Fırında Patatesli Tavuk "Tavuk Yemekleri"
Fırında Patatesli Tavuk Kullanılan Malzemeler
* 6 Adet Tavuk Kalça
* 1 Adet Büyük Boy Havuç
* 3 Adet Patates
* 4 Adet Küçük Boy Soğan
* 6 Diş Sarmısak
* 6 Dal Maydanoz
* Yarım Tatlı Kaşığı Tuz
Fırında Patatesli Tavuk Yapılış Tarifi
Tavuk parçalarını iyice yıkayın. Yapışmaz yüzeyli tavaya deri kısımları alta gelecek şekilde yerleştirin.
Aralarına 3-4 parçaya bölünmüş havuç, dörde bölünmüş patates, kabukları temizlenmiş bütün soğan ve sarmısak yerleştirin.
Maydanozu elinizle iri parçalara ayırıp tavaya serpiştirin.
Tuzunu ayarlayıp, tavanın kapağını kapatın.
Kısık ateşte tavuk kızarana dek pişirin.
Tavuk ve sebzeleri alt üst yapıp, 5 dakika daha pişirin.
Sıcak olarak servis yapın.
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlı Saray Mutfağında “kümes hayvanları” Hakkında Bazı Dipnotlar;
Hindi Amerika’dan gelen bir kanatlıdır. Osmanlıda ilk rastlandığı kayıtlar 1739-1744 yılları arasında Muhsin zade Mehmet paşanın ilk valilik yılları arasında mutfak defterlerinde tavuk-i hindi olarak geçmiştir. Hindistan üzerinden geldiği içinde ismi de yine tavuk-i hindi olarak Osmanlı tarafından konularak Avrupa’ya da Türkiye vasıtasıyla yayılmıştır..!
Osmanlı da Kırsal kesimde bol miktarda yoğurt ve ürünleri tüketilirdi ve ayrıca şehirlerde ise yine bol miktarda kümes hayvanlarında tavuk tüketilmesine rağmen, kırsalda yaşayan halkın tavuktan ziyade daha çok kırmızı eti tercih ettiği de bir gerçek..!
Genelde şölen niteliğindeki yemeklerde; tavuk, ekşili tavuk, güvercin, piliç, ekşili piliç, börek, bohça (poğaça), tatamaç (mantı benzeri bir yemek), ıspanak böreği, çorba, katı çorbası, kefal çorbası, baklava, çeşitli dolmalar, kebaplar ekşi aşı, muhallebi, pilav, tavuklu pilav, kıymalı- sade ve ballı börekler bulgur pilavı, zerde, yahni, paça, kabak reçeli (kabak tatlısı olabilir) aşure, turşu çörek, gözleme, girde (açılmış yufka) nukul (bir çeşit tatlı), tarhana çorbası, simit, erişte ördek, kuzu kebabı, tavuklu börek, aşure, çeşitli soğuk şerbet ve hoşaflar sofrada yer almaktadır.
Anadolu mutfak kültürü ve Osmanlı Saray mutfağının sosyal yönlerini, özellikle de itibarın nasıl ifade edildiğini incelemeye geçmeden önce, divanda verilen üç ziyafete kısaca göz atalım. Tıpkı vezirlerin normal yemekleri gibi, söz konusu ziyafetlerin üçü de dane ile başlamış, ardından tavuk çorbası gelmişti. Ziyafet-i ‘id-i şerifte, belki de Kurban Bayramı’nm ete vurgusundan dolayı kıymalı dane sunulurken, Erdel elçisine verilen her iki ziyafette de başka bir çeşit, şekerle hazırlanan dane-i kırma sunulmuştu.
Divandaki bayram ziyafetinde on dört çeşit yemek ikram edilmişti. Bayram ziyafetinde, âdetten olan dane ve şurba-ı makiyanm ardından çömlek aşı ve kıymalı börek getirilmiş, bunu dört çeşit tatlı izlemişti: şekerli mantı, sembuse (Redhouse’a göre üçgen şeklinde bir tatlı), zerde ve baklava. Bu sıralama, tatlıların birbiri ardına sunulmadığı normal yemeklerdeki uygulamaya aykırıydı.
Böylesine ağır bir tatlı sağanağı, yöresel mutfaklarımız ve Geleneksel Türk Mutfağında
kalori açısından çok zengin bol Tavuk ikramıyla dengeleniyordu: tavuk yahnisi (yahni-i mahyan), koyun budu yahnisi (uca yahni), güvercin kebabı (kebab-ı kebuter), tavuk kebabı (kebab-ı makiyan), ördek kebabı (kebab-ı ördek), ve kaz kebabı (kebab-ı bat). Hâlâ yiyebilecek hali kalanlar tekrar tatlılara dalabilirdi: me’muniye ve nihayet muhallebi.
Tavuk, Anadolu’nun neredeyse her yöresinde bulunmaktadır. Seyyahlar gittikleri her yerde tavuk etinin tadına bakar. Dernschwam, İstanbul’da Çemberlitaş yakınlarındaki tavuk pazarı hakkında oldukça geniş bilgiler verir:
“Burada tavuk satılıyor ve İstanbul’un diğer çarşılarına götürülüyor. Burada, panayırlarda olduğu gibi, barakalar, dükkânlar yapılmıştır. Tavukpazarı’nda yapılan alışverişin bir özelliği var, tavuk satıcıları 3-5 attan oluşan kervanlar halinde köyleri dolaşırlar. Bu atların sırtında üst üste iki üç kat tahtadan merdiven şeklinde yapılmış tavuk kafesleri vardır.