Berfend BER : Türk Turizmi " Allahu Ekber " dağlarına, birerli kolda yürütülüyor...
Anlamadım yönetirken mi dediniz?
Biz, bizi yönetmelerini istemiyoruz ki... Böyle bir misyonunuz da yok ki! Akıllı olun!
Artık insanlık, yaşamsal gerçeklerinin verisinde; sürü psikolojisinden arındığının halen farkında değil misiniz? Yalaka kişileri hariç.
Ayrıca, bilinmelidir ki artık İnsanlığa zarar veren " Sürü psikolojisi " davranış biçimi günümüz dünyasında bitirilmek üzeredir.
Biz sizin yapışkanlığınızdan bıkttık artık! Hayattan soğuttunuz! Tahammül edilmez durumdasınız! Turizmin stratejisini bile hiç ettiniz.
Turizm Sivil Toplum Kuruluşları; sadece siyasi, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçlar doğrultusunda görevlerinin ne olduğunu ve halkların ses sorumluluğunda neler yapabileceklerini bilsinler yeter.
Ülke imaj bütünlüğümüzü, faaliyet konularına esas, üye topluluklarının düzeni ve sükunu, şimdi ve gelecekteki refahı, mutluluğu, güveni ve korunması, ilerlemesi ve yükselmesi için vatan, millet ve milli duyguları birleştirip vatanseverliklerini göstermeyi akıllarından çıkartmasınlar.
Görevlerini yalakalıkla ve kendi hırslarına yenilerek kişisel çıkarları veya bunu yurt içi ve yurt dışı belirli odaklara şirin gözükmek için yapmasınlar, tüm isteğimiz bu!
Değeriyle, hak değeri verilmesi gerekirken, neden hedefte süslü laflarla turizm emekçisi uyutulmaya çalışılıyor ki?
Almanya'nın terörist yöntemli Türk turizmine saldırı gerçeği hepimiz tarafından bilinmesine rağmen, bir STK bünyesinde ki BILD ekolü Almanlaşmış bir şahsiyetle ne yaptıklarının farkına varılamıyor olması da çok vahim.
Bu görevli aktör bir yıldır SHOW yapıyor... İşte, en tepedeki STK, daha bu gerçeğini dahi göremeyecek acizlik içerisinde. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz " aynen görüntü bu! " Laf ve fotoğraflar ile peynir gemisi yürümez " buda gerçeği!
Lütfen bu aktöre birileri düşünmek ile, gerçekleştirmek arasında çok uzun mesafeler bulunduğunu anlatsın. Hele düşündüğünün yanlışlığı ortada ise... Vay haline!
Ülkemizin en önemli STK'sının her zaman yaptığı gibi, halen ülkemizin bu dönemsel sürecinde de o veya bu şekilde halen umut dağıtıyor olma maksadı, daha nereye kadar sürecek? Siz, kimi kandırıyorsunuz?
Görüyoruz, izliyoruz, tüm gerçek meselelerin hep birlikte derini ile içerisindeyken.
Zamanımız değerlidir; ama gerçek, zamandan daha değerlidir sözünü hatırlatarak; Nedir bu bilmişliğiniz?
Son bir yılda, bu güne kadar öngörüyle ne yapıldı ki... Gönüllüler hesabını veriniz!..
Tümden tek sorun turizmin çok bilenler ülkesinde yaşanılıyor olması sanırım.
O çok bilenler kavşaklarda şuursuzcasına güçle öyle bir yolları tutmuşlar ki…
Hani hepimizin bildiği bir söz vardır ya; “ Eller aya, biz yaya “ misali. Bilimsel biçimlenmiş yol haritaları ile hedef istikametimizin kabül görmeyişi, ülkemiz doğal ve geleneksel kültürel miras zenginliğimizin önündeki en büyük engel de bu yayalar olsa gerek.
Dertleri patinaj ile sadece kendilerini markalaştırmak olunca, maksatları ya dumanında bizleri boğmak yada kuyruklarına mı yapıştırmak, acaba?
Vallahi, işimiz çook zoooooooooor!
İşte Türk Turizm Endüstrisinin hali ortada...
Komik adamlarla tek gerçeğimiz " soytarı nasıl olunur? "
Ne söylenir ki başka?
Hele, yukarıda bahsini yapmış bulunduğum STK’nın başkanı üstelik yeni dönemde adaylığını tekrar koyarken... Diğer adaylar tek sesle en fazla 3 dönem başkanlık yapma hükmünden bahsederken, henüz bu konuda açıklama yapmamış bulunması da Türk Turizm Endüstrisinin geneliyle bazı STK larının sizinle bizimle veya turizm ile ilgili değil kendi hırs ve yüksek egolarının hedefinde ki anlayışını göstermiyor mu? Bu gibi STK'lar monarşist değil mi?
Milyarlarca liralık yatırımlar yapılarak her düzeyde turizmcinin yetiştirilmeye çalışıldığı ülkemizde diploma sahibi turizmcilere, turizm geleceğimize örnek olmak böyle bir şey mi? Sizin turizm yetkinliğiniz bu mu?
▪Devlet diyaloğu böyle mi olmalı?
Birde gelenekleşmiş anlayışıyla hep yöntemleri aynı, krizleri fırsata çeviren bazı STK'larımız var. Ben bu geleneksel yöntemlerini, " Tellal" veya " "Simsar" veya " Komisyoncu " hali olma olarak değerlendiriyorum.
Bu STK’nın Devlet diyaloğu özetle aynen şöyle;
Bunlar ilk önce " Dilenci Manifestosu" yayınlayıp sonrasında devlete el açarak turizm yatırımcısının cebini doldurmayı hedeflerler...
Peki gerçek turizmci, çalışanları, turizm emekçileri için, mesleki eğitim yatırımlarının karşılığında niçin bu süreçte yaşamsal zorluklarına odaklı çözüm paketleri sunulmaz. Akıl almaz bir durum! Unutmayınız ki onlarda bir şekilde yatırımcı.
Örneğin;
1.Yaşanan dönemsel süreçte turizm çalışanı için düşük faizli ve uzun vadeli özel " YAŞAMSAL NEFES ALMA " kredileri verilmeli.
2. Halihazırda ödeyemediği bakkal, kasap, manav, ev taksidi, okul taksidi, banka kredi kartı ve banka kredileri vb. borçları için faizsiz erteleme acilen açıklanmalı. Bu borçlarından dolayı icralık olunmuşsa haklarındaki hukuki takipliliğinin düşürülmesi acilen sağlanmalı.
3. KDV Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, KDV ve ÖTV iadesinde turizim yatırımcısı düşünülürken turizm çalışanlarıda nasibini alsın. ( KDV iadesi, kamu kaynaklarından karşılanan sübvansiyon mahiyetinde bir ödeme değildir. Biliyoruz…)
4. İş Kanunu'nda turizm sektörünün özelliği dikkate alınarak düzenleme yapılmalıdır. Kayıt dışı istihdama kesinlikle her çalışan için 1.000.000 ₺ cezai şartı ile son verilmelidir. Yatırımcı işverenin işgören üzerindeki kargaşalarının önüne geçilerek; özellikle özlük hakları kapsamında ücret ödeme miktarlarının yönergelerle belirlenmiş işletme organizasyon yapısının görev sorumluluğuna göre limitleri sabitlenip, devamlılığında güncellenmesi, atama, terfi, emeklilik, mevsimlik çalışma vb. ve özellikle iş akdi fesihi ile de ilgili usül, gerekçe ve maddi hükümlülüklerin acilen iş mahkemelerine mahal verilmeksizin işgörenin hakları tümden devlet güvencesine tedbirli, takibi ile hükmüne alınması.
5. Yurtdışında Türkiye’ye karşı oluşan olumsuz havanın giderilmesi amacıyla Başbakanlık, Dışişleri, Kültür ve Turizm bakanlıkları ile TOBB tarafından oluşturulacak fonla turizm çalışanlarına düzenli aylık ek ödenek sağlanarak onlarında diri tutulması.
6. Turizm çalışanlarının ev giderleri; elektrik ve su ücretlerinin en düşük tarifeden uygulanılması sağlanmalı. Yüksek olan kapıcı, site yönetimi vb. ve emlak vergileri konusunda makul çözüm sağlanmalı. Hatta turizm yatırımcılarına teşvik kanunu kapsamında çalışanlarına bedelsiz lojman tahsisi zorunluluğunun da getirilmesi.
7. Turizm alanlarının 49 yıllık tahsis sürelerinin yaklaşık 30 yılı dolmuştur. Turizm yatırımlarının geri dönüş sürelerinin uzaması nedeniyle, ülke rekabetimizi kaybetmemek amacıyla tesislerini tümüyle yenileyecekler için tahsis süreleri uzatılırken bu rekabetin en değerli olmazı; yıl kategorisinde bir fiil turizm endüstrisinde görev yapmış çalışanlarına da " tahsis ödeneği ikramiyesi " bir kereye mahsus sağlanması.
8. Turizmimizin bugünlere gelmesini sağlayan 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun günün koşullarına göre güncellenirken turizm çalışanlarının hak güvencesi de dikkate alınarak gerçekleştirilmesi.
9. THY yolları ile uçan turizm çalışanı ve ailelerine %50 indirim uygulamasının gerçekleştirilmesi. Aynı şekilde konaklama sektöründe de %50 indirim uygulamasının gerçekleştirilmesi vb.
İşte buda benim 9 maddeli manifostam!.. Bakalım birileri sahip çıkacak mı?
Ülkemiz Türk Turizm Endüstrisi sürecimiz ile ilgili pembe bulutlar üzerinde kanat çırpmadık alan bırakmaksızın uçuranlara karşın, bir başka STK başkanının turizmcilere seslendiği gibi " Günaydınlar olsun "
Bencede " Günaydın "
Biz bazı STK'lara umuda giden yolculuğumuzda tutsak kalmışsak; bizim vay halimize!.. Ülke turizmininde vay haline!...
Bunlarla tek gerçeğimiz; Türk Turizmi " Allahu Ekber " dağlarına, hedef istikametle birerli kolda yürütülüyor olmasıdır.
Allahu Ekber!..
SK Berfend BER, İstanbul, 2017