Saksı Kebabı Tarifi -01-
Saksı Kebabı Kullanilan Malzemeler
* 400 Gram Dana Kuşbaşı
* 4 Diş Sarımsak (Ezilmiş)
* 1 Kase Arpacık Soğanı
* 2 Adet Kapya Biberi (Doğranmış)
* 2 Adet İri Bostan Patlıcanı
* 1 Yemek Kaşığı Domates Salçası
* Zeytinyağı
* 2 Adet Sivri Biber
* 4 – 5 Adet Kiraz Domates
* Sıvıyağ
Saksı Kebabı Yapılış Tarifi
Kuşbaşı eti tavada zeytinyağı ile soteleyin.
Üzerine sırasıyla arpacık soğan, kapya biberi, domates salçası ve tuz ekleyip sotelemeye devam edin.
Daha sonra tavaya sıcak su ekleyip pişmeye bırakın.
Patlıcanları ortadan ikiye bölün ve iç kısımlarını ayıklayıp derin sıvıyağda kızartın.
Et sotesini patlıcanların içine doldurun ve üzerine sivri biber ile kiraz domates yerleştirip 200 derecelik fırında pişirin.
Piştikten sonra taze kekik yaprakları ile süsleyin.
Yanında iç pilav ile servis edebilirsiniz.
Saksı Kebabı Tarifi -02-
Saksı Kebabı Kullanılan Malzemeler
* 4 adet bostan patlıcanı,
Saksı Kebabı İç Harcı İçin;
* 300 gram kuşbaşı et (küçük doğranmış),
* 1 adet büyük boy kuru soğan (yemeklik doğranmış),
* 3 diş sarımsak,
* 3 adet yeşil biber,
* 3 adet domates,
* Yarım demet maydanoz,
* Tuz,
* Karabiber,
* Kekik,
* 2-3 yemek kaşığı ayçiçek yağı.
Saksı Kebabı Patlıcanları Kızartmak İçin;
* Ayçiçek yağı.
Saksı Kebabı Sosu İçin;
* 1 yemek kaşığı domates salçası,
* 2 su bardağı su (400 ml.).
Saksı Kebabı Püf Noktası
Bostan patlıcanları ikiye böldükten sonra içlerini, biraz etli kalacak şekilde oyup çıkartın. Doğradığınız sebzelerin büyüklüğünü damak zevkinize göre ayarlayın ve aynı büyüklükte doğramaya özen gösterin.
Saksı Kebabı Yapılış Tarifi
Saksı kebabı tarifi için; patlıcanların saplarını ve uç kısımlarını kesin ve alacalı olacak şekilde soyun.
Patlıcanları ortadan ikiye kesin ve içlerini bıçak veya kaşık yardımı ile oyup çıkartın.
Hazırladığınız saksı şeklindeki patlıcanları, acı suyunun çıkması için, tuzlu su içerisinde 20 dakika dinlendirin.
Süre sonunda patlıcanları bol suda yıkayıp kurulayın ve kızgın yağ içerisinde çevirerek, her tarafını eşit şekilde kızartın.
Kızarttığınız saksı patlıcanları borcam tepsi veya fırın kabı içerisine dizin.
İç harcı için; geniş bir tavayı boş olarak ocağın üzerinde iyice kızdırın.
Küçük kuşbaşı etleri, kızgın tavaya alın ve suyunu salmasına izin vermeden, rengi dönene kadar karıştırarak pişirin.
Etler suyunu çekince, üzerine ayçiçek yağı, yemeklik doğranmış soğan, biber ve sarımsakları ekleyip karıştırarak pişirmeye devam edin.
Soğan ve biberleri kavurduktan sonra, üzerine kabuklarını soyup küp küp doğradığınız domatesleri ekleyin ve 15 dakika daha pişirin.
Son olarak ince kıyılmış maydanoz, tuz ve baharatları ekleyip karıştırın ve ocaktan alın.
Hazırladığınız iç harcı, tepsideki saksı patlıcanlara paylaştırın ve her birinin üzerini bir adet domates dilimi ile kapatın.
Saksı Kebabı Sosu için;
domates salçası ile suyu, bir kase içerisinde güzelce karıştırın ve patlıcanların arasına dökün.
Saksı kebabını, önceden ısıtılmış 200 derece fırında pişirin ve fırından alıp sıcak olarak servis edin.
Tarifteki ölçüler ile 8 adet saksı kebabı elde ettik. Afiyet olsun.
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında “patlıcan” Hakkında Bazı Dipnotlar;
Evliya Çelebi evinde durmadığı için kendi yetiştirememiştir, fakat yine bu konuda çok miktarda değerli bilgi vermektedir. Cem şah üzümü, çelebi cüce şeftalisi, beylerce üzümü, hisar kirazı, gülabı armut, patlıcan inciri, miskli lop inciri, beyaz kumru kayısı, tekkeşın ayvası gibi yüzlerce meyve çeşidini kaydetmiştir.
Sözün kısası, sunulan çeşitler divan kâtiplerinin ve içoğlaıılarının (gılman-ı enderun) sıradan günlerde yediklerinin aynısıydı; sadece keklik gibi bir lüks, yemeğin asıl rütbesine işaret etmekteydi. Bundan sonra gelen yemek, burani-i isfanac, peşinden muhtelif sebze ve meyveleri siirüklüyordu, örneğin sebze olarak kabak, patlıcan (ba- dmcan) ve taze lahanayı (kelem-i taze). Dolmaların tercih edildiği açıktı. Dolma sadece saydığımız sebzelerden yapılmakla kalmıyor, pek çok kılığa bürünebiliyordu.
Anadolu’da yetiştirilen sebzeler arasında patlıcan, lahana, bezelye, fasulye, hıyar, havuç, maydanoz, kırmızı pancar pirinç, nohut, barbunya, bakla, soğan, turp bulunmakta.
Olivier’e göre Mudanya ve çevresinde patlıcan yetiştirilmektedir. İstanbul’da çeşitli yerlerde bakla, marul, hindibâ, patlıcan, biber ve kabak yetiştirilmektedir. Lubenau, Gelibolu’da yetiştirilen hıyar, turp, soğan ve kabağın İstanbul’a gönderildiğini yazar. İki Fransız gezgin Çanakkale’de lahana, soğan ve marul yetiştirildiğini belirtir.
Söz gelimi dolma çeşitlerini şöyle anlatır:
“Taze kabakların, patlıcanların içi oyulur ve ince kıyılmış koyun eti ile doldurulur. Sarımsak, baharat ve tuz ilave edilir, sade suda pişirilir. Bu tür yemeklerin üzerine yoğurt dökerler.
1800’lü yılların sonlarına doğru Murat Efendi yukarıda sözünü ettiğimiz davette yedikleri aslında zengin bir Türk’ün sofrasında nelerin bulunduğunun özeti gibidir:
“Türk sofralarında yemekler basit olmaktan çok sayısızdır.
Çeşitli şekillerde hazırlanmış koyun eti, lezzetli sebzeler (enginar ve patlıcan zeytinyağıyla hazırlanır ve soğuk olarak sunulur) ceviz ve biberden yapılmış bir sosla çerkez tavuğu denilen yemek, ünlü börek, bal ve manda sütünün başrolleri paylaştığı çok baharatlı tatlılar, komposto ve son olarak asla vazgeçilemeyen pilav.
Seyyahların anlatımına göre Türkler, sonbaharda üzümlerden turşu kurup kış için saklarlar. Üzüm taneleri turşu olarak kurulunca uzun süre taze kalmaktadır. Üzümden yapılan iyi sirke şaraptan da ucuz olup her yerde bulunmaktadır. Sirke ile yapılan patlıcan, hıyar, lahana ve pancar turşusu Osmanlı sofralarının sevilen yiyecekleri arasındadır.
Patlıcan Nedir? Patlıcan Nereden Geldi?
Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen bir kültür bitkisidir. Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy'da Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi 16. yy'da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.
patlıcanın faydaları Nelerdir:
Patlıcanın faydası yok diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İşte patlıcanın bilinmeyen özellikleri...
Patlıcan düşük kalori içerdiği için tercih ediliyor. Ayrıca sindirim sistemini rahatlatması faydaları arasında bulunuyor. Patlıcan özellikle yaz aylarında sofraları şenlendiren sebzeler arasında yer alır. Birçok organa şifa dağıtır.
Patlıcan Sindirim sistemini rahatlatır, kolay dışkılamayı sağlar.
Patlıcan Yüksek oranda lif içermesi sebebiyle kabızlığı önler.
Patlıcan Bağırsakları yumuşatır.
Patlıcan A, B1, B2, C vitaminlerince zengindir. Ayrıca kalsiyum, potasyum ve demir minerallerini bulundurur.
Patlıcan Kolesterolün düzenlenmesine yardım eder. Tabii kızartma, oturtma gibi yemeklerini hazırlarken çok yağlı yapmamaya özen göstermelisiniz.
Patlıcan Kan basıncını arttırır.
Patlıcan Kalp hastalıklarının önlenmesine yardım eder.
Patlıcan Zayıflamaya yardım eder. Düşük kalori içeriği nedeniyle kilo aldırmaz.
Patlıcan Beyine de fayda sağlar.
Patlıcan Yüksek miktarda su içeriği nedeniyle cildi nemlendirir.
Patlıcan Kansere yakalanma oranını düşürür.

Patlıcan Kuru cilt ve kuru saçlara iyi gelir.
Diyabet rahatsızlığı olanlar yani şeker hastaları için de oldukça harika bir sebzedir. Şeker hastaları da bu şifalı sebzeyi rahatlıklara tüketebilir.
Güçlü bir antioksidandır. Patlıcan Bacaklarda ve basenlerde selülit oluşmasını önler.

Patlıcanın zararları nelerdir?
Bu sebze yendikten sonra ağızda ufak yaralar yada aftlar oluşturabilir.
Böbrek yada safra kesesi rahatsızlığı olanlar için zararlı olabilecek organik asitler içerir.
Böbrek taşı yada safra kesesi taşı olan kimselerin patlıcan, ıspanak ve pancar yaprağı gibi oksalat yönünden zengin gıdalar tüketmesi tavsiye edilmez.

Patlıcan kaç kaloridir?
100 gram patlıcan yaklaşık olarak 24 kalori civarındadır.