Turşu Sofraların Vazgeçilmezi “Ömür Akkor”

Turşu Sofraların Vazgeçilmezi “Ömür Akkor”

14’üncü yüzyılda Aydınoğulları’ndan Umur Bey adına yazılan Tabiat-name’de 7 çeşit turşudan bahsedilmiştir...

Turşu Sofraların Vazgeçilmezi “Ömür Akkor”
Günümüzde çeşitler azalsa da özellikle kış mevsiminde turşu sofraların vazgeçilmezi. Ağırlıklı olarak sebze turşuları tüketsek de Anadolu’nun belli yerlerinde hâlâ meyveyle yapılan turşulara rastlamak mümkün
 
Turşu, mutfak literatüründe çeşitli sebze ve meyvelerin salamura adı verilen tuzlu, asitli çözeltide bir süre bekletilerek uzun süre saklanabilecek hale getirilmesi... Genelde kırsal alanda kış hazırlığının önemli bir aşaması...
 
Eski zamanlarda ilk kez topraktan yapılma büyük boy küpler içerisine kurulan turşunun yanı sıra ahşaptan yapılan kaplarla taşındığı ve saklandığı da görülür. Günümüzde bu tür toprak kapların yerini plastik, cam kavanoz, paslanmaz teneke kaplar almıştır. Türk mutfak kültürü açısından bakacak olursak Mary Işın, Osmanlı Mutfak Sözlüğü’nde turşu için şunları yazmıştır: “Osmanlı öncesi dönemde çok çeşitli turşuların yapıldığı görülmüştür. 
 
14’üncü yüzyılda Aydınoğulları’ndan Umur Bey adına yazılan Tabiat-name’de 7 çeşit turşudan bahsedilmiştir. 15’inci yüzyılda ise kebere turşusu, soğan turşusu, sarmısak turşusu, elma turşusu, armut turşusu, ayva turşusu, sumak turşusu, patlıcan turşusu ve hardallı patlıcan turşuları kayıtlarına rastlanır. Fatih Sultan Mehmed için enginar, hıyar, kebere (kapari), şalgam, üzüm, limon, kiraz turşuları hazırlandığı da kaydedilmiştir.”
 
Türk mutfak kültüründeki diğer çeşitlere bakacak olursak kebere (kapari) turşusu, Anadolu’da yetişen çalının çiçek tohumlarından yapılırdı. 14’üncü yüzyıldan itibaren Türk mutfağında kullanılmıştır. Sarayda yapılırken içine sirke ve adam otu konulmuştur. Çağla turşusu, karışık ham meyvelerden yapılan turşuların ismidir. Şeftali, kiraz, elma, asma kabağı, sakız kabağı ve badem çağlasından yapılırdı. Mahlut turşusu, küçük hıyar, dolma kabağı, kavun ve karpuzdan yapılan turşuya denilir. 
 
Üzüm turşusu ise sirke yerine şırayla yapılan hardallı üzüm turşusudur ve Osmanlı döneminin en yaygın yapılan turşu çeşididir. Günümüzde çeşitler azalsa da, özellikle kış mevsiminde turşu sofraların vazgeçilmezidir. Sadece sirkeyle yapılan turşunun haricinde sadece limon, limon tuzu veya hem limon sulu hem sirkeli tarifleri mevcuttur. Genel olarak sadece sebzelerden yapılan turşular tüketsek de hâlâ Anadolu’nun belli yerlerinde meyveyle yapılan turşulara rastlamak mümkündür.
 
Erik turşusu Tarifi (Vişne, ayva, şeftali...)
Malzemeler:
✔ 1 kilo erik
✔ 1 adet dilimlenmiş limon
✔ 10 diş sarmısak
✔ 1 çay bardağı sirke
✔ Yarım çay bardağı nohut
✔ 1 litre kaynamış soğumuş su
✔ 3 yemek kaşığı kaya tuzu
 
Yapılışı: Sirke, tuz ve suyu karıştırın. Sarmısak, limon, nohut ve erikleri bir kavanoza karışık şekilde yerleştirin. Hazır olan suyu ilave edip 15 gün bekleterek servis edin. Tüm meyvelerle bunu yapabilirsiniz. Ama her meyveyi ayrı ayrı kurmaya özen gösterin. Genel olarak meyveler tek başına turşu olarak kurulur, lakin beraber servis edilir.
 
İyi turşunun püf noktaları
✔ Malzemeleri iyi yıkayın.
✔ Salamura tuz kullanın.
✔ Kireci yüksek su, turşunun sertliğini korur.
✔ Sebzelerin diri ve taze olmasına dikkat edin.
✔ Olgunlaştırmaya yardımcı olsun diye nohut atabilirsiniz.
✔ Aroma için maydanoz, nane ve hardal taneleri kullanabilirsiniz.
 
Nane turşusu Tarifi
Malzemeler:
✔ 10 demet taze nane
✔ 1 su bardağı sirke
✔ 1 adet dilimlenmiş limon
✔ 2 yemek kaşığı kaya tuzu
✔ 20 diş sarmısak
✔ 1 tatlı kaşığı şeker
✔ 2 litre kaynatıldıktan sonra soğutulmuş su
 
Yapılışı: İyice ayıklanmış ve yıkanmış naneler aralarına limon dilimleri ve sarmısak konarak kavanozlara yerleştirilir. Bir kabın içinde su, sirke, şeker ve kaya tuzu karıştırılıp nanelerin konduğu kavanoza ilave edilir. Serin ve güneş ışığına maruz kalmayan bir yerde saklanır. Bir hafta sonra servis edilir. Nane turşusu, Osmanlı Sarayı için Bursa’da nisan ayından itibaren bahçelerden taze nane toplatılarak yapılıyordu. Nane turşusu, sulandırılarak şurup yapımında ya da diğer turşulara lezzet vermesi için kullanılıyordu. O yıllardaki Osmanlı kaynaklarında nanenin şifalı etkilerinden bahsedilip “Cümle otların efendisidir” denilirdi.


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler