Yemek Kültürü ve Popüler Kültürün Karşılaşma Noktası
Ayşegül Elif ÇAYCI
Yemek, popüler kültürün bir parçasıdır ve kültürdeki inançlar, uygulamalar ve eğilimler, yemek alışkanlıklarını şekillendirmektedirler. Popüler kültür ticari, politik, medya ve diğer sistemlerin yanı sıra, bunların toplum üzerindeki etkilerini de içeren, düşünce ve nesneleri içermektedir. XX. Yüzyıl itibariyle tüketim alışkanlıklarının yoğunlaşması, insanların evden uzaklaşmasına ve dışarıda yemeyi tercih etmesine; diyet ve bitkisel yiyeceklerin tüketilmesine; yararlı ve fonksiyonel besinlerin tercih edilmesine ve beslenme alışkanlıklarında yerel yiyecekleri tüketmeye yönelmelerine neden olmaktadır.
Gelişmiş ülkelerdeki ana akım popülasyonları, düşük kalorili, az yağlı besinlerin yanı sıra basit, doğal ve taze malzemeler tercih etmektedirler. Uluslararası ölçekte, fast-food restauranlarının ve hazır yemekler tüketmeye yönelik eğilimin artması, beslenme biçimlerinin “Amerikanlaşması”yla sonuçlanmaktadır. Günümüzde
gastronomi araştırmalarında Gelişmekte olan ülkelerde ise, hala bazı temel besin maddelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Hükümetler ve yemek endüstrisi, uluslararası besin kıtlığı ve yetersizliği sorunlarını azaltabilecek ürünler geliştirmek için çalışmalarını sürdürmektedir (Janet, 2004, s. 121).
Popüler kültür, rüyalar ve arzular üzerine inşa edilen bir gösteridir. Çağdaş Batı pop kültüründe, yemek, simgesel açıdan belirli kodlar içermekte ve bireylerin algılama biçimleri üzerinde etkili olabilmektedir. Bununla birlikte, bu kültürel unsurların her yerde rastlanabilen yapısı, ideolojik ve politik ilgilerini neredeyse görünmez kılar; gündelik yaşamın sözde doğal dokunusa gömülür.
Yirmi birinci, yüzyıl küreselleşen tüketici toplumunun anlaşılması açısından;
birey, aile, toplum ve hatta ekonominin farklı vizyonları arasındaki her türlü kültürel savaşın anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle herşeyden önce, bu çalışma kapsamında “popüler kültür” ifadesinin ne anlamda kullanıldığına dair tanımlara yer verilmesi gerekmektedir.
Pop kültürü; pazar odaklı bir ortamda tasarlanan, üretilen, dağıtılan ve tüketilen her türlü kültürel fenomeni, maddi unsuru, pratiği, sosyal ilişkileri ve hatta düşünceye işaret etmektedir (Parasecoli, 2008, s. 4).
Popüler kültür, elbette her zaman var olmuştur; ancak tarihsel açıdan ne yaratıcı ve özgün olarak kabul edilmiş, ne de kültürün yerleşik kanunları içinde kabul edilmemiştir. Popüler kültür öğelerinin süresi ve raf ömrü, bu konudaki gözlemleri ve kültürel araştırmaları hummalı bir biçimde olmasa da daha karmaşık hale getirerek değişmesine neden olmuştur. Geçmişe baktığımızda popüler kültür öğelerinin daha sınırlı ve pazarda daha az görünür olduğunu söymek mümkündür. Netice itibariyle, bu öğelerin, tüketicilerin çoğu için muhtemelen değişmez, sıradan ve daha az şüpheli bir anlamı vardı.
Hit bir şarkının uzun süre popüler müzik listelerinde kalması ya da Oscar Ödülü alan bir filmin sinema salonlarının aylarca dolmasına neden olması popüler kültürün yükselişi için bir başlangıç niteliğindedir. Daha sonrasında ise;
fotoğraf, radyo, film, dergi gibi medya öğelerinin gelişimiyle başlayarak;
tv, cd, dvd, İnternet, ipod ve akıllı telefonların yükselişiyle beraber, sadece dakikalar içerisinde pop kültürü kazanına daha fazla yeni öğe eklenmektedir.
Akademisyenlerin güncel olaylara, trendlere ve gelenelere ayak uydurması her geçen gün biraz daha zor hale gelmektedir. Antropoloji, sosyoloji, ekonomi, kültürel ve toplumsal cinsiyet çalışmaları, kendi kültürümüzü, her disiplini kendine özgü araçları ve kavramsal çerçevesiyle analiz edebilmek için yeni ve teşvik edici yaklaşımlar önermektedir. Bununla birlikte, toplumun duyarlılığından ve algılama düzeyinden büyük ölçüde uzaklaşılabilmektedir.
Öte yandan kültürün ne olduğu ve özellikle de yüksek kültürün ne olduğu ile ilgili yaygın algı dramatik bir biçimde değişime uğramıştır. Öte yandan “entellektüel” ile “cahil” arasındaki ayrım gün geçtikçe bulanıklaşmaktadır. Popüler kültüre yeni bir yaklaşım getirmek, analitik araçların ve arkasındaki genel teorilerin, akademinin dışındaki okuyucuların erişimine açık olması faydalı olabilmektedir.
Popüler kültür unsuru olarak “yemek” konusunun araştırılmasında, popüler kültürün bu yönünü gözlemlemek için kendimizi sınırlamamız gerekmektedir. Alışveriş yapma biçimleri, yeme alışkanlıkları, pazarlama, reklam ve paketleme gibi etmenler,
yemek kültürü konusuna tek boyutlu bir bakış açısıyla bakamayacağımızı ortaya koymaktadır.
Diğer yandan, tüketicilerin algı, sosyal ve politik tutum gibi özellikleriyle birlikte;
sinema, dizi, kitap, dergi, çizgi roman, müzik videoları, bloglar, Youtube videoları, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya ortamlarında yer alan yemekle ilgili fotoğraf, video ve diğer her türlü içerikler yiyeceklerin görünür olmasını sağlayan iletişim kanalları olarak hizmet etmektedirler.
Yemek kültürü ve popüler kültürün kesişim noktalarının teorik perspektiften ele alınmasını gerektiren bir diğer neden ise;
bu sayede kültür mekanizmalarının daha derinden anlaşılabilmesi, kültürel değişim kavramının anlaşılması, güncellenmesi ve genişletilmesini sağlamaktır (Parasecoli, 2008, s. 7-8).
Günümüzün sağlamış olduğu teknolojik imkanlar ve Internet teknolojisinin ulaştığı nokta değerlendirildiğinde, dünya çapında, anında birbirine bağlanabilen ve ileri düzeyde genişlemiş çağdaş pop kültüründe, görünüşte uzak olan unsurların aslında en beklenmedik durumlarda ortaya çıkmasının muhtemel olduğu görülmektedir.
Örneğin; bir ünlünün fotoğrafı, bir dergide basıldığında farklı kültürel anlamlar kazanır; televizyonda, bir web sayfasında yayınlandığında ya da ticari amaçlarla sunulan bir videoda yer aldığında bambaşka anlamlar ifade etmektedir. Aynı görüntü bir stand-up komedyeni tarafından mizah unsuru olarak kullanıldığında;
bir rapçi şarkısında ondan bahsettiğinde, bir moda tasarımcısı koleksiyonunu hazırlarken o görselden etkilendiğinde ya da bir grup genç insan o fotoğraftaki kişinin fiziksel görüntüsünde yer alan bir tavrı taklit ettiğinde ve en önemlisi ünlü bir youtuber ya da blogger bunun hakkında tartışma başlattığında onu somutlaştırır ve yeni bir hayat kazanmasına neden olur. Aynı dinamikler, yemek dünyasında da faaliyet göstermektedir. Yemekle ilgili medyada yer alan herhangi bir içerik, gündemde yeni bir spekülasyon yaratılmasına neden olabilmektedir.
Örneğin; bir beslenme uzmanının ya da tıp doktorunun, herhangi bir yiyeceğin belirli bir hastalığa iyi geldiğini söylemesi ya da faydalı bir yiyecek olduğunu söylemesi, o yiyeceğin market dağıtım zincirlerinde değişikliklere yol açmasına ya da o sene için yiyeceğin moda olmasına ve daha çok tüketilmesine neden olabilemektedir.
Popüler kültür, küresel bir erişime sahiptir. Bu yeni bir olgu olmamakla birlikte; ölçek, hız ve etki alanı olarak değişim göstermektedir. Kim Milyoner Olmak İster?, Sex and The City, Friends, Master Chief gibi televizyon programlarının ve dizilerin ihraç edilmesi, hayatın başka bir yerine hayat vererek paylaşılan kültürel formlar haline gelmektedir.
Pop müzik ise; phangra (pencap bölgesi çıkışlı bir İngiliz asya halk müzik türü), blues ve reggae gibi müzik türlerinin karşımıyla ortaya çıkan bir müzik türüdür. Yemek konusu bir başka önemli kültürel ihracattır. Mutfağının önemini kabul eden Tayland, denizaşırı restoranları, kültürünü tanıtmak için kullanmaktadır.
2003 yılında, hükümet, turizme teşvik etmek ve yemek kültürünü diğer ülkelere tanıtmak amacıyla, dünyanın dört bir yanındaki Tayland restoranlarının sayısını arttırma amaçlı bir olan “Global Thai” yi başlatmıştır. 1980’lerin sonlarında eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’ndeki ilk McDonald’s restoranının popülaritesi Sovyet modelinin popüler reddedilişine dair güçlü bir mesaj göndermiştir. Kentucky Fried Chicken (KFC), bugün Çin’in gözde markası haline gelmiştir.
Batı markalarının, Çin ve Hindistan gibi yerlerde egemenliği, Pekin’deki Yasak Şehir’de bir Starbucks’ın açılmasıyla, şimdi kendi başına bir kültürel savaşın odağı haline gelmiştir (Watts, 2007).