Dünya genelinde insan tüketimi için üretilen her 3 gıdadan 1’i çöpe gidiyor; buna karşılık 3 milyardan fazla insanın güvenli ve besleyici gıdaya erişimi kısıtlı. Açlıkla mücadele eden insan sayısı ise 800 milyondan fazla.
Dünya Gıda Günü’nde herkesi bu konuda harekete geçmeye davet ediyoruz.
Yılda 26 milyon ton gıda çöpe atılırken, evlerde kişi başı 93 kilogram atık oluşturuyoruz. Türkiye bu veriler ile küresel ortalamanın üstünde kalıyor.
Açlık ve yoksulluk sınırı da günden güne büyümeye devam ediyor. Bugün herkesin gözlerini yaşadığı gerçekliğe açması gerekiyor.
Gıda en temel ihtiyacımız, yaşamımızı devam ettirmek için gıdanın yerine koyabileceğimiz bir alternatif kaynağımız yok. Ülkemiz topraklarında gıdaya bir gereklilik olarak bakmanın yanı sıra kutsal bir hazine olarak da yaklaşıyoruz.
Buna rağmen her yıl kişi başı 93 kilogram gıdayı evlerimizde çöpe atıyoruz. Küresel ortalamanın 74 kilogram olduğunu ve israf edilen (
İsraf Kontrolü) gıda miktarı bakımından Dünya genelinde üst sıralara oturduğumuzu düşündüğümüzde bu gerçeği değiştirmek için bugün harekete geçmemiz gerektiğini hatırlamamız gerekiyor.
Açlık ve yoksulluk sınırı 2 kattan fazla büyüme gösterdi.
Kaynaklarımızın sınırlı olduğunu, bizi her koşulda besleyen ve ihtiyaçlarımızı karşılayan Dünya’nın kaynaklarını yenilemek ve tazelenmek için zamana ihtiyaç duyduğunu unutuyoruz. Bundan ziyade bir geleceğimiz olduğunu, bizden sonraki nesillerin yaşanacak bir Dünya’ya ihtiyaç duyduğunu düşünmeden yaşıyoruz.
Geleceği bir kenara bırakıp bu ana odaklandığımızda ise daha acı bir gerçeklikle karşılaşıyoruz:
alt komşumuzun eve büyük bir zorlukla yemek getirdiği, aynı sokakta yaşadığımız ailenin en temel besine ulaşmakta güçlük çektiği gerçekliği. Sözlerim yaşananları dramatize ediyor gibi duyuluyor olabilir fakat gözümüzü açmamız gereken gerçeklik bu.
Bugün ülkemizde neredeyse her 10 kişiden 2’si güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya ulaşım konusunda
topraktan tabağa mücadele etmek zorunda kalıyor. Yapılan çalışmalar ülkemizde 15 milyona yakın insanın yeterli gıda tüketemediğini gözler önüne seriyor.
Her ay açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı verilerine baktığımızda geçen yılın aynı döneminde açıklanan sayıların 2 kattan fazla büyüme gösterdiğini görüyoruz. Bu, gerçekliğini inkâr edebileceğimiz bir durum değil.
Dünya Gıda Günü’nde Kimseyi Geride Bırakma...
Bu yıl “Kimseyi geride bırakma.” teması etrafında farkındalık yaratma amacıyla anılan Dünya Gıda Günü, adil ve
sürdürülebilir gıda sistemlerinin kurulması gerekliliğini bizlere hatırlatıyor.
Sorumlu gıda üretimi ve tüketimi kadar güvenli ve besleyici gıdaya ulaşımda adil sistemler kurulması, Dünya üzerindeki herkesin yeterli beslenebilmesi ve bu en temel ihtiyacını karşılayabilmesi hepimizin sorumluluğu.
Sosyal bir girişim olarak teknoloji tabanlı, bütünsel atık yönetim çözümlerimiz ile fazlayı faydaya çevirirken işimizin kalbine sosyal etkiyi koyuyor; bu sorumluluğun bilinciyle kardeş kuruluşumuz Gıda Kurtarma Derneği ile omuz omuza bağış operasyonları düzenliyoruz.
Birlikte Türkiye’nin dört bir yanında her ay 1 milyondan fazla ihtiyaç sahibinin kapısını çalıyor, bağış kolilerimizi hanelerine ulaştırıyoruz.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Açlığa Son hedefi doğrultusunda kırılgan kesimler başta olmak üzere herkesin yeterli, besleyici ve güvenli gıdaya ulaşımı için çalışıyoruz.
Biz mücadelemize her zamankinden daha güçlü devam ederken herkesin bu özel günü harekete geçmek için bir davet olarak ele alması gerektiğine inanıyoruz.
İhtiyacımız kadarını aldığımızda, fazlasını israf etmeyip değerlendirdiğimizde ve daha da önemlisi paylaştığımızda daha adil ve iyi bir Dünya için ilk adımı atmış olacağız.
Olcay Silahlı
Fazla Gıda Kurucu Ortağı ve CEO’su