Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü

Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-03"

Türkiye’deki Kahve ve Mutfak Kültürünün Dönüşümü Üzerinden Küreselleşme Sürecinde Küresel ve Yerel Kültürün Etkileşim...

Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-03"
 
Türkiye’deki Kahve ve Mutfak Kültürünün Dönüşümü Üzerinden Küreselleşme Sürecinde Küresel ve Yerel Kültürün Etkileşim ve Eklemlenişi
*Duygu FENDAL
 
Sanayi sonrası toplumda küreselleşmeye yönelik yaklaşımlar ve kültürün bu süreçteki yeri Küreselleşme konusundaki yaygın görüşe göre, sınırların, ekonomilerin ve milli kültürlerin çözüldüğü, küresel olanın belirleyici olduğu bir çağda yaşamaktayız. Ekonomik faaliyetler bu olgunun taşıyıcısı olarak görülse de bugünkü küresel ticaret olgusunun yaklaşık 19. yüzyıl ortalarından beri var olduğunu söylemek mümkündür(Thompson ve Hirst 2003:8). Bu çalışmada benimsenen küreselleşme anlayışı da salt ekonomik çerçeveden ziyade, farklı coğrafi bölgeler ve halkların giderek artan karşılıklı bağımlılıkları üzerine vurgu yapan niteliktedir (Giddens 2000:619). Günümüze özgü olan durum, iletişim ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmelerin sermaye, bilgi ve insan hareketliliğini daha yoğun hale getirmesidir. 
 
Bu sebeple modern yaşamın kaçınılmazı küreselleşme “karmaşık bağlantılılık” (Tomlison 2004:12) kavramı ile karşılanmaktadır. Bu bağlantılılık küresel bir alan ve sermaye akışkanlığı (aynı zamanda mobiliteye bağlı insanların akışkanlığı) ortaya çıkararak işlevsel bir yakınlık yaratmakta, sonuç olarak zamansal ve mekânsal sıkışmaya kültürel bir anlayış katarak aynılaşmanın önüne geçmektedir (Tomlison 2004:19). Kültür belli bir grubun ayırt edici materyal, norm ve değerleri (Giddens 2000:619) olarak ele alındığında yereli temsil ettiği, sıklıkla vurgulanan evrensel değerlerle bu denli yoğun ilişkilerin olduğu günümüz anlayışında ayrımcılık ortaya çıkardığı düşüncesi patlak vermektedir. Böylesi bir anlayışın geçerliliği sorgulanmakla birlikte, küreselleşme olgusunun yerel stratejiler gerektirdiğini unutmamak gerekmektedir.
 
Mutfak ve kahve kültürleri de toplumsal ve ticari yönleri itibarıyla “Türk Mutfağı” ve “Türk Kahvesi” şeklinde belli bir yerelliğe gönderme yaparken, gastronomi araştırmalarında ticari anlamda coğrafi sınırların ötesinde, modern yaşam çizgisinde bir geçerliliğe sahiptir. Buna ek olarak bir toplumun modernleşme sürecinde farklı toplumsal kesimlerin kopuşunu engelleyen ara mekanizmalar yaratılmaktadır (Mardin 2005:25). Bu bakış açısıyla yerel kültür unsurları da küresel ile birlikte o toplumun dünyaya eklemlenmesinde aracı rol üstlenmektedir. Ancak sermaye piyasası yoluyla toplumsal pratiklere yansıyan küresellik, yabancı, özellikle Amerika karşıtı söylemler eşliğinde bir anlamda muhafazakâr bir yaklaşımı beraberinde getirmektedir. Bu da serbest pazarda değişim değeri olan kültürel mallarda ve pratiklerde tartışmalı bir dönüşüm ve yorum arayışını tetiklemektedir.
 
Türkiye’de Modernleşme ve Küreselleşme Sürecinde Kültürel Dönüşüm
Bir ülkenin siyasal mekanizmalarının demokratikleşmesi, sanayileşmesi ve şehirleşmesi, çoğu kez Batı referanslı bir modernleşme anlayışına vurgu yapmaktadır. Türkiye’deki modernleşme süreci bu bakış açısını yansıtsa da kendine has bazı özellikleri ile farklı bir tarihsellik sunmaktadır. Küreselleşmenin farklı toplumların karşılıklı bağlantılılıklarının artışı olarak değerlendirildiği durumda, 19. yüzyıl bu olgunun yoğunlaşma dönemi olarak ele alınmaktadır. Ancak bu döneme gelene kadar yaşanan teorik, teknik ve ekonomik gelişmelerin etkisini de yadsımamak gerekmektedir. Bu sebeple sanayi sonrası dönemde Türkiye’nin toplumsal dönüşümünü anlamak için Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren yoğunlaşan küresel etkileşimin değerlendirilmesi yerinde olacaktır. 
 
Küreselleşmiş dünyada Türkiye’nin modernleşme tarihi
Türkiye’nin modernleşme süreci üzerine yapılan çalışmalar teknik, ekonomik ve siyasal dönüşümlerin yaşandığı 18. yüzyıl Osmanlı Devleti’ni de kapsayan şekildedir. Bu dönemin de Avrupa’daki gelişmelerden etkilendiği söylemek, etkileşimin zaten mevcut olduğu fikrini perçinlemektedir. İngiltere’deki sermaye birikimi ve 16. yüzyıldan itibaren Sanayi Devrimi ile yaygınlaşan kapitalist üretim ilişkilerinin yaydığı dalga başta Fransa, Belçika ve Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesini hammadde arayışına yönlendirmiştir. 
 
Bu da bizi dünya çapında görece sistemli bir iletişim ve mal akışının olduğu noktasına taşımakla birlikte, 19. yüzyılda kapitalizmin sadece ticaretle sınırlı olmadığını aynı zamanda Avrupa dışındaki ülkelere kültür akışının da olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Sanayileşmiş ülkeler arası rekabete bağlı gelişen bu yarış açısından üç kategoriden bahsedilebilir: Birincisi sanayileşmiş ülkelere bağlı sömürgeler, ikincisi resmi olarak emperyalist bir ülkenin sömürgesi olmasa da gayri resmi olarak bu ülkeye tâbi olan ülkeler ve üçüncü olarak bu rekabet ortamında bağımsızlığını korumaya çalışan ülkeler. Buna göre Osmanlı İmparatorluğu da üçüncü kategorideki ülkeler arasında yer almaktadır (Pamuk 1999:237).
 
Bu sebeple Osmanlı döneminde modernleşme ve batılılaşma hareketleri çift kutuplu bir çerçevede değerlendirilmiştir. Bir yandan Avrupa’daki gelişmeleri takip etmek ve birebir uygulamak gerekliliği üzerinde durulurken öte yandan bu durumun tahakküm yarattığı ve bağımsızlığa tehlike düşürdüğüne dair fikirler yaygınlık kazanmıştır. Hangi alanda olursa olsun, reformların uyarlanması, kaçınılmaz bir şekilde toplumsal yapının korunması sorunsalını ortaya çıkarmıştır. Bu durum “kültür” ve “medeniyet” ekseninde ulusalcı bir hal almakla birlikte, uygulamalar, toplumun geneli düşünüldüğünde, çevre ve merkezin hiyerarşik durumunu çağrıştırmaktadır. Bu açıdan, dışarıdan alınan medeniyet toplumun kendinde var olan kültür ile uyum içinde olduğu sürece meşru görülmektedir(Gökalp 2004:25). Merkez bu açıdan yüksek kültüre sahip olan kesim olmanın yanı sıra ara kurumları aracılığıyla bunu çevreye yayma eğilimi göstermekte ve bu bakımdan hegemonik söylemin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. 
 
Günümüzde uzağında olmadığımız bu tartışmaların Birinci Dünya Savaşı sonrası çok daha şiddetlendiği görülmektedir. Bu dönemde dünyanın içinde bulunduğu çalkantılı süreç, değerli kaynakların galip ülkelerce paylaşımı gibi sorunlar, Avrupa’nın siyasal ve ekonomik alandaki etkisinin toplumsal konularda da hissedilir şekilde artışı sonucunu getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti, küresel kapitalist pazarın iyice şekillendiği bir dönemde yeni bir aktör olarak sahneye çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası da M. Kemal Atatürk ve ardıllarının yapmış olduğu reformlar, dünyanın ve ülkenin yeni durumuna ayak uydurmak amaçlı süregelmiştir. 
 
İki savaş arası benimsenen denge politikası, Soğuk Savaş döneminde kapitalist bloğun yanında şekillenmiştir. Bu süreçte bir dizi siyasal ve ekonomik karar sonucunda, toplumsal yaşamda birçok değişmenin temeli atılmıştır. (Erder v.d. 2003:IX) Ancak Osmanlı döneminde var olan tahakküm tartışmaları yeniden alevlenmiştir. Çevrenin merkezde temsiliyeti konusu Türkiye’nin sanayi sonrası toplum yolunda en büyük adımları attığı 1980’li yıllarda daha canlı bir şekilde tartışma konusu haline gelecektir.
 
Daha Önce Yayınlanmış Olan Bolümler Aşağıdan İnceleyebilirsiniz:
 
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-01"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-02"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-03"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-04"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-05"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-06"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-07"
Türkiye’de Kahve veMutfak Kültürü "Bölüm-08"
Türkiye’de Kahve ve Mutfak Kültürü "Bölüm-09"

 



Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler