Türk mutfağı ve Gastronomi Turizmini Çok Önemsiyoruz
Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı’nın hedefi Türkiye’yi ziyaretçi sayısı ve turizm gelirleri bakımından daha yukarılara taşıyarak güçlü bir marka oluşturmak...
Sektörün içinden gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bugüne dek birçok önemli projeye imza attı. Bunlardan biri de bir buçuk yıl önce kurulan Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü olarak iki yıldır görev yapan, Türkiye’nin yurtdışı tanıtım faaliyetlerinin yürüten önemli isimlerden biri olan ve aynı zamanda ajansın hem Yönetim Kurulu hem de İcra Kurulu üyesi Timuçin Güler’le geçen hafta buluşup maskeli-mesafeli bir söyleşi gerçekleştirdik.
* Timuçin Bey, uzun yıllar özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptınız, Türkiye’nin en başarılı CMO’larından biriydiniz, neydi sizi bir devlet kurumunda görev almaya iten? Aslında onur verici bir görev ama normalde tam tersi olur da...
- Tabii ki aslında onur verici bir görev turizme yön verecek bir kuruluşun başında olmak. Bugüne kadar Türkiye’nin en büyük markalarında çeşitli görevler üstlendim, görev aldığım her kurumda, bu markaları sahiplenip benimsedim ve pazarlama alanında bu markalar için projeler üretmeye çalıştım.
Söz konusu Türkiye markasını yönetmek olduğunda ise durum bambaşka bir seviyeye taşınmış oldu. Türkiye doğası, tarihi, ev sahipliği yaptığı binlerce yıllık kültürü, mutfağı ile bir turizm markası olarak inanılmaz bir potansiyele sahip. Zaten dünyada en çok ziyaretçi alan altıncı büyük ülkeyiz fakat potansiyelimiz bunun çok daha ötesinde. Türkiye markasının hak ettiği tanıtıma kavuşması için bana böyle bir teklif yapıldığında hiç düşünmedim bile.
* Ajansın misyonunu nasıl tanımlarsınız?
- Turizm ajanslarının, turizm alanında önde gelen ve turizm geliri yüksek olan birçok ülke ve şehirde geçmişi çok eskiye dayanıyor. Örneğin İtalya’da bu yapı 1919 yılında kurulmuş, 100 yılı aşkın bir geçmişi var. Almanya’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1948 yılında kurulmuş ve 72 yıldır faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı 2020 yılı başında aktif olarak görev yapmaya başladı.
Ajansımızın ana misyonu ziyaretçi beklediğimiz hedef pazarlarda sürdürülebilir ve etkin tanıtım yapmak. Ajansla birlikte kurulan sistemde, tanıtım yaptıkça turizm gelirlerimizin artacağı bir model devreye alınmış oldu. Turizm gelirlerimiz arttıkça da ajansın tanıtım bütçesi ve faaliyetlerinin kapsamı artacak.
Ayrıca ajans, Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu yapılarıyla hem kamu ve özel sektörün hem de turizm STK’larının bilgi birikimini ve tecrübesini ortak akılla tek bir potada toplama imkânı sağlıyor. Çalışan profili bakımından da ajans özel sektörden her biri alanında en başarılı kişileri bir araya getirerek üst düzeyde bir tanıtım ve pazarlama imkânı sağlıyor. Dolayısıyla hedefimiz çok güçlü bir marka oluşturmak ve bu sayede Türkiye’yi ziyaretçi sayısı ve turizm gelirleri bakımından daha yukarılara taşıyabilmek.
Hedefimiz çok güçlü bir marka oluşturmak
Ülkemizin Tanıtımını Hiç Kesmedik
* Ajans nasıl bir tanıtım stratejisi izliyor?
- Ajans ile birlikte ilk hedefimiz uluslararası alanda çok yönlü bir tanıtım başlatmak oldu. Bunu hem daha fazla ülkede hem daha fazla mecrada, hem de daha çok turizm ürünümüzle tanıtım yapmak olarak detaylandırabiliriz. Ajansla birlikte ilk önce tanıtım mecralarımızı TV, dijital, dergi, basın, outdoor ve sosyal medyayı 360 derece entegre kullanacak şekilde çeşitlendirdik. Bu strateji ile erişimlerimizin çok daha yüksek ve çok daha verimli olmasını hedefledik. Ana hedef ülkelerimizin yanı sıra yükselen pazarlara da odaklanacak şekilde bir yol haritası belirledik. Bu şekilde tüm yıl boyunca tüm pazarlarda iletişimimizi devam ettirdik. Pandemi dolayısıyla bu planlarda revizyonlara gitsek de ülkemizin tanıtımını kesmedik.
Bir diğer önem verdiğimiz konu da Türkiye’nin turizmdeki ürün çeşitliliğini yansıtabilmemiz. Ülkemiz daha çok deniz-kum-güneş turizmi ile öne çıkıyor. Ancak ülkemiz bunların yanı sıra
gastronomi turizmi, bisiklet, golf, sağlık ve inanç turizmi gibi alanlar çok daha yüksek turizm geliri fırsatları da sunuyor. Bu rotaların markalaşması ile birlikte sahip olduğumuz değerler misafirler için deneyim olarak ön plana çıkacak. Ajansın ilk yılında birçok turizm ürünü için rota çalışmalarımızı tamamladık ve bunları GoTurkey.com Dijital Deneyim Platformu’muzda yayınlamaya başladık.
* Dijitalleşmeye de çok önem veriyorsunuz...
- Evet, dijitalleşmeye çok önem veriyoruz. Bu doğrultuda Türkiye’de turizm sektörünün çağın gerekleri doğrultusunda dijitalleşmesi için bir pazarlama platformu üzerinde çalışıyoruz. Etkin pazarlama yapabilmek için elimizde verinin olması çok önemli.
Bu anlamda GoTurkey Dijital Deneyim Platformu bizim çeşitli kanallardan gelen verileri toplayıp Big Data oluşturacağımız ve yapay zekâ ile analiz edeceğimiz kapsamlı bir platforma dönüşüyor. Dijitalleşme ile birlikte hem doğru kullanıcıya profiline uygun doğru içeriği sunabileceğiz, hem de reklam yatırımlarımızı çok daha verimli bir şekilde yürütebileceğiz.
* Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kars’a birlikte yaptığımız gezi sırasında Ajans’ın bütçesinin 100 milyon doların üzerinde olduğunu söylemişti. Nasıl ve nereye harcanacağı da çok önemli değil mi?
- Ajansın tanıtım bütçesi önemli ölçüde turizm sektörünün elde ettiği gelir üzerinden oluşuyor. Kurulan bu sistemle tanıtım yaptıkça turizm gelirlerimiz artacak, gelirlerimiz arttıkça da tanıtım bütçeleri büyüyecek.
Bu yıl tabii pandemi nedeniyle planlarımızı revize etmiş olsak da 2023 turizm hedeflerimiz ve ajansın misyonu doğrultusunda 360 derece iletişim faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Yine pandemiyle birlikte fiziksel fuarlar sanal fuarlara dönüştü ve bu fuarları da özellikle B2B alanında önemsiyoruz.
Bunun yanı sıra ülkemizin tanıtımına katkı sağlayacak uluslararası alanda markalaşmış organizasyonları da ülkemizde ağırlamak istiyoruz. Bu yıl pandemi koşullarına rağmen Dünya Ralli Şampiyonası ve Formula 1 gibi organizasyonlar ülkemizde gerçekleşti ve tanıtımına katkı sağladı.
Türkiye Güvenli Turizm Sertifikasyonunda Öncü Rol Üstlendi
* Konaklama tesisleri, restoran ve kafeler, kültür sanat ve kongre tesislerinin aldığı ‘Güvenli Turizm Sertifikası’nın gelecekte bu zor günlerden geride kalan en büyük artılarımızdan biri olarak yaşayacağını düşünüyorum. Ne dersiniz?
- Pandeminin başlaması ile birlikte tüm ülkeler ve global turizm örgütleri, turizm hareketini yeniden başlatabilmek üzere sertifika benzeri çalışmaların içine girdiler. Türkiye bu anlamda öncü bir rol üstlendi ve ilk olarak Sayın Bakanımızın mayıs ayında Güvenli Turizm Sertifikasyonu’ndan bahsetmesinin ardından Bakanlığımız ve TGA web sitelerinde 1 Haziran tarihi itibariyle sertifika almaya başlayan tesisler açıklanmaya başlanmıştı. Türkiye bu konuda Avrupa’da ilk oldu.
Bugün gelinen noktada program başladığından bu yana 6100’ü aşkın tesis ve işletme Güvenli Turizm sertifikası aldı. Aylık yapılan rutin ve habersiz denetimlerin yanı sıra yapılan ilave denetimlerle ayda 2-3 denetim geçiriyorlar ve sadece bağımsız sertifikasyon kuruluşları tarafından verilen sertifika programımız dünyada bir başarı örneği olarak kabul ediliyor. Avrupa ve dünyadan farklı ülkelerden, kurumlardan sorular geliyor, programımızı sunmamızı istiyorlar.
Program hayata geçtiğinden bu yana geliştirilmeye devam etti, pandemi koşullarının değişmesi, yeni işletmelerin sertifikaya ihtiyaç duyması ile yeni kriterler hazırlandı ve bu sürekli devam ediyor. 2021’de de dünyada Güvenli Turizm programının seyahat kararlarını en çok etkileyen kriter olmaya devam edeceğini görüyoruz. Ancak Türkiye’nin Güvenli Turizm sertifikasyon programı gelişerek, değişen ihtiyaçlara uyum sağlayarak Türkiye turizminin önemli bir değeri olarak devam edecek.
Gastronomi Turizmini Çok Önemsiyoruz
* Turizmin olmazsa olması gastronomi kültürünün değişen koşullar içinde tanıtımı için nasıl bir strateji öngörüyorsunuz?
- Bakanlığımız ve TGA olarak, gastronomi turizminin tanıtımı için öncelikle sektör paydaşları ile bir araya geldik. İhtiyaçlar ve öncelikler belirlendi. TGA tarafından uzmanlar ile birlikte çalışılarak
gastronomi haritamızda Gastronomi Strateji Kılavuzu çalışması yapıldı.
Bu kılavuz, sektörle ilgili her kesimin içinde olacağı bir sürecin tasarlanmasında temel ilkeleri içeren stratejik bir çerçeve.
Turizmin itici gücü olan gastronomiyi yeme içme kültürünün ötesinde kültürel bir hareket olarak görüyoruz.
Öncelikle temel ilkeler belirlendi. 7 bölgemizin ürün ve değer haritaları çıkartıldı. Bize özgü değerler ve dünyadaki trendleri örtüştürecek şekilde, gastronomi turizmi tanıtımını yeni nesil platformlar, yeni pazarlar, yeni hikâye anlatımları ile bir gastronomi turizmi hareketine dönüştürmek istiyoruz.
* Nasıl bir yöntem belirlediniz?
- Misafirler artık her noktada deneyim odaklı hareket ediyorlar. Bizim de bu çerçevede Türk mutfağı ve gastronomi turizmini deneyim odaklı ürünlere dönüştürmemiz gerekiyor. Öncelikle tüm ülkemizi kapsayacak şekilde 30 coğrafi nokta belirlenerek gastronomi rotaları oluşturuldu.
Bu rotalar 5 duyu ile tat, kokla, gör, dinle ve hisset vurgusu ile hazırlanıyor.
Coğrafi rotaların yanı sıra ürün odaklı, peynirlerimiz, baharatlarımız, zeytinlerimiz gibi tüm diğer eşsiz ürünlerimiz üzerinden de hem rota çalışmaları yapılıyor hem de bölgelerin, illerin hazırlamış olduğu rotalar Go Turkey platformu ve hesaplarında paylaşılıyor olacak.
Bugün
gastronomi haberlerinde gastronomi turizmi sadece belli bir kitlenin gerçekleştirdiği özel bir turizm türü değil. Gastronomi herhangi başka bir amaçla da turizm ya da iş amaçlı seyahat eden kişilerin destinasyon seçimlerinde en önemli kriterlerin başında geliyor.
Öte yandan bir ülkeye seyahat eden bir misafirin kişi başı harcaması gastronomi harcamasına bağlı olarak doğrudan artış gösteriyor. Bu kapsamda da gastronomi turizmi konusunu ayrıca önemsiyoruz.
* Elimizde tarihi ve hikayesiyle ürünlerimiz, mutfak zenginliğimiz gibi birçok gastronomik değer ve günümüz yaratıcı şefleri var. Bu değerleri yurtdışında tanıtım için doğru kullanabiliyor muyuz?
- Türk mutfağımız, coğrafyamız eşsiz bir zenginliğe sahip, bize özgü ürünlerimiz Türkiye’nin 7 bölgesinin başlı başına marka olmayı hak eden zengin mutfakları var. Yine gastronomi kültürünün evrensel önceliği olan sürdürülebilir, atkısız, sağlıklı mutfak değerleri ile Türk mutfağı kültürü birebir örtüşüyor.
Geleneksel mutfağımız ve ustalarımızın yanı sıra yeni nesil şefler ülkemizde ve tüm dünyada büyük başarılar elde ediyorlar. Türk mutfağı ve gastronomisi zenginliği, kültür ve diğer tüm değerleri ile dünyada 1 numarada olmayı hak eden bir mutfaktır.
Ancak henüz olmamız gereken yerde değiliz diyebiliriz. Gastronomi turizmi tanıtımı stratejilerimiz ve faaliyetlerimiz Türk mutfağını ve gastronomisini tüm dünyada tanıtmak amacıyla artarak devam ediyor... Kaynak: hurriyet.com.tr