Kuzu Tandır; Osmanlı saray mutfağında padişah sofralarında ve saray ağalarına verilen önemli ziyafetlerde yemek menülerinde de sıklıkla yer almıştır. Osmanlı sofralarında kuzu eti en çok tüketilen etlerden idi. Tercih edilen kuzular ise “eflak ve boğdan” kuzuları idi. Kuzu Tandır; Osmanlı ve Türk Mutfağı, Geleneksel Türk Mutfağı, Yöresel Yemekler, Yöresel Mutfaklar da fırın yemekleri ve tercih edilen kebaplar arasında asırlardır bulunmaktadır.
Kuzu Tandır Tarifi
Kuzu Tandır Kullanılan Malzemeler
* 1 Adet Kuzu Kol – Kemiksiz
* 3 Yemek Kaşığı Tereyağı
* 10 Adet Arpacık Soğanı
* 3 Diş Sarımsak
* 4 Dal Biberiye
* 3 Dal Taze Kekik
* Yeterince Su
* Tuz
* Tane Karabiber
* Zeytinyağı
Kuzu Tandır Yapılış Tarifi
Kuzu kolun üzerine çizikler atın ve zeytinyağı, tuz ve karabiberle ovalayın.
Büyük bir tavayı ocakta ısıtın ve eti yerleştirip kuzu kolunu mühürleyin.
Diğer tarafını mühürlerken arpacık soğanları, sarımsak, biberiye, kekik ve tereyağı ilave edip bir süre pişirin.
Ardından tavadaki her şeyi dikkatlice fırın kabına yerleştiriniz.
içersine üzerini kapatacak kadar su ilave ediniz.
Fırın kabinin ağzını alüminyum folyo ile iyice kapatıp, üzerine birkaç delik açınız.
180 derecede 2 saat pişirin.
Etiniz piştikten sonra çıkartıp, fırın kabının içinde 15 dakika daha üzeri açık şekilde pişirerek üzerini kızartınız.
Kuzu Tandırın yanında Osmanlı ve Türk mutfağının geleneksel pilavlarından İç pilavı tüketebilirsiniz.
Türk Aşçı Haberleri "Alternatif Tarif";
Mevcut yazılı nefis tarif ile “bağlantısı olmayan” alternatif lezzet zengini ikinci bir videolu tarif seçeneğini 'de sizlere sunmak istedik. Yapmış olduğumuz bir araştırmada bu “nefis Tandır tarifini” ve uygulamasını uygun bulduğumuz “Kuzu Tandır Tarifi” ile ilgili alternatif video sunumundan ‘da faydalanabilirsiniz. Videodaki meslektaşımıza teşekkür eder, mutfağımız adına çalışmalarında başarılar dileriz.
Türk Aşçı Haberleri Olarak;
Sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tarifini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşmanızı ümit ederiz…
İç Pilavı Tarifi
İç Pilavı Kullanılan Malzemeler
* 3 Yemek Kaşığı Tereyağı
* 2,5 Su Bardağı Pirinç
* 1 Adet Soğan – Yemeklik Doğranmış
* 2 Yemek Kaşığı Dolmalık Fıstık
* 3 Yemek Kaşığı Kuş Üzümü
* 2 Yemek Kaşığı Toz Şeker
* Yenibahar
* Tarçın
* Tuz
* Karabiber
* Zeytinyağı
* 3 Su Bardağı Su
* 1 Yk. Seker
İç Pilavı Hazırlanış Tarifi
Bir pilav tenceresinde zeytinyağını koyup ısıtın, ardından soğanı ekleyin pembeleşinceye kadar kavurun.
Dolmalık fıstığı ekleyip kavurmaya devam edin. Pirinci ekleyin, tuz ilave edip kavurun.
Suda yumuşamış kuş üzümlerinin suyunu sıkıp ekleyin, ardından baharatlarını ve şekerini ekleyin ve karıştırın.
Son olarak su ve şekeri ilave edip karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını kapatıp yüksek ateşte kaynamaya bırakın.
Ardından pilavın suyunu iyice çekene kadar 15 dakika kısık ateşte pişirdikten sonra kapağını açın, kağıt havlu koyup yeniden kapağını kapatıp demlendirin.
Kuzu Tandırın Servis Ve Sunum Sekli
İç pilavını tabağa aliniz, üzerine parçalar halinde hazırlanmış olan kuzu etlerini koyunuz. Sebzelerini etlerin aralarına yerleştiriniz. En üzerine de kekik serperek servis yapabilirsiniz.
Türk Aşçı Haberleri "Alternatif Tarif";
Mevcut yazılı nefis tarif ile “bağlantısı olmayan” alternatif lezzet zengini ikinci bir videolu tarif seçeneğini 'de sizlere sunmak istedik. Yapmış olduğumuz bir araştırmada bu “nefis pilav tarifini” ve uygulamasını uygun bulduğumuz “Kuzu Tandır Tarifi” ile ilgili alternatif video sunumundan ‘da faydalanabilirsiniz. Videodaki meslektaşımıza teşekkür eder, mutfağımız adına çalışmalarında başarılar dileriz.
Kuzu Tandır icin Önemli Not;
Yanında mutlaka köpüklü Yörük ayranı içmelisiniz.
Kuzu Eti Önemli Not;
erkek kısırlığı ile savaşıyor. Coenzyme Q, karnitin içeren bazı besinlerin erkek kısırlığı üzerinde olumlu etkiler sağladığı bilinmektedir. Bunların basında Kuzu eti başta olmak üzere kırmızı et ve et ürünleri bulunmaktadır.
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında “Kebab” Hakkında Bazı Dipnotlar;
Evliya Çelebinin Domuz eti dışında birçok et çeşidini yediği görülür. Sudan'da deve etini yediği gibi zürafa etini de dener. Ev sahibinin sunduğu zürafa kebabını "inşallah helal"dir temennisiyle yiyip çok beğenir.
Kırım'da avladıkları "fil kadar" yaban mandasının kebabı [VII 2-3] ve Defterzade Mehmed Paşa'nın hizmetindeyken avlanan keklik, turaç, sülün gibi kuşlar ve ahu kebabları da yediği etler arasında sayılabilir [II 190].
İstanbul'un bozahanelerinde sunulan sakatat çeşitleri [I 247], Rum balık aşçılarının pişirdikleri deniz ürünleri ve perhiz sırasında pişirdikleri çeşitli etsiz sebze yemekleri, Şam'ın kahvehanelerinde satılan çay, salep, süt, palude gibi içecekleri Muhteşem bir mutfak teşkilatıyla seyahat eden ve büyük bir gurme olan Defterdarzade Mehmed Paşa'nın aşçılarıyla ilgili anlatılanlar, saray çevresi mutfağının üstün niteliğini yansıtıyor.
Eldiven takmak mecburiyetinde olan bu aşçıların her biri ayrı bir konuda uzmandır: hamurcu, kebapçı, köfte kebapçı, yahnici, tatlıcı, çorbacı, dolmacı ve kıymacı. Yeni ve lezzetli bir yemek icad eden aşçılar da ödüllendiriliyor, giysisi, eli veya tırnağı kirli bulunanlar iki yüz kızılcık değneği yiyordu.
Dolmacı ve kıymacı ve köfte kebabcıların kullandıkları etlere sinek konmaması için sık balık ağından özel çadırlarda saklanıyordu. Evliya, Defterdarzade Mehmed Paşa'nın mutfağında pişen nefis yemekler için "bir vüzera sofrasında görmedim" diyor [II 190-191].
Defterdarzade Mehmed Paşa'nın sofrasında, Osmanlı mutfağının temel yemeklerinden olan dolma ve baklava gibi hamurişleri yer alırken, Bitlis Hanı'nın Melek Ahmed Paşa'ya verdiği ziyafette bu yemeklerin olmaması ve sunulan pilavların çokluğu, İran mutfağının etkisini gösteriyor. Onaltı çeşit pilav, birçok çorba ve kebablardan sonra, birçok sıcak içecek ve en son çeşitli reçel ve murabbalar sunulmuştu [IV 76].
Kazanılan savaşlardan sonra askerlere ziyafet vermek gelenekti. Evliya Çelebi, İstanbul fethinden sonra verilen ziyafet sırasında, Fatih Sultan Mehmed'in çaşnigirbaşı gibi kemerine peştemal takarak askerlerine üç gün üç gece hizmet ettiğini anlatıyor [I 44].
Lehistan'a karşı yapılan savaştan sonra Melek Ahmed Paşa, Tatar askerleri memleketlerine dönmeden önce onlara koyun kebabı, pilav, zerde, çorba, yahni ve ekmekten oluşan bir yağma ziyafeti vermiş [V 87]. Altı bin sahan içinde çayıra konulan yemeklere hücum eden askerler, tıkabasa karınlarını doyurduktan sonra kalpaklarına da yemek doldurup götürmüşler.
Evliya Çelebi ve arkadaşları kışın Kırım'da yolculuk yaparken, Azak'tan aldıkları söğüş koyun eti ve ekmek soğuktan donunca yaban donbayı avlamışlar. Fakat Kalmuklar'dan korktuklarından ateş yakıp donbayı pişirdikten sonra geceye kadar beklemek zorunda kalmışlar [VII 2 -3].
Bursa yaylalarında daha şanslıydılar. Sobran' da ağla avladıkları alabalıkları tereyağında pişirmekten başka, yörüklerin hediye ettikleri koyunları kebab yaptılar; Bakacak'ta keklik, balık ve kuzu kebabı yediler [II 20-21].
Etin Faydaları ve Etin Zararları Nelerdir?