Kamu Aşçıları Kazan Kaldırdı
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan aşçılar, 3795 sayılı kanun gereği tekniker ve teknisyen unvanlarının verilmemesini kazan kaldırarak protesto etti.
Kamu Aşçılar Derneği öncülüğünde, Devlet Personel Başkanlığı önünde toplanan yaklaşık 100 aşçı, kendilerinin ’Vasıfsız’ olarak değerlendirilmelerini, "Avrupa’da pizza sanat, pizza yapan sanatçı", "Bizde aşçı, hala yardımcı hizmetli" pankartlarıyla birlikte, ıslık, düdük, kazan kaldırma ve alkışlarla protesto ettiler.
Grup adına bir açıklama yapan Kamu Aşçılar Derneği Başkanı ve aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri Sıhhiye Ordu Evi Aşçısı Serkan Çetinöz konuşmasına, 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit olan vatandaşlara ve güvenlik görevlilerine Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Çetinöz, "Aşçı, kağıt üzerinde kısa yazılsa da insanın ömrü boyunca tam öğrenemediği bir meslektir. Emek ister, zaman ister ve tabi ki sevgi ister" dedi.
"Mesleğimiz vasıfsız görülmekte ve özlük haklarından mahrum bırakılmakta"
Dernek Başkanı Çetinöz, kışladaki askerin yemeğini de kendilerinin yaptığını ve hatta milletin evi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin yemeklerini de yapan kişilerin kendileri olduğunu belirtti. Çetinöz, "Kısaca aşçılık, riskli ve zor bir meslektir.
Günümüzün en popüler mesleklerinden biri olan aşçılık mesleği kamu kurum ve kuruluşlarında vasıfsız olarak değerlendirilmektedir. Oysa Devlet Memurları Kanunun 3. maddesinde kamuda sınıflandırmanın meslek ve niteliklere göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Fakat mesleğimiz vasıfsız görülmekte ve birçok özlük haklarından mahrum bırakılmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Aşçılığı, tencereye sadece yağı soğanı koyup, karıştırmak zanneden bürokratlarımız"
Memuriyete başladıkları zaman kendilerinden, meslek yüksek okulu, meslek lisesi veya ustalık belgesi istenmekte olduğunu bildiren Çetinöz, daha sonra özel yetenek ve bilgi beceri sınavlarına girdiklerini ve kazanmaları halinde göreve başladıklarını belirtti.
"Aldığımız eğitimler devletimizin bürokratları tarafından dikkate alınmamaktadır. Aşçılığı, tencereye sadece yağı soğanı koyup, karıştırmak zanneden bürokratlarımıza mesleğimizin önemini anlatmak için elimizden geleni yaptık fakat anlatamadık. Oysa ki derdimizi Türkiye Büyük Millet Meclisimiz görmezden gelmedi. Kamuoyunun pek bilmediği fakat bizim yakından takip ettiğimiz 3795 sayılı kanun 9 Aralık 2016 tarihinde resmi gazetede yayınlandı.
Bu kanuna göre 9 Aralık öncesinde teknik eğitim kabul edilmeyen aşçılık teknik bir bölüm olarak kanunda yerini aldı. Değerli milletvekillerimize bir kez daha teşekkür ederiz. Fakat yüce meclisimizin verdiği bu hak maalesef Devlet Personel Başkanlığı tarafından tanınmamıştır. Bu durumun Anayasa’mızın Sosyal Hukuk Devleti ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu açık ve nettir."
"TBMM’nin verdiği hakkı bürokratlar gasp etmektedir"
Kamu Aşçılar Derneği Başkanı Serkan Çetinöz, "Düşünün aynı unvana sahip olan bir kişi teknik hizmetler sınıfı kadrosunda iken diğer bir kişi yardımcı hizmetler kadrosunda çalıştırılmakta. İşte gerçek bürokrasi engeli budur.
Bu durum Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi aşılamayan bürokrasiye örnektir. Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz, Devlet Personel Başkanlığı Anayasa ve kanunlardan gelen hakkı gasp etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin değerli üyeleri ve sizin verdiğiniz hakkı bürokratlar gasp etmektedir" şeklinde konuştu.
"Şikayetimiz, Devlet Personel Başkanlığındaki bürokratlardan"
Kamu Aşçılar Derneği Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığında Aşçı olan Kenan Kara ise, "Bizim mesleki unvanımız, normalde Teknisyen ve Tekniker olması lazım. Fakat hepimiz Devlet Personel Başkanlığında, Yardımcı Hizmetler olarak kabul edilmekteyiz. Biz bunu kabul etmiyoruz.
Çünkü biz yardımcı bir iş yapmıyoruz, kendi işimizi yapıyoruz. Bunu belirtmek için buradayız. 1 yıldır hiçbir bürokrat yardımcı olmuyor bize. Bizim şikayetimiz maalesef Devlet Personel Başkanlığındaki bürokratlardan. Cumhurbaşkanımızın bize yardım etmesini bekliyoruz. İnşallah bizim sesimizi duyar" dedi.
Yaklaşık 100 aşçıdan oluşan grup, mesleklerinin önemli olduğunu ve vasıfsız olarak görmediklerini belirtmek için yanlarında getirdikleri koca kazanı havaya kaldırarak protestolarına son verdi.