Ballı Derviş Lokması Tarifi

Ballı Derviş Lokması Tarifi

Tekke mutfağının tasavvufî yaşantıda yeri ve önemi, Anadolu Tekke Mutfağı, Genel olarak Osmanlı Mutfağı, Osmanlı döneminde..Peksimetleri bir havanda döverek (ya da robotta çekerek) un durumuna getirin. Bir kaba koyup, içine...

Ballı Derviş Lokması Tarifi "10 kişilik"
Ballı Derviş Lokması Tarifinin Malzemeleri:
 
*   500 gr. peksimet
*   20 gr ekmek mayası
*   Tuz
*   250 ml. soda)
*   600 ml. zeytinyağı 
*   250 gr. bal
 
Ballı Derviş Lokması Tarifinin Şurubu için:
*   1 kg. tozşeker 
*   500 mi. su 
 
Ballı Derviş Lokması Tarifinin Yapılışı:
Peksimetleri bir havanda döverek (ya da robotta çekerek) un durumuna getirin.
Bir kaba koyup, içine mayayı, tuzu ve sodayı katın. yoğun kıvamına gelinceye kadar çırparak karıştırın.
Kabın ağzına bir bez örtüp, içindekileri 2 saat mayalanmaya bırakın.
 
Zeytinyağını tencerede kızdırın.
Yağ kızınca, mayalanıp kabarmış olan lokma hamurunu elinize alın.
İşaret parmağı ve baş parmağımızın arasından sıkarak top biçiminde hır parça çıkarın.
Bir çorba kaşığını yağa batırıp, kaşık ile bu parçayı alın ve kızgın yağa bırakın. 
 
Bütün hamuru aynı yöntemle hazırlayıp, tencereye yerleştirerek alun sarısı renk alıncaya kadar kızarım.
Süzdürerek yağdan çıkarıp, bir tabağa koyun ve soğumaya bırakın.
 
Şurubunu hazırlamak için şekeri su ile tencereye  koyup.  bir taşım kaynatın.
Ateşi kısıp, 2-3 dakika daha kaynatarak ateşten alın.
Sıcak şurubun içine soğumuş lokmaları bırakın.
 
Tencerenin kapağını kapatıp, lokmaları şurubun icinde 15 dakika bekletin.
Bu arada balı biraz sulandırarak kaynatın.
Lokmaları süzdürerek şuruptan alıp, tabaklara aktarın.
Üzerlerine sıcak balı gezdirerek servis yapın.
 
Tekke mutfağının tasavvufî yaşantıda yeri ve önemi, Anadolu Tekke Mutfağı, Genel olarak Osmanlı Mutfağı, Osmanlı döneminde yemekler...
Osmanlı tekke mutfağının, Osmanlı tekke yapılanmasında merkezi bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Anadolu tekke mutfağı fethedilen toprakların bir yurt hâline gelebilmesinde de önemli bir rol üstlenmiştir. Âyende ve revendeye güvenli bir sığınak olan tekkeler, günün her saati açık mutfaklarından ikram edilen mis gibi “Baba Çorbası” ile Anadolu’da huzurun ve dinginliğin yaşatıldığı yerler olmuştur. Bu makale Osmanlı tekke mutfak kültürünü 1240-1250 (1825-1835) yılları arasında İstanbul’da kaleme alınmış bir imâret kaydı ekseninde ele almaktadır. Mecmuâ-i Fevâid adlı bu eser, Sultan II. Mahmud devrine ve Hüdâyî Tekkesi Vakfı’na aittir. Mecmuâ-i Fevâid’de imârethâne ve diğer kurumlarda çalışan görevliler ve muhasebe kayıtlarının yanında imârette kullanılan mutfak eşyaları ve yemek tarifleri de yer almaktadır.
 
Söz konusu eser o dönemde Hüdâyî Vakfı imâretinde pişirilen yemekler hakkında detaylı bilgi vermektedir. Türk kültüründe yemek her dönemde önemli bir unsur olarak görülmüş, çoğu defa misafirler ve yolcularla yemek yeme değerli görülmüştür. İslamlaşma sürecinde sofraya Halil İbrahim sofrası olarak bakılması, misafirperverlikle ilgili anlayışı daha da güçlendirmiştir. İnsanlarla yemek yeme ve misafirlere, yolculara ve muhtaçlara sofra kurmak, sofranın bereketini artıran bir husus olarak görülmüş, bunun yanı sıra toplumsal birliktelik ve kolektif şuuru derinleştiren bir hareket olarak değerlendirilmiştir. Özellikle Anadolu’daki İslamlaşma sürecinde tekkeler ve sûfîler başat rol oynamışlar, buna bağlı olarak yemek ikram etmek de dâhil tekkeler sosyal ve kültürel çeşitli işlevler üstlenmişlerdir.
 
Bu bakımdan tekke çoğu defa, bir külliye olarak görülmüş imaret veya aşevi, cami, türbe, kütüphane, derviş hücreleri, sebil, fırın ve hamam gibi farklı ünitelerden oluşan kompleks bir yapı olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle yolcular imaretlerde konaklama ve yemek ihtiyaçlarını karşılarken bir taraftan beden gıdalarını temin etmişler, diğer taraftan ruh ve gönülleri de tekkenin manevi ikliminden beslenmiştir.
 
Bu yolculara güvenli bir sığınak olan tekkelerde günün her saati açık olan mutfaklarından ikram edilen leziz “Baba Çorbası” ile tekke, Anadolu’da huzurun bir temsili olmuştur. Tekke mutfağı, yemek yedirme ve ikram ile ilgili Hz. Peygamber’in teşviklerini referans almasının yanında Eski Türk kültürü ve Yesevî geleneğinden de izler taşımaktadır. Anadolu’da yemek kültürü üzerine birçok vesika günümüze intikal etmekle beraber, özellikle tekke yaşantısında mutfak ile ilgili bilgiler hâlâ sınırlı sayılabilecek niteliktedir. Osmanlı dönemi yemekleri üzerine yazılmış eserlerden biri olan Ali Eşref Dede’nin Yemek Risâlesi Mevlevilik ile bağlantılı olması bakımından ayrı bir önem arz etmektedir.
 
Bu eser Edirne Mevlevî Dergâhı postnişini Ali Eşref Dede tarafından 19. yüzyılda kaleme alınmıştır. Osmanlı tekke yemek literatürüne dâhil edilmesi gereken diğer önemli kaynaklardan biri olan Mecmuâ-i Fevâid, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Muallim Cevdet Yazmaları 224. numarada kayıtlıdır. Benzer şekilde aynı yüzyılda yazıldığı anlaşılan eser, Hüdâyî Tekkesi Vakfı’na ait imaretle ilgili bazı mali ve zirai konular hakkında bilgiler içermekte,  imarette ve diğer kurumlarda istihdam edilen görevliler ve muhasebe kayıtları hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Diğer taraftan eserde imarette yapılan yemeklere ait çeşitli tarifler, mutfak eşyalarının ve yemek yapmakta kullanılan malzemenin dökümü de yer almaktadır. Otuz varaktan oluşan bu kayıt, II. Mahmud dönemine tarihlenmektedir. Mecmuâ-i Fevâid adlı eserin ilgili olduğu tekke Aziz Mahmûd Hüdâyî Tekkesi İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan Üsküdar’ın yüksek ve stratejik bir mevkiinde, on bin metrekarelik bir alanda kurulmuştur.   
 
Bu tekke kompleks bir yapı olup imaret, şeyh evi (haremlik), cami, türbe, kütüphane, derviş hücreleri, fırın ve hamam gibi yapılardan oluşmaktadır. Mecmuâ-i Fevâid yukarıda ifade edildiği üzere Aziz Mahmûd Hüdâyî Tekkesi özelinde tekke mutfağı ile ilgili çok önemli bilgilerin yanında ilginç pek çok yemek ve tatlı tarifini sunmaktadır. Hatta eser bazı tariflerin birkaç alternatifini de vermektedir.
 
Söz konusu kayıt sayesinde aktarılan yemek tarifleri ve diğer bilgiler çerçevesinde tarikat yapısını, sûfîlerin beslenme biçimlerini ve bir ölçüde tarikatın teorik ve felsefi boyutunu çözümlemek mümkündür. Zira tekkelerde yemek, sadece beslenme bir eylemi değil, ritüel olarak da değerli görülmüştür. Bu çerçevede sofra olgusuna, tekke geleneğinde insanın eğitilmesi ve sosyalleşmesi boyutunda önemli işlevler yüklenmiştir. Tasavvuf düşüncesinde yemekle ilgili bilgiler doğrudan ya da dolaylı biçimde bazen sembolik ve alegorik anlamlar da ortaya koymaktadır.
 
Yemeğe yüklenen değer dervişlerin eğitim süreçleri ile de yakından ilgilidir. Bu bakımdan Dervişin manevi yolculuğunu ifade eden seyrü sülûkunda helal lokma yemesi gerekli görülmüştür. Bu konuda tarikat âdâbı ile ilgili eserler ilginç bilgiler sunmaktadır. Mecmuâ-i Fevâid içerdiği yemek ve tatlı tarifleriyle tekkelerde yenen yemekler hakkında oldukça değerli bilgiler vermekte, sûfîlerin ve dönemin insanların yemek alışkanlıklarını net biçimde ortaya koymaktadır. Tarifler, Türk mutfağında bugün de istifade edilebilecek bazı ilginç özellikler de içermektedir. Ayrıca yemek ve tatlı adları Türkçenin sözlüksel zenginliğine katkı sağlayacak niteliktedir.
 
Çorba ve salatalar, et ızgara ve yahni çeşitleri, balık yemekleri, börek çeşitleri, tatlı çeşitleri, kurabiye ve helvalar farklı tariflerle sunulmaktadır.  Yemeklerin tariflerinde ağırlıklı olarak tereyağı kullanıldığı görülmektedir. Yemeklerde kuzu ve koyun etinin tercih edildiği, baharat kullanımının, özellikle tarçının, et, balık ve birçok yemek grubunda yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarifler otuz isim altında verilmiş olsa da farklı pişirme usullerini de içermektedir. Eserde kızartma-haşlama-fırınlama gibi değişik pişirme yöntemlerinin bazı yemeklerde bir arada kullanıldığı görülmektedir. Bu bakımdan eserde tarif sayısı daha da artmaktadır. “Osmanlı Tekke Mutfak Kültürü ve Mecmuâ-i Fevâid” adlı bu makalede söz konusu tarifler el yazması tek nüshadan sadeleştirilmek suretiyle Latinize edilmiştir.
 
Tekke mutfağının tasavvufî yaşantıda yeri ve önemi, Anadolu Tekke Mutfağı, Genel olarak Osmanlı Mutfağı, Osmanlı döneminde yemekler ile ilgili literatür hakkında genel bilgiler verilmiştir. Ayrıca üzerinde durulan eser, Aziz Mahmûd Hüdâyî Tekkesi ile ilgili olması sebebiyle adı geçen tekke ile ilgili kısaca bilgi sunulmuştur. Makalede kayıtta geçen tariflerin aktarılmasının yanında tariflerdeki nispeten tedavülden kalkmış olan kelimelerin daha iyi anlaşılmasına yönelik bir sözlük kısmı da ilave edilmiştir. Benzer şekilde Mecmuâ-i Fevâid’teki ölçü ve tartı birimleri hakkında kısaca bilgi verilmiştir.


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Yorumlar

  • Yorumlayan: Irmak Demir
    9/23/2018

    Tatlı gayet iyi

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler