Kuyu Tandırı Yemeğinin (Kuyu Kebabı) Tarifi
Kebap Kuyusu
Genellikle 1.5m. derinlikte, 85-90 cm. çapındadır. Eski kesme tuğlalardan, sarı toprak harcı ile düz (üst üste)kuyunun orta kısmına doğru içten-dışa bombe verilerek örülür. Baca yüksekliği ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur.
Kuyunun üstünde kuzuları asmak için demir çubuklar bulunur. Her kuyu ortalama sekiz kuzu alır.Kuyu kapağı ağaçtan yapılmıştır ve sac ile kaplanmıştır. Kapak sıvanırken harç yapmak için kullanılan toprak kullanılır.
Kuyu Tandırı Yemeğinin "Kebabın" Hazırlanış Tarifi :
Kuyu kebabı yapmak için en önemli unsur kuzudur.
Koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanlardan da kebap yapılsa da kuzu kadar lezzetli olmaz. Kuyuda yakıt olarak çıra kullanılır.
Çıralı çam odunundan başka odunla veya diğer yakıtlarla kebap yapılamaz. Yapılsa bile çırayla yapılanın tadını vermez. Kuyunun dibi tamamen kapanacak şekilde çıra kütükleriyle doldurulur ve tutuşturulur. Ateş korlandıktan sonra kuyunun dibi kadar genişliği olan ve içine biraz su koyulan bakır tava yerleştirilir.
Boynundan kuyruk sokumuna kadar yarılan kuzu arka ayaklarından kancalara,kancalarla da kuyunun üzerindeki demir çubuklara takılır ve kuyuya sallandırılır. Kuyunun kapağı örtülerek çamurla sıvanır. Yaklaşık bir buçuk saat kuyu kapalı kalır.
Bu sürenin sonunda kapak açılır ve 15-20 dakika havası alınır. Bu süre içersinde kuzunun yağı kuyu dibindeki tavaya akar, tavadaki yağ (kebap suyu)isteyenlere verilir, yemeklerde özellikle pilav yapımında kullanılır.
Kuzular kuyudan çıkartılır, soğan ve maydanoz ile yapılan piyazı ile birlikte ikram edilir. Kuyu kebabı elle yenilir. Kuyuya girerken yaklaşık 12-13 kilo gelen kuzu kuyudan çıktığında altı-yedi kilo kadar gelir.
Kebap, Türk Dil Kurumu sözlüğü ne göre doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et anlamına geliyor. (Oysa bugün hepimizin anladığı kebap tanımın içinde ise domates ve biber de yer alıyor) Ateşin bulunduğu ve et pişirilmek için kullanıldığı dönemlerde yani ilk kebap pişirildiği dönemlerde insanların etin pişmesini ateşin etrafında beklemesinin sofra kültürünün oluşmasında temel olduğu uzmanların yorumları arasında geçiyor.
Kebap kelimesi sümer dilinde ise közlemek gibi bir anlama gelen "kabuba" kelimesinden gelir. Kimi kaynaklara göre ise kebap arap kökenli olan et yemeklerine verilen genel tanım olarak yer alıyor. Bu açıklamalardan Anadolu’ ya kebabın gelişinin ise arap ülkelerinden ekip biçmek için Adana' ya göç eden fellahlar tarafından olduğu anlatılıyor.
Tüm bunların yanında pers hükümdarı Darius’ un savaşa gitmeden önce kızarmış et parçalarını kalın bir şişe geçirerek askerlerine güç gösterisi yaptığıda bazı tarih kitaplarında yazılanlar arasında. O dönemde de kebap yani diğer tanımıyla kızarmış et, kuvvet ve zenginlik göstergesi anlamına geliyor. Ve kebap şişe geçirilmiş et parçaları anlamında kullanılıyor. İnsanlık tarihinde yeme içme kültürü çok aşamalı geçişlerle oluşmuş kebapta buna paralel gelişmiştir.