İsot Çölmeği Tarifi (Urfa)
İsot Çölmeği Tarifi (Urfa) Malzemeler
* 3-4 adet ekşi nar,
* 3 adet kuru soğan,
* 2 kg kırmızıbiber,
* 1/2 kg yağsız tarafından,
* parça et (kuzu veya koyun),
* 2 adet domates, 150 gr sadeyağ,
* 1 çorba kaşığı tuz.
İsot Çölmeği (Urfa) Yapılış Tarifi
Narlar tanelenir, ezilerek suyu çıkarılıp süzülür. Soğanlar orta büyüklükte küp küp doğranır.
Biberlerin sapları ve çekirdekleri ayıklanır, 7-8 parçaya ayrılır.
Çömleğin içine kuşbaşı doğranmış et, doğranmış soğan, biber, domates, yağ, nar suyu, tuz ve 2 su bardağı su konularak çarşı fırınına pişmek üzere gönderilir.
Yaklaşık 3 saat, orta sıcaklıkta suyunu çekinceye kadar, pişirilir.
Yanında pirinç pilavıyla sıcak servis yapılır.
Biber çömleğini, çarşı fırınlarının tadını vermemekle beraber, evde yapmak da mümkündür.
O zaman çömleğin içine konulan malzemeler bir tencereye konulur, ateşe verilir.
30 dakika piştikten sonra bir tepsiye aktarılarak fırına sürülür.
Suyunu çekinceye kadar orta ateşte pişirilir.
Evde pişirilecekse 2 su bardağı yerine 1 su bardağı su koymak daha uygundur.
Geleneksel Türk Mutfağı nedir? Geleneksel Türk Mutfağında hangi yemekler vardır?
Dünyanın sayılı mutfaklarından (çin Mutfağı, İtalyan Mutfağı, Fransız Mutfağı, Meksika Mutfağı) biri olan Türk mutfağı, Türkiye’nin ulusal mutfağıdır. Yöreden yöreye farklılaşan ürünleriyle Osmanlı mutfağının mirasçısı olan Türk mutfağı, balkan ve Ortadoğu mutfaklarını etkilemiş aynı zamanda bu mutfaklardan da etkilenmiştir. Beslenme biçimleri içinde bulunduğu kültürel coğrafi ekolojik ekonomik ve tarihsel sürece göre şekillenen türk mutfağında Selçuklu ve Osmanlı imparatorluğunun saraylarında gelişen yeni tatlar, bu kültürün zenginleşmesine önemli katkılar sağlamıştır.
81 ili kapsayan lezzet haritasına göre, Türkiye, 2 bin 205 çeşit yöresel yiyecek ve içecekten oluşan zengin mutfağa sahiptir. Türk mutfağında 291 çeşit yemek tatlı ve içecek ile en zengin mutfağa sahip olan ilimiz Gaziantep’tir.
Ulusal ve bölgesel kalkınma açısından bakıldığında türk mutfağının sağladığı avantajlar ekonomik bir fırsata dönüştürüldüğünde ulusal ve bölgesel anlamda önemli bir katma değer sağlayacağı gözden kaçırılmaması gereken bir gerçeklik olarak öne çıkmaktadır.
Türk mutfağı yörelere göre farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.
Türk mutfak kültürünü incelerken, Türklerin 10. ve 11. yüzyıllara dayanan Orta Asya geçmişinden günümüze uzanan derin bir tarihsel süreçle karşılaşırız. Göçebe mutfak kültüründen, Anadolu’ya, Selçuklu mirasından, Bizans Geleneğine, İran-Abbasi mutfak geleneğinin etkilerinden ve uzun Osmanlı geçmişine, ve bu geçmiş içinde cemaat mutfakları ile olan alışverişe bugün tanımladığımız Türk mutfağı yüzyıllar boyunca değişerek, zenginleşmiş ve olgunlaşmış büyük bir kültürel mirastır.
15. yüzyılda İstanbul’un fethi ile başlayan bir süreç içinde 19. yüzyıl sonlarına kadar gelişen Osmanlı Saray Mutfak Kültürü geleneğinde kuzu ve koyun etiyle hazırlanan kebap, yahni, külbastı, kızartma ve köfteler, pirinç pilavının envai çeşitleri, tahıl ve baklagillere dayanan et suyu ile pişirilmiş çorbalar, yaş ve kuru meyveler ile hazırlanmış hoşaf, şerbet, şurup, reçel, çevirmeler, börek çeşitleri, etli dolmalar, sebzeler ile hazırlanan bazı tencere yemekleri, tavuk ve balık ile hazırlanan kebap, yahni ve külbastılar,- helva çeşitleri, sütlü tatlılar, baklava, güllaç ve kadayıfları görürüz.
Yemekler her zaman sadeyağ yani tuzsuz tereyağı ile pişirilmektedir.
Baharat kullanımı Ortaçağ Avrupa‘sında ya da Hint mutfağında olduğu kadar olmasa de oldukça yaygındır. Erken dönem Osmanlı Saray mutfağında kullanımı daha yaygın olan kuru ve yaş meyvelerin baharat olarak et ve pilavlarda kullanımı 19. yüzyıl mutfak geleneğinde azalmıştır.
Et çeşitleri içinde dana eti tercih edilmemekte mevsimi ise kuzu diğer zamanlarda ise koyun eti kullanılmaktadır yemeklerde. Tavuk ve piliç gibi kümes hayvanlarının yanı sıra güvercin, keklik, kaz, bıldırcın, ördek ve 18. yüzyıldan itibaren Amerika menşeli hindi saray mutfak geleneğinde zengin sofralara sunulan ayrıcalıklı tatlar arasındadır. Bazı araştırmacıların savunduklarının aksine balık Osmanlı Saray mutfağında Sultan ve çevresinin severek tükettiği lezzetlerin içinde yer almaktadır.