En Büyük Sermaye İnsandır
Hakan URGANCI
akın zamanda iki tecrübe, bana tekrar insanın ne kadar belirleyici olduğunu hatırlattı.
Porfesyonel Bir Ekip
Bunlardan ilki, kısa bir tatil için gittiğim Club Marvy oldu. Tatil köyü görünümündeki beş yıldızlı tesis, Özdere'nin en yeni oteli. Kurulduğu alana rahatlıkla üç otel kondurabilirsiniz.
İzmir cemiyet hayatının bilinen simalarının da uğrak yeri. Peki, nasıl bir yer Marvy ?
Neredeyse ormanın içinde.
Club arabaları ile ulaşım sağlanıyor bu geniş arazide.
Sade ve modern döşenmiş. Beş ayrı restoranı ve iki plajı var.
Hem çocuklar hem de yetişkinler için zumbadan tenise, su sporlarından trekkinge kadar pek çok aktivitesi var. Yani sıkılmak söz konusu değil.
Odaları yeterli keyif ve rahatlığı sunuyor.
Tam pansiyon çalışıyor.
Her an yiyecek bir şey bulmak mümkün.
Deniz ürününden yana da zengin.
Açık büfeden seçim yaparken zorlanıp tabağınızı görgüsüzce doldurmanız işten bile değil.
Deniz, kum ama sahil sürekli rüzgar alıyor ve biraz yosun var.
Bunu bilerek gitmek lazım. Buna mukabil, otelin konaklama fiyatları öyle mütevazı değil.
Ücretini hak etmek için sıkı çalışıyor mu?
Evet. Özdere seviyesinde fiyatlar biraz yüksek kalıyor mu?
Ona da evet. Ortalamada iyi bir tesis olan Marvy'nin en gözde unsuru, yukarıda saydıklarım değil.
Zaten artık lüks tesis rekabetinde ipi göğüsleyebileceğiniz alan, tesisin yapısıyla ilgili olmuyor.
Personel kalitesi ile oluyor.
Son derece genç, (hatta servis bölümündekilerin tecrübesi eksik de denebilecek) bir personele sahip otel, yine de hizmette beş yıldızı hak ediyor.
Çünkü aynen Rixoslar gibi, bu oteli de benzersiz kılan, personelin yüzündeki sıcak gülümseme ve samimi ilgi. Belli ki çok iyi eğitim almışlar.
Hatta yönetim tarafından özel olarak ilgilenilip bireysel bazda motive ediliyorlar.
Bu o kadar belli ki.
Personel, oraya sizden önce gelmiş deneyimli bir müşteri gibi yardımcı oluyor size. Onlar da mutlu görünüyor.
Hem Müdür Hem Eleman
Bir konuşma yapmam gereken Köfteci Yusuf müdürleri, bana bir kez daha bir şeyi öğretti.
Çoğu komilikten gelen genç bölge yöneticileri, bu restoranlar zincirinin bir parçası olmayı ne denli önemsediklerini ve bu sistem içinde ne kadar mutlu olduklarını bana bizzat defalarca vurguladılar.
Hayatları resmen Yusuf'tan önce ve sonra diye ikiye ayrılmıştı.
Çoğu, burada çalışmaya başladıktan sonra kendisini daha değerli hissetmişti.
Evet, eğitim şarttı ama bu mutluluk ve başarıyı sadece eğitimle açıklayamazdık.
İnsan kaynakları, işe zaten uygun olan personeli başarıyla seçmişti.
Bir işletmenin başarısını sadece sunduğu ürünle açıklayamayız.
Bir işletme hızla bu kadar yayılıyorsa, kapısında kuyruklar oluşuyorsa, elbet bir nedeni vardı.
Bu neden, biraz kıyma, ekmek, yağ ve baharatla açıklanamazdı.
Başarının sırrı yine gülümseyen ve şükretmeyi, vefayı bilen ve gerektiğinde 'O senin işin bu benim işim' diye ayırmadan her işi yüksünmeden yapan bir personeldi.
Adeta karıncalar gibi tek bir hedefe kilitlenmiş genç insanlardı.
Ve yine hatırladım ki, bir yerin çalışanı, kesinlikle zamanla patronun suratına sahip oluyor.
Bravo genç arkadaşlarım!
Rekabet çağında farkı yaratan hep insan oluyor.
Bu vesileyle insan olmayı ve insan kalmayı başarabilmiş tüm okurlarımın bayramını kutlarım.
Yaşam sizinle güzel.