Geleneksel Mutfak Kültürleri Tüm İnsanlığın Ortak Mirasıdır.
Afyonkarahisar unesco gastronomi şehri
Afyonkarahisar, Kral Yolundan, İpek Yolu' ndan, geçmişte ve günümüzde gezginlere yurt olmuş bir şehirdir. Her mevsim serin havaya karşı duruş sergileyen sıcak termal sular, kaymak (pıhtı krem kremine benzer süt ürünü) ile tanımlanan mutfağı, dost canlısı insanlar-hepsi şaşırtıcı ve hoş. 2019 UNESCO Creative City Network ' e UNESCO ve Afyonkarahisar ile bu şehrin lezzetleri de eklendi.
Sosis, kaymak, köy patates ekmeği, keşkek, Türk lokumu gibi yöresel lezzetleri değerlendirince, tanınmayı hak eden yerel bir aşçılık geleneği olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle Afyonkarahisar ' ın yöresel lezzetlerini keşfetmek için şimdi mükemmel bir zaman.
Afyonkarahisar 2005 yılından beri bu şehrin resmi adıdır ama Afyon hala halk tarafından kullanılıyor. Karahisar Kalesi 226 metre yükseklikte dev bir kayanın üzerine konmuş, şehir sade ama samimi bir yüz sunuyor. 40 adet ahşap sütun üzerine konulmuş, yatılı dekorasyonlu-biraz da olsa-Selçuklu döneminden kalma şehrin simgelerinden biri olan Ulu Cami.
Caminin olağanüstü güzelliklerinden çok uzak durmadan, karşısında düzenlenmiş tarihi köşklerin çağrısına kulak verdim. Tarihi mobilya ve dekorasyonlarla süslenmiş bir köşk, geleneksel yemekleri deneyebileceğiniz bir kafeye dönüştürüldü. Mercimek ile yapılan bu hamur işlerinden Bükme, bu bölgede çayın en iyi eşlik ettiği görülüyor. Mercimek ile mercimek karışımından çıkan lezzetin sırrı var Afyon ' lulara göre ′′ Ev yapımı ise, taş fırında pişirilirse mükemmel olur."
Sokaklarda yürümeye devam ederken, Türbe Bulvarı 'nda bulunan Sultan Divani Mevlevihane' nin yerçekimine giriyorum. Geleneğe göre 18 yüzyıl öncesine dayanan Mevlevihane, Konya Mevlevihane ' ye ikinci sıradır. Mevlana ' nın yedinci nesil soyundan gelen Sultan Divani döneminde, bu yer Mevlevi geleneklerine göre bir merkezdi. Penceresinden bakanlar ve sağlığımı soranlar eşliğinde Millet Türk hamamına varıyorum, kesilmiş taş cephesiyle. O dönemde bölgede yaşayan Ermeni esnafların yaptığı hamamlar Afyon ' un çok kültürlü geçmişinin bir parçası.
Afyon' un her köşesinde farklı bir hikaye sizi bekliyor. Yan sokaklarda keçe işçilik bu bölgeye özgü en eski zanaat Yunu keçeye çeviren ustalar çok çalışır ama beni karşılamaya zaman ayırır. Antikacıların pencerelerine baktığımda, güzel taş oymalarla çerçevelenmiş kapılardan geçiyorum ve Aşçı Bacaksız Restoran' a giriyorum. Dört nesildir aynı aile tarafından işletilen küçük ve mütevazı bir dükkan menüsü kuzu kebap ve kebap kebap kadayıftan oluşuyor. Erken gelmek önemli akşama kadar beklerseniz lezzetli kuzu kebabına doyamazsınız..
Uzun Çarşı ' da tatlı sosis satan dükkanlar hep reçel paketleniyor. Kremalı Türk lokumu sokağın aşağısında bulunur. Tatlı dükkanların önünde uzun kuyruklar var... 17 yüzyılın ortalarında kurulan ve açık avluda dinlenilen tarihi Taşhan Bedesten ' i (örtülü çarşı) gördükten sonra giriyorum Köşk. Osmanlı sivil mimarisinin izlerini taşıyan köşk restore edilerek bölgenin günlük yaşamını kutlayan kültür ve sanat evine dönüştürüldü. Merdivenleri tırmanmak ve kapıları açmak başka bir zamana, farklı gelenek ve yaşam tarzlarına seyahat etmek gibidir.
Afyon 'un kültürel mirasının özenle korunduğu Gedik Ahmet Paşa Camii' nden geçerek şehir yolculuğuma devam ediyorum. Zengin koleksiyonu hayal gücünü heyecanlandırıyor.
Konservatuvarın zemin katında bulunan Alimoğlu Müzik Müzesi, dünyanın dört köşesinden toplanan enstrümanlarla ziyaretçilere farklı bir müze deneyimi yaşatıyor. Müzedeki her enstrümanı dinlemek mümkün, aynı zamanda konservatuvar sınıflarından çıkan melodileri dinlemek de mümkün.
Afyon, bereketli toprağı ve stratejik konumuyla farklı medeniyetlerin her zaman gözdesi olmuştur. Hattiler ile başlayarak, birçok medeniyet burada kök salmış, derin izler bırakmıştır. Güzel doğanın tarihle birleştiği bu bölgeyi keşfetmek için Frigliler yerleşim bölgesi olan Ayazini köyüne uğrayıp Frigya Vadisi ' nde kayboluyorum. Buradaki atmosfer kesinlikle eşsiz. Frigya Vadisi ' nin jeolojik yapısı, volkanik tuffları ile komşu şehirlerin sınırlarına uzanan geniş bir alandır. Frigyen ve Roma mezarları, kiliseler ve anıtlar ile bu dünya gerçek dışı.
Phrygian Vadisi ' nin termal sulara yakın olması bu bölgeyi her zaman gezginlere çekici kılmıştır. Antik çağlardan bugüne Afyon ' un termal banyoları şifa ve sağlık kaynağı oldu ve yolculuğunuzu daha keyifli hale getirmek için birçok seçenek var. Bozulmamış doğal güzellikleriyle Eber Lake ' i mutlaka ziyaret etmelisiniz. Eber Gölü Afyon merkezine yaklaşık bir saat mesafede. Göl kamış yatakları ile çevrili ve bir dizi farklı kuş türü buraya uğrayıp doğanın tadını çıkarmak için güzel bir yer haline getiriyor.
Bazı yerler iyi bilinse de, onları gerçekten keşfetmek için zaman ayırmakta zorlanıyoruz. Türkiye ' nin büyük şehirlerinin kavşağında yer alan Afyonkarahisar, zaman zaman göz ardı edilen noktalardan biridir.
Ser Tabbah Veyis DURDU Kadim Anadolu Aşçılık Tarihi ve Kültürü Uzmanı
Antik Anadolu Aşçılık Sanatları Öğretmeni - Menü Mühendisi Koordinatör Şef.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı Gastronomi Projeleri Danışmanı
TRADITIONAL KITCHEN CULTURES ARE THE COMMON HERITAGE OF ALL HUMANITY.
Afyonkarahisar unesco gastronomy city
Afyonkarahisar is a city that has been an abode for travelers, for those coming from the King’s Way or the Silk Road, for those in the past and those in the present. The warm thermal waters that take a stand against the cool air in every season, the cuisine that is identified with kaymak (creamy dairy product similar to clotted cream), the friendly people -all are surprising and pleasant.
Moreover, the flavors of this city have been registered with UNESCO and Afyonkarahisar has been added to the 2019 UNESCO Creative City Network. When one considers local flavors like sausages, cream, village potato bread, keşkek, and Turkish delight, it is clear that this is a local culinary tradition that deserves recognition. For this reason, now is the perfect time to discover the local flavors of Afyonkarahisar.
Afyonkarahisar is the official name of this city since 2005, but Afyon is still used by the people. The Karahisar Castle is positioned upon a gigantic rock, at a height of 226 meters; the city offers a plain but sincere face to us. Ulu Mosque, positioned on 40 wooden pillars, with bedazzling decoration -even if it is a bit worn- has been one of the symbols of the city from the Seljuk era. Without wandering too far from the extraordinary beauty of the mosque, I heed the call of the historical mansions that are arranged opposite it.
A mansion decorated with historical furniture and decorations has been turned into a cafe where you can try traditional dishes. One of these pastries made with lentils, Bükme is considered to be the best accompaniment of tea in this region. There is a secret to the flavor that emerges from mixing pastry with lentils; according to people from Afyon, “If it is homemade, and if it is cooked in a stone oven, it will be perfect.”
While continuing to walk down the streets, I enter the gravitational pull of Sultan Divani Mevlevihane, which is on Türbe Avenue. According to tradition, the mevlevihane, which dates back to the 18th century, is second only to the Konya Mevlevihane. During the era of Sultan Divani, a seventh-generation descendant of Rumi, this location was a center for the Mevlevi traditions. Accompanied by those who are looking out of their windows and by those who ask after my health, I arrive at the Millet Turkish Baths, with its cut-stone façade. The baths, constructed by Armenian craftsmen who lived in the region at the time, is a part of Afyon’s multicultural past.
A different story awaits you at every corner in Afyon. On the side streets, I come across felt workmanship, the oldest craft unique to this region. The masters who turn wool into felt work hard but take the time to greet me. When I look at the windows of the antique shops, I pass through the doors framed with beautiful stone carvings and enter the Aşçı Legless Restaurant. A small and modest shop that has been run by the same family for four generations, its menu consists of lamb kebab and cream bread kadayıf. It is important to get here early; If you wait until the evening, you will not be able to get enough of the delicious lamb kebab..
The shops on Uzun Çarşı that sell sweets and sausages are always jam-packed. Turkish delight with cream can be found up and down the street. There are long queues in front of the sweet shops… After seeing the historical Taşhan Bedesten (covered bazaar), which was built in the middle of the 17th century, and resting in the open courtyard for a while, I enter the mansion. The mansion, which carries traces of Ottoman civic architecture, has been restored and transformed into the Culture and Art House, a place that celebrates the daily life of the region. Climbing the stairs and opening the doors is like traveling to another time, to different traditions and lifestyles.
I continue my journey through the city by passing Gedik Ahmet Paşa Mosque, with its twisted minaret, and the Archeological Museum, where the cultural heritage of Afyon is carefully preserved. Its rich collection stokes the imagination.
The Alimoğlu Music Museum, which is on the ground floor of the conservatory, gives the visitor a different museum experience, with instruments that have been collected from the four corners of the globe. It is possible to listen to every instrument in the museum, while also eavesdropping on the melodies that emerge from the conservatory’s classrooms.
Afyon has always been a favorite for different civilizations due to its fertile soil and strategic position. Starting with the Hattis, many civilizations put down roots here, leaving deep traces. To explore this region, where beautiful nature combines with history, I stop by the Ayazini village, which was the settlement area of the Phrygians, and get lost in the Phrygian Valley. The atmosphere here is absolutely unique. The geological structure of the Phrygian Valley, with its volcanic tuffs, is a wide area that stretches to the borders of neighboring cities. This world, with the Phrygian and Roman tombs, the chapels and monuments, is unreal.
The fact that the Phrygian Valley is close to thermal waters has always made this region attractive to travelers. From ancient times to today, Afyon’s thermal baths have been a source of healing and health and there are many alternatives to make your journey more enjoyable. You should definitely visit Eber Lake, with its unspoiled natural beauty. Eber Lake is approximately one hour from the center of Afyon. The lake is surrounded by reed beds, and a number of different species of birds stop by here, making this a beautiful place to enjoy nature.
Though some places may be well known , we often find it hard to take the time to truly explore them . Located on the junction of major cities in Turkey , Afyonkarahisar is one of the sometimes overlooked spots definitely worth visiting .
Ser Tabbah Veyis DURDU Expert on Ancient Anatolian Culinary History and Culture
Ancient Anatolian Culinary arts , İnstructor - Menu Engineer Coordinator Chef .
UNESCO Creative Cities Network Gastronomy Projects Consultant