Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi Projesi...
Türk mutfağı ve Gastronomi Şeflerinden Ebru Baybara Demir'in çalışmaları hakkında geçtiğimiz günlerde "Gastronomi Turkey" web sitesinde yayınlanan bir röpörtaj topraktan tabağa atık yönetimi ile ilgili içerdiği bilgiler ile dikkatimizi çekti. Türk aşçı haberleri takipçilerinin de değerli bilgileri edinmesi amacı ile kar amacı olmayan bir kuruluş olarak ilgili röpörtajı kaynak göstererek paylaşmak istedik.
2017 yılında iki ton sorgül buğdayı ile susuz tarım yapmak için yola çıkan Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir, 2021 yılında Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan kuraklığa bağlı olarak rekoltelerin düşmesi nedeniyle su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve toprak veriminin arttırılmasına yönelik bir arayışa giriyor. Bu arayıştan doğan Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi Projesi, Diyarbakır’da kurulan semt pazarlarından günlük yaklaşık üç ton atık toplanmasına ve bir ton atık kompost elde edilmesine olanak sağlıyor.
Tüm Türkiye’de yaygınlaşması hedefine sahip bu proje Türkiye’de bir ilk olan Sosyal Kooperatif anlayışını da ortaya çıkardı. “Benim işim sadece lezzetli tabaklar yapmak değil, bu tabakların kaç kişinin hayatına da dokunduğuyla da ilgileniyorum” diyen ve hali hazırda binlerce hayata dokunan Ebru Baybara Demir ile kompostun toprak için önemini ve Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi Projesi’ni konuştuk.
Kuraklıkla ilgili farkındalık yaratan ve yaptığınız çalışmalarla da aslında hepimize umut var dedirten bir isimsiniz. Bu konudaki vizyonunuz hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben kariyerime turist rehberi olarak başlayıp bir şef olarak devam etsem de şu anda bir sosyal gastronomi şefiyim. Benim işim sadece lezzetli tabaklar yapmak değil, bu tabakların kaç kişinin hayatına da dokunduğuyla da ilgileniyorum. Tüm bunların yaparken gıdanın geleceği hakkındaki sorunları da daha geniş bir perspektiften görme fırsatı yakaladım ve sosyal gastronomi projelerini hayata geçirmeye başladım. Sosyal gastronomi projeleri aslında hayatımızda meydana gelen değişimler ile ortaya çıktı.
Tüm hayatımız 2012 yılında beş yaşındaki kızımın beyninde bir tümör olduğunu öğrendiğimiz anda değişti. Bir anne ve babanın yaşayabileceği en zor dönemleri geçirdik. Doktorlar ise bu tür vakaların artık çok yaygın olduğunu ve bu hastalığın sebebinin sağlıksız gıda tüketimiyle bağlantılı olduğunu söyledi. Üç çocuk annesi ve her gün yüzlerce insanın karnını doyuran bir şef olarak gelecek nesillere karşı bir sorumluluğum olduğunu hissettim. İlk projemiz olan Topraktan Tabağa Projesi de bu dönemde ortaya çıktı.
Projeye başlarken amacım iyi tarım için gerekli olan yerel tohumlara ulaşmaktı. Ancak çalışmalarımız değişen tarım politikalarıyla toprağını terk eden yerel üretici ve çiftçilerin de toprağa yeniden dönmesini sağladı ve mülteci entegrasyonu konusunda bize öncülük etti. Suriyeli kadınlar bize geleneksel tarımla toprağı temizlemeyi ve sağlıklı tarım yapmayı öğretirken biz de onlara okuma ve yazma eğitimleri verdik. 70 kadınla başlayan Sorgül projesinde 350 kadın çiftçiye sürdürülebilir istihdam sağladık ve projemiz şu anda farklı kollarda da büyüyerek devam ediyor.
Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi Projesi’nin hayata geçirilmesi sürecinden kısaca bahseder misiniz? Proje kapsamında şimdiye dek neler yapıldı?
Deneyimler sonucunda hazırlanan Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi Projesi doğa ile aramızdaki dengeyi yeniden kurmamızı sağlayacak. Pazar yerinden toplanan meyve sebzeden çürüme yöntemiyle oluşturulan kompostun toprakta kullanımı, toprağın besin döngüsüne destek olan organik madde miktarını karşılayacak. Kompost ile toprağın bitkiyi beslemesini sağlayan mikroorganizmayı zenginleştirmiş olacağız. Böylece toprağın verimini ve su tutma kapasitesini artıracağız.
Nisan ayında Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde pilot çalışmasına başladığımız projede kompost üretimini sahada ölçümleyerek değerlendirme fırsatı bulduk. Kayapınar Belediyesi’nin organizasyonu ile pazarlara giren meyve ve sebze oranlarını ve akşam pazarda bırakılan ürünleri karşılaştırdık. Her gün 10 ton sebze ve meyvenin girdiği pazarlarda, günde üç ton atık kaldığını ve bunların yüzde 10’unun ise kullanılabilir olduğunu gördük. Bir pazardan günde üç ton atık topladığımızda bu bize bir ton atık kompost olarak geri dönüyor. Şu anda Diyarbakır'da günlük olarak kurulan sekiz pazar var. Günlük yaklaşık 30 ton atıktan bahsediyoruz.
Su kaynaklarının korunması, tarımda sulamanın azaltılması, verimin artırılması ve en önemlisi toprağın yapısının tekrar geri döndürülmesine ilişkin önemli olan bu projeyi Türkiye nüfusunun 1/3’ünü temsil eden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan 900’ün üzerinde pazarda gerçekleştirdiğimiz takdirde günlük üç ton organik atık miktarı 2 bin 700 tona ulaşacak. Bu yüzden hedefimiz projemizin diğer illerde de yaygınlaştırılması. Projenin sürdürülebilirliği için kurulan Topraktan Toprağa Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ile mal ve hizmet üretim faaliyetleri için istihdam yaratırken, elde edilen karı ortaklarına dağıtmak yerine faaliyetlerimizin iyileştirilmesinde kullanarak fayda yaratmaya devam edeceğiz.
Pazarda toplanan ürünler hangi kanallara dağıtılıyor? Burada nasıl bir yol izliyorsunuz?
Pazarda sadece atıkların değil kullanılabilir gıda ürünlerin olduğunu da gördük. Bunun üzerine ürünlerin değerlendirilmesi için örnek bir uygulama hayata geçirildi ve Kayapınar Belediyesi tarafından bir aşevi kuruldu. Her akşam pazar yerlerinden toplanan kullanılabilir gıdalar aşevine getirilerek gıda mühendisi gözetiminde denetlenmekte ve “Konserve ve Paketli Ürünler” ve “Sıcak Yemek Üretimi” olarak iki aşamalı bir üretimle kullanılıyor.
Çalışma kapsamında yaklaşık 30 günün sonunda toplamda altı tona yakın kullanılabilir sebze meyve ayrıştırıldı. Bu gıdalar aşevi çalışanları aracılığıyla domates sosu, turşu, türlü, reçel gibi toplamda üç tonluk farklı ölçülerde 2568 adet konserve ve paketli ürüne dönüştürüldü. Elde edilen ürünler ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere Gıda Bankası’na veriliyor. Kalan miktarın üretimine ise devam ediliyor. Ek olarak pişirme aşamasında ortaya çıkan artıklar yeniden kompost üretimi için gönderilerek toprak için değerlendiriliyor.
Bu projenin doğaya ve sürdürülebilir tarıma ne gibi katkıları oluyor?
Kompost kullanımı toprağa nem sağlıyor. Ve oluşturduğu gözenekler ile toprağa hava aldırması, toprağın bitkiye besin sağlayan yararlı bakteri ve mantarlardan oluşan mikroorganizma miktarında artış ile toprağın onarılmasını, su tutma kapasitesinin ve veriminin artmasını sağlıyor. Kompost kullanımı ile topraktaki organik madde miktarı yüzde bir artığında toprak, dönüm başına 60 ton su tutabilme kapasitesine sahip oluyor. Çiftçiye ücretsiz dağıtılacak kompost toprağın iyileştirilmesinde ve su kaynaklarının yaklaşık yüzde 75'nin kullanıldığı tarım alanındaki tüketimde tasarruf sağlanmasında etkili olacaktır.
Ayrıca Türk aşçı haberleri olarak "Biyobozunur" hakkında internet üzerinde en çok sorulan soruları araştırdık...
Biyobozunur nedir örnek?
Biyobozunur, bir diğer deyişle “Biyolojik olarak parçalanabilir”, kelime anlamı olarak bakteriler veya mantarlar gibi mikroorganizmaların biyolojik (oksijenli veya oksijensiz) hareketiyle doğal ortamda özümsenirken, parçalanma (ayrışma) yeteneğini ifade eder. Bu sürecin ekolojik açıdan bir zararı yoktur.
Biyobozunur atık ne demek?
Organik atık ya da biyoçözünür atık, bitkilerden veya hayvanlardan gelen doğal bir atık türüdür. Bu atıklar biyobozunur plastikler, gıda atıkları, yeşil atık, kağıt atıkları, gübre, insan atıkları, kanalizasyon ve mezbaha atıkları gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkar.
Biyobozunur polimerler ne demek?
Biyobozunur polimerler adından da anlaşılabileceği gibi biyolojik ajanların etkinliğinde (bakteri,mantar veya alg gibi) bozunarak doğadaki döngüye katılabilen polimerlerdir.
Biyobozunurluk ne demek?
Plastik hayatımızın hemen her alanında kullanılan bir maddedir. Biyobozunur; doğadaki çeşitli mikroorganizmalar veya enzimler tarafından biyolojik yollarla yıkıma uğrayan ve doğal bileşenlerine ayrılan sonra tekrar doğadaki bu döngüye katılabilen maddedir.
Biyobozunur malzemeler nelerdir?
Biyobozunur malzemelerin başında nişasta, selüloz türevleri, polihidroksialkon atlar, polilaktik asit, poli-β-hidroksi bütirat, polikaprolakton, polivinilalkol ve kitosan gibi maddeler bulunmaktadır.
Biyobozunur ambalajlar nelerdir?
Biyobozunur ambalaj ;nem, oksijen ve sıcaklık açısından uygun koşullar altında bakteriler veya mantar, alg gibi biyolojik ajanların etkisi ile daha küçük molekül ağırlıklı parçalara ayrılarak karbondioksit, metan, su ve inorganik bileşiklere ya da biyokütleye dönüşebilen malzemelerdir.
Kompozit atık ne demek?
İki veya daha fazla malzemenin uygun olan özelliklerini tek malzemede toplamak veya yeni bir özellik çıkarmak amacıyla makro düzeyde birleştirilmesiyle geliştirilmiş malzemelerdir. Plastik, alüminyum film gibi farklı malzemelerden birleştirilerek yapılmış, birbirinden ayrılması imkansız olan ambalajlardır.
PLA biyobozunur mu?
PLA'nın Genel Özellikleri
PLA %100 biyobozunur bir Doğada 0-2 yıl gibi kısa bir zaman periyodunda kendiliğinden yok olmaktadır. PLA doğada hiçbir tehlike yaratmadan parçalanabilen ve degredasyonu sırasında bulunduğu toprağı kirletmeyen ekolojik bir polimerdir.
Biyobozunur plastikler nelerdir?
Biyobozunur plastikler mikroorganizmalar ve ya diğer canlılar tarafından bozunarak karbon dioksit ve suya kadar tamamen parçalanabilen plastik çeşitleridir. Her geçen gün bu ürünlerin özellikle biyobozunur poşetlerde ve biyobozunur ambalajlarda kullanımı küresel çapta daha da artıyor.
Sabun biyobozunur mu?
*Yüzeyindeki yün kaplama sayesinde sabunun elinizde kayma riski azalır. ... Ayrıca sabunun üzerine yapılan bu işlem Biyobozunur olması dolayısıyla çevre dostudur ve hiçbir kimyasal kalıntı bırakmaz.
Biodegradable ambalaj nedir?
Oxo-biodegradable polypropylene (PP) ve polystyrene (PS) hammaddelerinden üretilen ambalajların, doğada yüzlerce yıl çözülmeyen standard plastiklerden farklı olarak, birkaç ay içerisinde biyolojik olarak doğada çözünmesini sağlamaktadır.
Kompozit ambalajlar nelerdir?
Kompozit ambalaj malzemeleri en az iki farklı malzemenin (kağıt, plastik ve alüminyum) tam yüzeylerinin birleştirilmesi ile elde edilir. Farklı malzemelerin birlikte kullanımındaki amaç dayanıklılığı arttırmak, esnekliği arttırmak ve malzemelerin kendilerine özgü özelliklerini birleştirmektir.
Polikaprolakton biyobozunur mu?
Biyobozunur polimerler mikroorganizmalar tarafından doğal yollarla en az bir adım bozunmaya mağruz kalmış polimerik malzemelerdir (Rhim ve ark., 2013). ... Polikaprolakton (PCL), birçok malzeme ile uyumlu, düşük erime (45-60°C) ve camsı geçiş sıcaklığına (-60°C) sahip biyobozunur bir poliesterdir (Köroğlu ve ark., 2015).
Kullanım ömrünü tamamlamış elektrikli ve elektronik atık nedir?
Yararlı ömrünü tamamlamış veya arıza nedeniyle kullanılamaz hale gelen elektrikli ve elektronik eşyalar Elektrikli ve Elektronik Atık AEEE olarak adlandırılabilir. Elektronik atığın net bir tanımı olmamakla birlikte Basel Sözleşmesinde yer alan tanım “Ömrünü tamamlamış elektrik ile çalışan her türlü eşya” dır.