Dünyada Sağlıklı Gıdanın Sürdürülebilirliği Ve İsraf...
Dünyada bir tarafta her yıl tonlarca gıda israf edilirken diğer yanda milyonlarca çocuk açlıktan ölüyor. Yaşanan salgın dönemi de tarım, gıda üretimi ve tüketiminde ciddi anlamda tedbirler alınması gerektiğini gözler önüne serdi. Bunun için öncelikle yapılması gereken israfa dur demek.
Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ortaklığında “Gıdanı Koru Kampanyası” tanıtımı yapıldı. FAO ve Bakanlığın birlikte yaptığı açıklamada ifade edilen rakamlar israfın boyutunu gözler önüne serdi.
Ülkemizde her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Türkiye’de günlük olarak 4,9 milyon ekmek israf edilirken üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50’sinde kayıp yaşanıyor. Hizmet sektöründe ise işletme başına yılda 4,2 ton gıda, 2 bin litre içecek israfı gerçekleşiyor.
Tüm bunların önüne geçmek amacıyla ilk defa Türkiye’de Ulusal Strateji Belgesi ve bu stratejiyi hayata geçirecek Eylem Planı’nı hazırlandı. Toplum olarak herkese bu konuda görev düşüyor. Tarım alanından başlayarak mutfakta devam eden israfın nasıl önlenecek?
Şef Ebru Baybara Demir'in konu hakkındaki Dünyada Sağlıklı Gıdanın Sürdürülebilirliği Ve İsraf hakkındaki Görüşleri;
Türkiye özellikle 1980 sonrasında tarım ve üretim noktasında her zaman başarılı bir ülke oldu ancak globalleşmenin etkisiyle tarımda da ithalat ve ihracatın etkileriyle farklı süreçler gelişti.
Koronavirüs dönemi ülkeler için kendine yetebilme kavramını ön plana çıkardı. Kendine yetebilmenin başlangıç noktasında iki önemli konu var;
doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve sağlıklı gıdanın toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak oranda üretimi.
Tarım üretimini artırmak için çiftçiyi destekleyerek üretimi yeniden canlandıracak yollar üzerine gitmeliyiz. Çiftçileri tarımla barıştırmak gerekiyor. Özellikle yeni neslin bu işi sürdürülebilir şekilde yapabileceğini anlatarak tarımla uğraşan kişi sayısı artırılmalı. Diğer yandan toprağın temizlenmesi ve sağlıklı gıdanın üretilmesi için geleneksel tarım yöntemlerini kullanma oranları artırılmalı.
Devlet destekleri, bu aşamalarda büyük önem taşıyor. Tüketicilerin de yerel üreticiye sahip çıkması gerekiyor.
Gıdada İsrafın Tarımsal Üretimde Başladığı Söyleniyor. Neyi Yanlış Yapıyoruz?
Hayata geçirdiğimiz tarım projelerinde toprağın kendi öz yapısına dönülmesinin ve toprağın alışık olduğu tohum kullanımının ne kadar etkili olduğunu gördük. Toprağın alışık olduğu tohum kullanımında düşük maliyetli ve verimi yüksek ürünler elde ediyorsunuz. Diğer yandan toprak alışık olduğu ürünü büyüttüğünde dış destek kullanımı azaldığından gerçek anlamda sağlıklı gıda elde etmiş oluyorsunuz.
Bu yöntemin yaygınlaştırılması hem doğal kaynakların kullanımının artması hem de gıda israfının önüne geçme konusunda etkili olacaktır.
Bu konuda tedarik zincirini kısaltmak etkili bir yol olacak. Çünkü ürün hasat edildikten sonra tüketiciyle buluşana kadar pek çok kez el değiştirebiliyor. Yerel üreticiyi desteklemek ve ürünlerini en yakın pazarlara taşımak çözüm olabilir.
İlk adımda menülerin küçültülmesi, daha butik sunumlar hazırlanması gerekiyor. Bu yüzden yeni dönemde hesaplı ilerlemek sektörün, doğal kaynakların ve gıdanın israfını önlemek noktasına iyi bir başlangıç olabilir.
Sağlıklı gıda sağlıklı nesiller demek. Yıllardır gıda, restoran ve hizmet sektöründeyim. Şimdi ise gıdanın geleceği için toprakta, tarım alanında çalışıyorum. Şu anda atılacak adımlar çocuklarımızın geleceğini kurtaracak. Gıdamızı korumak sadece iyi tohumu sağlıklı toprağa ekmekle sınırlı değil. Bu, içerisinde ekonomik, sosyolojik ve çevresel etkenleri barındıran büyük bir ekosistem.
Biz çiftçi olmanın gelecek vadeden bir iş olduğunu anlatamadığımız noktada, toprağımız ne kadar iyi olursa olsun bu mesleği yapacak kişilerin sayısını artırmalıyız. Su kaynaklarımızı sürdürülebilir şekilde kullanamadığımız durumda topraklarımızın sadece verimini değil tarımda kullanımını da kaybedebiliriz. Toplumda bu konuda bilinç oluşmazsa talebi yaratamaz ve tedarik zincirine yük katmış oluruz.
Bunlar gıdayı koruma konusunun ekosistemi içerisinde birkaç küçük başlık. Bu nedenle gıdanın korunmasında ülke olarak el ele çalışmalıyız. Yaşamın devamı için gıdamızı korumalıyız. En önemlisi ise eğitime önem vermeliyiz. Tarımın okullarda bir ders olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum. (Sn. Merve Yılmaz Oruç'un
aksam.com.tr'deki yazısının
En Başarılı Mutfak Şeflerinden
"Şef Ebru Baybara Demir" ile ilgili olan kısmıdır.)