde bulunan Gavagnin, “Markalaşmak ve dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız çeşitliliğinizi ve sunumunuzu farklılaştırın. Bu şekilde kendinizi çok daha iyi tanıtırsınız. 10 yıl önce geldiğim bu bölge adeta çağ atlamış. Çok gelişmiş ve kendisini çok iyi bir şekilde dönüştürerek geliştirmiş” diye konuştu.
Mardin mutfağını, kültürünü ve ürünlerini keşfeden grup, geleneksel lezzetleri tattıktan sonra yemeklerin nasıl yapıldığını öğrenip, kente özgü el sanatlarını görerek fotoğrafladı.