Malatya Mutfağı Hakkında Bölüm -02-
Yöresel Mutfaklarımızdan Malatya Mutfağı Hakkında Bilinen Ve Bilinmeyenler Bu Yazı Dizimizde Türk Aşçı Haberleri Olarak Sizler İçin Derledik.
“Keçiden kurban olmaz, o şeytan gibidir” derler.
Yardımlaşarak kesilen kurbanlık koçların kellesi, ciğeri, postu satışa çıkarılır. Satışta açık arttırma şarttır. Kim fazla arttırırsa onda kalır. Odunlar ise kazan kaynadıktan sonra satılır. Arttırmadan sonra, görevliler etleri doğrarlar. Ertesi gün, köyün meydanında ya da yatır (ziyaret) varsa yatırın civarında kazanlar kurulur, kadın keyveniler (aşcılar) tarafından etli bulgur pilavı yapılır. Pilav piştikten sonra listeden ad alınarak hane halkının nüfusuna göre, “Abdal Musa Lokması” denilen yemek dağıtılır. En sonunda ise şehirden para gönderen köylülerin, “Lokma”ları ayrılır ve görevlendirilen biri tarafından götürülüp, sahiplerine verilir.
Lokma dağıtılmadan önce kazan başında bulunanlardan biri yemek duasını okur:
“Sofrada zat ola, münkir mat ola
Yiyene helal, yedirene delil ola
Bu gitti gerisi gele, erenler demine Hu”.
Malatya’nın Arguvan, Arapkir ve Hekimhan ilçelerine bağlı bazı köylerde ise Abdal Musa kurbanı kesildiği günün akşamı “cem törenleri” yapılır. Cem töreninde bağlama saz ile deyişler, mersiyeler okunur, semah edilir. “Cem lokması” dağıtılır. Köyde küskünler varsa barıştırılır, anlaşmazlıklar tatlıya bağlanır. çünkü Abdal Musa Kurbanı’nın bir adı da “birlik kurbanı” veya “birleme kurbanı” dır.
Malatya Mutfak kültüründe Cumalık Çıkartma
Hz. Muhammed’in doğum günü olan Cuma günleri özel bir kudsiyet arzeder. Perşembeyi cumaya bağlayan akşam, genellikle ihtiyaç sahibi olanlara ya da komşulara “Cumalık” adı altında evde hazırlanan yemeklerden götürülür.
Kaynak kişilerin naklettiğine göre gününden 20-25 yıl öncesinde bir çok fakir, özellikle dul kalmış yetimlerine bakan kadınlar Cuma akşamı “Cumalık” toplarlarmış. Hatta bu kadınlar çocuklarına ileride bunu hatırlatmak için “yavrum, ben sizleri cumalık toplayarak büyüttüm, bunu aklınızdan çıkarman” diye de nasihat edermiş.
Yazıhan’ın Karaca köyünde görülen bir “Cumalık çıkartma” biçimi ise köyde bulunan “Sümüksüz Ziyareti” ne Cuma akşamları köylüler tarafından “kömbe” ya da “yağlı ekmek” götürüp oradaki fakirlere dağıtılmasıdır.
Lokma Çıkartma
Malatya ve köylerinde bir rüya görülüp onun hayra çıkması, ölülerin canı hayrı için, bir durumu kutlama ya da anmak için lokma dağıtılır. Lokma; herhangi bir yiyecek maddesi olabilir. Lokma dağıtmayı şu ana başlıklar altında incelemek mümkündür.
Malatya Mutfak kültüründe ölü Payı
2-Rüya Görme Sonrası Çıkartılan Lokma
3-Kada-Bela Savanın Lokması
4-Adak
5-Hıdrellez Haşılı (Hıdrellez Harcı)
6-Hızır Kömbesi
7-Cem Törenlerinde Kurban ve Lokma
8-Diş Hediği
9-Mevlüt Yemeği
10-Askere Uğurlama
11-Hacı Karşılama
12-Hayfene
13-Bir İşe Başlama-Bitirmelerde Yapılanlar
14-Hasat Sonu Törenleri
15-Hayırlı Olsun Ziyareti
16-Bayramlarda Yapılan Yemekler
17-Koç Katımı
18-Anagetti
19-Sığırcı Ekmeği
20-Muharrem Ayı İçinde Yapılanlar
21-Yağmur Duası
Malatya Mutfak kültüründe ölü Payı
Köylerde bütün canlılığı ile yaşayan bu gelenek; evden ya da akrabadan ölenlerin canı hayrı için, fakirlere, evde hazırlanan yemeklerden verilmesi biçimindedir. Yemek verilirken “geçmişlerimizin, ölen anamızın, babamızın canı hayrı için” derler. Bu genelde Cuma günleri verilir.
Malatya Mutfak kültüründe Rüya Görme Sonrası Çıkartılan Lokma
Bir rüya görülünce bunun iyiye yorumlanması dileğiyle evde hazırlanan kömbe, bulgur pilavı ya da bisküvi, şeker gibi yiyecekler komşulara dağıtılır. Diğer bir uygulama ise, hazırlanan kömbeyi köyde bulunan ziyâret yerlerine (yatırlara) götürerek dağıtma biçiminde görülür. Dağıtılan lokmadan biraz artırılarak “Bu da kurtların kuşların payı” denilip bir duvar üstüne ya da kenarına bırakılır. Rüyasında ölmüş bir yakınını gören kişi, rüyasını yorumlayabilecek birine anlattığında ona “bir lokma çıkar dağıt” denir. O da içli köfte veya kömbe yaparak dağıtır.
Malatya Mutfak kültüründe Kada-Bela Savanın Lokması
Ev halkından ya da yakınlarından birisinin kaza geçirmesi hâlinde ya da bir afetten kurtulunduğunda, “kada-bela savanın lokması” diye ya kurban kesilerek ya da kömbe, bulgur pilavı gibi yiyecekler hazırlanarak dağıtılmasıdır.
Diğer bir uygulama ise; hanenin etrafında sık sık baykuş öterse, gece kesik kesik köpek ulursa veya kapının önüne gelen köpek ordan gitmek istemezse, “kada-bela savanın lokması” diyerek lokma dağıtılır. Kapının önüne gelen köpeğin önüne de yemesi için ekmek atılır.
Malatya Mutfak kültüründe Adak
Bir işin hayırlı olması, iyi neticelenmesi, beklentilerin gerçekleşmesi halinde adaklar adanır. Bu adak kurban kesme ya da pilav-kömbe dağıtma biçiminde gerçekleştirilir. Arguvan’ın bir köyünde anlatıldığına göre bir ailenin uzun süre erkek çocukları olmamış. Elazığ’ın Baskil ilçesine bağlı Kale köyünde bulunan “Abdulvahap Ziyareti”ne gitmişler ve eğer erkek çocukları olursa 7 yıl senede bir defa yalınayak yürüyerek ziyarete koç kurban getireceklerini dilemişler.
Bir erkek çocukları doğduktan sonra, adaklarını yerine getirmek için 7 sene süreyle yalınayak yürüyerek, koç kurban götürüp kesmişler. Çocukların adını da Vahap koymuşlar. Ayrıca “bir işe girersem, bir ev yaptırırsam, oğlum askerden sağ salim dönerse, istediğimle evlenirsem falan ziyarete adağımdır, bir kurban kesip dağıtacağım” şeklinde veya “eğer hastalığım iyileşirse bir kınalı koçla her yıl üzerine geleceğim” diye adakta bulunulur. Ziyaret ve yatırlarda dilenen dilekler gerçekleştiğinde adaklar hemen yerine getirilir. Adaklar yalnızca koç kurban etme şeklinde olmayıp kömbe, yağlı ekmek dağıtmak ya da horoz kesmek biçiminde de uygulanmaktadır.
Malatya Mutfak kültüründe Hıdrellez Haşılı
Kuru tarhana akşamdan ıslanır. Sabahleyin bir tencereye konularak pişirilir. Sonra üzerine “ufak bulgur” dan az miktarda atılır ve yeniden kaynatılır. Kaynadıktan sonra bunun üzerine biraz un çalınır, kaşıkla karıştırılır. Bir-iki dalım daha kaynatılarak ateşten indirilir. Üzerine yağ eritilerek dökülür. Bu yemek genellikle Hızır ayı içerisinde yapılır ve komşulara dağıtılır.
Malatya Mutfak kültüründe Hızır Kömbesi
Malatya’nın bir çok köyünde Hızır ayı girdiği zaman Hızır Aleyhisselâm’ı anmak, onun bereket dağıtması inanışından hareketle, bir çok köyde ü. gün ya da yedi gün süreyle “Hızır orucu” tutulur. Bu orucu bekârların tutması halinde ise ü. gün sulu içecekler içilmez, tuzlu yiyecekler yenilir. üçüncü günün akşamı rüyasında kendisine su veren kişiyle evleneceğine inanılır. İşte bu Hızır haftasında evlerde “Hızır gavutu” denilen yiyecek hazırlanıp yenildiği gibi, “Hızır kömbesi” adı verilen kömbe yapılarak yedi komşuya dağıtılır.
Malatya Mutfak kültüründe Cem Törenlerinde Kurban ve Lokma
Malatya Mutfak kültüründe Cemde Musahip Kurbanı
Sofracı sofrayı getirip ayaklarını mühürler. (Sağ ayak başparmağını sol ayak baş parmağı üzerine koyar.)
“Evel Allah diyelim
Kadim Allah diyelim
Gelen Ali sofrası
Yiyen gazilere Şah diyelim
Allah, eyvallah, hu, destur Şah!.” der
Sofrayı alıp açar. Kurban leğen içinde getirilip sofraya konur. Cem erenlere paylaştırılır. Sofracı kurbanın kellesini ayırır. Dört kapısı tamam olmayan kelleden yiyemez. Kurban sahiplerinin dördü birlikte (iki sofu, iki bacı) mürşit sofrasına oturur. En önde mürşit ya da rehber “destur Şah” deyip kurbandan bir lokma alıp yer. Sonra kurban sahiplerine “kurbanınız kabul olsun” der. Dördüne birden lokma verir. Ardından delilciye ve mürebbiye lokma verir. Mümin, müslim cem erenleri birbirine lokma sunar. Son lokma kırklar aşkına yenerek sofra bağlanır.
Hayır duası alınır.
“Bismi Şah, Allah, Allah Elhamdülillah, nimet-i devlet ziyade ola. Er, hak bereketin vere. Bu gitti yenisi gele. Nimet-i celil, bereket-i Halil ola. Düşmanımız mekruh ola. Cömert lokma sahibi ve bilcümle Al-ı resul cümlemizin, yüzümüz ak gönlümüz pak, düşmanlarımız hâk ola. Er hak Muhammet-Ali, oniki imam, ondört masumu pek, onyedi kemerbestzan, g.zcümüz ve bekçimiz ola! Didarından, katarından, dirlik ve birliğinden ayırıp şaşırıp düşürmeye çağırdığımızda omuzlarımızda ola! İmdadı resul ola. Üçler, beşler, yediler, kırklar, üçyüzaltmışaltılar, binbirlerin himmeti daim, mezarları üzerimizde hazır ve nazır ola! Kutb-ı alem, Şah-ı Ekrem, zat-ı tamam, hayat-ı müdamın desteği has-ulam, pirimiz üstadımız melce-i mülzamımız Hünk.r Hacı Bektaşı Velî Efendimizin kerametleri, zahiren ve batının üzerimizde hazır ve nazır ola! Arafatta İmam Cafer sürüsüne karışa, gerçeğin demine hu” diye bağlanır.
Malatya Mutfak kültüründe Tercüman Lokması
Zakir mersiye söyledikten sonra elinde ekmek ve kurban lokması ile sofracı meydana gelip dara durur.
Sofracı:
“Evel Allah diyelim
Kadim Allah diyelim
Geldi Ali sofrası
Hak versin biz yiyelim
Gerçeğin demine hu diyelim” der.
Pir sofraya dua eder:
“Allah,..., Allah... Hizmetin kabul ola, muradın hasıl ola. Gerçek erenlerin demine hu”
Ardından sofralar serilir. Lokmalar konur. Cemde bulunan herkes sofraya oturur. Lokma yenmeye başlamadan önce, pir, Kur’an’dan İnsan Sûresi’nin 8 ve 9. ayetlerini okur. Sonra:
“Allah... Allah... Lokma hakkına, evliya keremine, gerçekler demine, destur-i pir, İzn-i mürşid
yürüyenin lokması yürüye gerçeğe hu”. diye dua eder. Bu izinden sonra lokma yenmeye başlanır. Bütün sofralar yemeğini bitirince pir sofraya dua eder:
“Allah... Allah... Elhamdülillah, Elhamdülillah. Sümme Elhamdülillah. Nimet-i Celil bereket-i Halil, Şefaat-ı Resul, İnayet-i Ali, Himmet-i Veli. Bu gide ganisi gele. Hak Muhammed Ali kabul ede. Yiyene helal yedirene delil ola... Yiyeni, yedireni, pişirip getireni Hak saklaya Hızır bekleye. Şey’en lillah Allah eyvallah Hu...”
Dua sırasında hizmet edenler ve yemek yiyenler parmak uçlarını sofraya koyar, her dilek sonunda “Allah Allah” çekerler. Sofralar kaldırılır, süpürgeci meydana üç kez süpürge çalıp dara durur.
Pir
“Allah... Allah... hayır hizmetinden şefaat bulasın Seyyidi farraşın himmeti üzerinde ola. Gerçeğe hu.” Musahibi olmayan, düşkün olan “tercüman” yiyemez.
Malatya Mutfak kültüründe Niyaz Lokması
Elma, üzüm, çerez gibi yiyecekler sağlık ve esenlik için niyaz olarak getirilir. Kaza-bela vermesin diye dua edilir. Nakip bunları dağıtır. Dağıtımın sonunda da şöyle der: “Elimde yoktur tuktu terazi herkes hakkına oldu mu razı?
Herkesin lokma alıp almadığı belirlenir. Herkes lokması elinde bekler. Pir destur (izin) verir:
-Destur-u Şah, izn-i halife!
Önce pir yer lokmasını. Herkes de yemeğe başlar. İzinsiz başlayana cemaatin isteğine göre ceza verilir.
Ceza yine ortada bulunan yiyeceklerden olur. İstenirse hemen getirtilir ve dağıtılır. Cemaat isterse başka bir güne de ertelenebilir. O zaman da aynı şekilde tören yapılır. Bazı sofular bile bile destursuz başlarlar lokmaya. Amaç evinde bulunan yiyecekleri hakla bölüşme isteğidir.
Bu lokmayı herkes yiyebilir.
Diş Hediği
Çocuk ilk dişini çıkardığı zaman, diş hediği dağıtma geleneği Malatya ve köylerinde oldukça yaygındır. Çocuğun ilk dişini çıkardığını, ilkin kim görürse, o çocuğa bir hediye alır. Bu hediye genellikle giyim eşyasıdır.
Çocuğun ailesi, önce buğdayı kazanda haşlayıp “hedik”i hazırlar. Hedik, sade buğdaydan yapıldığı gibi, nohutla beraber haşlanarak da yapılır.
Diş hediği yapıldığında ya komşular eve hedik yemeğe çağrılır ya da hedik, tabaklara bölünerek komşulara dağıtılır. Hedik yemeğe gelen komşular, çocuğa para, giyecek eşyası gibi armağanlar getirirler.
Şehir kültürünün hakim olduğu yörelerde diş hediği töreninde, çocuk yere konulan bir sininin içine oturtulur ve etrafına kalem, Kur’an-ı Kerim, makas, altın, oklava, kitap vb. konarak, bunların içinden birisini seçmesi beklenir. Seçtiği şeye göre de çocuğun geleceği hakkında fikir yürütülür.
Çocuğun biyolojik gelişmesinin belirtilerinden biri de diş çıkarmadır. Yiyeceğin ezilmesinde, parçalanmasında ve öğütülmesinde birinci derecede rolü olan dişin ortaya çıkışı nedeniyle düzenlenen bu tören-eğlencede yiyeceği kutsama, çocuğun rızkını arttırma, bereketi çoğaltma gibi dileklerin yanı sıra çocuğun dişinin sağlam olması isteği de yer almaktadır.
Malatya Mutfak kültüründe Mevlüt Yemeği
Evlenme, sünnet düğünleri, ölü ardından okutulan ve çocuğu olmayan ya da olup da kalmayanların okuttukları mevlütlerde “mevlüt şekeri” dağıtıldığı gibi, şehir merkezinde yaygın olmak üzere lahmacun, ayran; köylerde ise “etli bulgur pilavı” ve yanında ayranla, sebze salatası verilir, mevlüt şekeri dağıtılır.
Saha araştırmalarımız sırasında Hekimhan Kızılyatak köyünde katılarak gözlemlediğimiz, erkek çocuğu doğan bir ailenin okuttuğu mevlüte davet edilen tüm köylülere (çocuklara da dam üzerine serilen ve “hıla” denilen bezler üzerinde) “Osmanlı aşı” adıyla söylenen “etli bulgur pilavı” ve yanında ayranla, sebze salatası verilmiş, mevlüt şekeri dağıtılmıştır.
Malatya Mutfak kültüründe Askere Uğurlama
Köylerde, askerlik şubesinden askerlik celpleri gelen gençleri 10-15 gün süre boyunca evlere yemeğe çağırırlar (18-30 yaş arası). Yemek çeşitleri, tavuk etinden yapılan yemekler başta olmak üzere, içli köfte, kömbe ve sebzeli yemeklerden oluşmaktadır. Askere uğurlama törenlerinde verilen yemek davetleri sazlı-s.zlü gece yarısına kadar devam eder.
Malatya Mutfak kültüründe Hacı Karşılama
Hacı dönüşü hacdan gelen kişiyi ziyaret etmeler başlar. Bu ziyaretlerin başlaması ile birlikte, hac görevini ifa eden tarafından mevlüt okutulur. Mevlüt ardından kurban kesilerek, etinden yapılan’’etli bulgur pilavı’’törene katılanlara ikram edilir. Ayrıca ziyarete gelenlere ‘’zemzem suyu’’ ve ‘’hurma’’dan ikram edilir.
Malatya Mutfak kültüründe Hayfene
Hahfene, hayafene gibi adlar altında söylenilen ve genellikle hıdrellez günü ya da bahar aylarında kıra gitme anlamına gelen bu tören-eğlenceye Malatya’nın Hekimhan, Darende ve Akçadağ (hayfene kelimesinin kullanımı itibariyle) ilçelerinde rastlıyoruz. Akçadağ’da şubat ayı sonunda (Hıdrellez’in gelişi şubat ayı olarak bilinmektedir.) bazı köylerde, bir araya gelen çocuklar, ev ev dolaşarak;
“Sarı sarı sarkıtan
Hacı Ahmet’i korkutan
Verenin bir oğlu olsun
Vermeyenin bir kel kızı olsun”
Tekerlemesini söylerler ve yiyecek toplarlar. Bu yiyecekleri bir su başına g.türerek pişirir ve
“hayfene” düzenleyerek güle oynaya yerler. Darende’de bu yiyeceklere “sehen kesmesi” ilave edilir.
Malatya Mutfak kültüründe Bir işe başlama-Bitirmelerde Yapılanlar
Hasat ve çift sürme sonunda yapılan törenler başlı başına özel bir tören olduğundan burada bahsedilmedi. Buradaki konumuzu; temel atma, evi yapıp bitirme, traktör-araba alma, su çıkarma vb. gibi durumlarda yemek kültürü bakımından yapılan âdetler teşkil etmektedir. Köylerde evin temeli kazıldığında, bir traktör alındığında, evin inşaatı tamamlandığında, bahçe sulamak için kuyu açıldığında kurban kesilip, kurbanın kanı temele, inşaatın bir duvarının köşesine, traktörün tekerine az miktarda akıtılır. Sonra kurban etinden “etli bulgur pilavı” yapılarak komşulara dağıtılır. Kurban etini çiğ olarak da dağıtmak yaygın bir uygulamadır.
Malatya Mutfak kültüründe Hasat Sonu Törenleri
Köylerde ekin biçimi sonunda ve harman sonunda şu törenler yapılır:
Hekimhan’ın Ballıkaya, Yazıhan’ın Karaca ve Akçadağ’ın Kozluca köyünde tesbit ettiğimiz pratikte; ekinler biçilip bitirilmeden önce, birkaç destelik yer kalınca bazı deyişler söylenir. Bu iş, deste başı (ya da diğer söylenişleriyle hon kesen, mueddin) denilen hon (ekin biçerken, biçen kişilerin bir defada biçtikleri alana hon denir) biçilirken başta duran kişi tarafından yapılır.
“Ekenler biçer
Konanlar göçer
Cennetin kapısın
Comartlar (cömertler) açar
Verelim Muhammed’e selavad.
Yazınek erlerekini
Güzün sökerler sapını
Yakıneyleyen yakını
Pirim Peygamber vekili
Verelim Muhammed’e selavad
Sırasıras öğütler
Birbirini öğütler
Tarladahonderen
Yiğit babayiğitler
Verelim Muhammed’e selavad
Karakazanın kaynamasına
Gücük çömçe (kepçe) oynamasına
Kara koyunun düşüne
Yuh onun on beşine
Verelim Muhammed’e selavad
Ağamızın devletiyle
Tarlamızın bereketiyle
Kocagızın mürvetiyle
VerelimMuhammed’eselavad
Gökten inen kıratlar
Nalı çatır çatlar
Kurtarıyı koç yiğitler
Verelim Muhammed’e selavad
Karakazan kulpuyla
Sarı çömçe sapıyla
Tarlamızın bereketiyle
Verelim Muhammed’e selavad”
Salavatlardan sonra, Fatiha sûresi okunur. Bunun ardından elde kalan son buğday destesinin, sapı havada savrulur, yani tarlaya serpilir. Serpilir ki kurt-kuş yesin. Buna “kurdun-kuşun payı” denilir. Bazı köylerde ise “Hızır’ın atının payı” denilmektedir.
Bu törenin ardından evden getirilmiş olan (hergün yapılmayan, özel günler için yapılan yemekler) kömbe, içli köfte ve yağlı ekmek neşe içerisinde yenilir. Orakçı başı, yani honun başı orağını ekin sahibinin önüne koyarak, bahşiş alır. Bu bahşiş, diğer honcular arasında pay edilir.
Malatya Mutfak kültüründe Harmancalık
Harmancalık adı verilen âdet iki biçimde yapılmaktadır. İlki harmanda ya da tarlada hasat yaparken muhtaç kişilere hayır için yapılan arpa-buğday yardımıdır. İkincisi ise bir çeşit eğlence olup, harman yerinde döğen sürerken veya savurma işlemi yapılırken, kalburla elenen buğdaydan üstünde kalan iri buğdayın (kesmük) harman yerine gelen ve genellikle üzüm, vişne, kiraz gibi meyveler satan çerçilere verilerek alınan meyvelerin topluca eğlenti içerisinde yenilmesidir.
Malatya Mutfak kültüründe Hayırlı Olsun Ziyareti
Birisi bir işi başardığında, eve bir eşya alındığında, etraftakiler “kuyruğunu ne vakit doğrultacaksın bunun” diye sorarlar. Bu söze muhatap kalan kişi de “kuyruk doğrultma” adı altında çeşitli ikramlarda bulunur.
Malatya Mutfak kültüründe Bayramlarda Yapılan Yemekler
Ramazan ve Kurban Bayramı’nda, kent merkezi ve şehire yakın köylerde içli dolma, köfte, kömbe, sütlaç hazırlanır. Bayramlaşmaya gelenlere önce kolonya, şeker ardından da diğer hazırlanan yemekler ikram edilir. Kurban Bayramı’nda, kurban kesilir; eti ya çiğ olarak pay edilip dağıtılır ya da etli bulgur pilavı ve sebzeli yemekler yapılarak topluca yenilir.
Malatya Mutfak kültüründe Koç Katımı
Hayvancılıkla uğraşan köylerde, genellikle ekim ayı içerisinde koçlar koyunlara bırakılır. Koçun boynuna elmadan gerdanlık yapılır, boyanarak süslenir.
Malatya’da ekim ayında yapılan koç katma törenlerinde Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi “hedik kavurga. Meyve” alınır, kömbe yapılır ve koçlar koyunlara bırakıldıktan sonra, kadınlar ayrı bir kenarda, erkekler ayrı bir kenarda, güle-oynaya yemeklerini yerler. Malatya’nın Akçadağ İlçesi Tataruşağı köyünde koç katımı sırasında koçun boynuna takılan elmalar çobana verilir.
Malatya Mutfak kültüründe Anagetti
Darende’ye özgü, çocuklara ait bir eğlence yemeğidir. Anneleri gezmeğe gittiğinde yalnız kalan çocuklar, yakın akraba çocuklarıyla birleşir, aralarında işbölümü yaparak bir yemek hazırlarlar. Yemeğin yanısıra sofraya yoğurt ve pekmezle birbirlerinin yüzünü boyarlar. Daha sonra bulaşıkları yıkayıp mutfağı yerleştirirler. Anneleri eve geldiğinde “çocuklar ne yediniz” diye sorarsa, “aman ne yiyeceğiz, hep beraber anagetti yedik” derler.
Malatya Mutfak kültüründe Sığırcı Ekmeği
Köylerde büyükbaş hayvanlar, k.ylü tarafından belirli bir süre için tutulan ve “sığırcı” adı verilen çoban tarafından otlatılır. Sığırcı, her akşam sığırları köye getirdikten sonra sıra ile her gün bir eve yağlık denilen ekmek bohçasını bırakır. O ev kendisine sıra geldiğini bildiğinden sabahleyin ekmek ve çeşitli yiyecekleri bohça içinde sığırcıya verir.
Malatya Mutfak kültüründe Muharrem Ayı İçinde Yapılanlar
Muharrem ayında 12 gün oruç tutulur. Malatya’da genellikle bu ayın 10.günü ya da 12.gün Aşure çorbası pişirilip konu komşuya dağıtılmakta, aşure kazanının başına kaşıklarıyla beraber gelen misafirlere de ikram edilmektedir. Aşure çorbası 12 çeşitten meydana gelmektedir. Bunlar; su, tuz, şeker, yarma, fasulye, nohut, üzüm, elma, incir, kayısı çekirdeği, ceviz içi ve baharattır. Büyük don kazanında pişirilen aşure ile oruç tutanlar da oruçlarını açarlar. Yılın normal zamanlarında da aşure tatlı çeşidi olarak sofralarda yer alır.
Malatya Mutfak kültüründe Yağmur Duası
Yağmur duası törenleri; yörede tarıma bağlı bir ekonomik hayat tarzı bulunduğundan dolayı,yağmurun az yağdığı ya da uzun süre yağmadığı zamanlarda yapılan bir törendir. Yağmur yağması için gerekli geleneksel işlemler yapıldıktan sonra, kesilen hayvanların etiyle pişirilen bulgur pilavı, törene katılanlar tarafından yenir.
Çocukların yağmur yağdırmak için yaptıkları yağmur duası töreninde ise “cici meme” adı verilen, tahtaya çaput bez sarılarak yapılan bebekle ev ev dolaşılır ve yağ, bulgur, yumurta toplanır. Çocuklar evin kapısına geldiklerinde;
“Cici meme ne ister?
Kaşık kaşık yağ ister
Cici meme ne ister?
Allahtan yağmur ister
Ver Allahım ver
Sicim gibi yağmur”
Diye tekerleme söylerler. Toplanılan yiyecekler, köyden bir kadın tarafından bulgur pilavı ve yumurta haşlaması yapılarak, çocuklara pay edilir.
Malatya Mutfak kültüründe Yiyecek Ve İçecek Çeşitleri
Malatya Mutfak kültüründe Ekmekler Ve Hamur İşleri
Ekmek, besinler arasında en çok saygı gören nesnedir. Onu yere atmamak, yerde görünce kaldırıp öptükten sonra ayak basmayacak bir yere koymak gerekir. Ekmeğe verilen değer sebebiyle Malatya ve çevresinde ekmeğin diz üzerinde yenmesi hoş karşılanmaz, sofradan artan ekmek kırıntıları rastgele yerlere silkelenmez. Bu tür bir değere sahip olan ekmeğin bölgede çok çeşitli yapım şekilleri bulunmaktadır. Bölgede un ve undan yapılan yiyecekler temel beslenme öğesi durumundadır. Ekmekler ve hamur işlerinin çeşitlerine geçmeden önce ekmeğin pişirildiği “ekmek sacı” nın hazırlanmasına bir göz atmak gerekir.
Ekmeğe başlamadan önce odun külü veya tezek külü elenir. Ayrıca beyaz toprak da elenir. Bu küle az miktarda iri saman çöpü de katıldıktan sonra su ile harç yapılır. Yapılan bu harçla sacın iç kısmı sıvanır. Bu işlemle ekmeğin pişerken yanması önlenir. Daha sonra saç ocak taşının üzerine ağzıkoyu yerleştirilir. Bu şekilde hazırlanan sac artık ekmek yapımı için hazırdır.
Malatya Mutfak kültüründe Ekmek Yapımı ve Çeşitleri
Malatya ve yöresinde kınalı ekmek, yufka ekmeği, ekşili ekmek, taplama ekmeği gibi isimlerle mayalı-mayasız, katkılı-katkısız çok çeşitli ekmekler yapılmaktadır.
Malatya Mutfak kültüründe Ekşili Ekmek (Mayalı Ekmek, Ekşileme)
Akşamdan un elekle teştte elenir. Elenen una maya (bu, bir önceki ekmek hamurundan ayrılan bir topak ekşimiş hamurdur.) katılır. Su, tuz eklenir ve yoğrulur. Cıvıkça, bir kıvamda hamur haline getirilir, sabaha kadar dinlenmeye bırakılır. Sabahleyin hamur kabarmış (mayalanmış) olur.
Daha sonra ekmek damındaki ocak yakılır. Ekmek sacının altı kül ile sıvanır ve ocağa yerleştirilir. Ekmek tahtası, oklava, merdane, aktaraç ocağın yanına hazırlanır. Hamurdan bir topak “hamur eğişi” ile kesilip alınır. Ekmek tahtasının üzerinde önce merdane ile hafifçe düzlenir, oklava ile 20 cm. çapında açılır ve elenir. Ekmek tahtasının üzerinde önce merdane ile hafifçe düzlenir, oklava ile 20 cm. çapında açılır ve ele alınarak kollara çarpa çarpa ekmek haline getirilir ve sacın üzerine atılır. Aktaraçla döndürülerek pişirilir.
Malatya Mutfak kültüründe Taplama Ekmeği
Mayalı hamur, yumuşak kıvamda hazırlanır. Dairevi şekilde tahtadan yapılmış 35-40 cm. çapındaki “taplama tahtası” denilen alet el ile tutulur. Üzerine birazcık un serpilir ve bir topak hamur bunun üzerine konur. Diğer el ile tahtaya vurularak hamurun açılması sağlanır. Sonra kalınca açılan hamur, saçta pişirilir. Buna taplama, tapılama adı verilir.