Pilava kona yağ boşa gitmez. Sayın ustalardan duyduğumuz bir gerçek. Şef demek eşittir sanat. Şef demek adaletli yolu takip etmek demektir...
Dünya olimpiyatlarında yıllarca yaşanan rezillikleri göz ardı edemeyiz...
Yaşadığımız tecrübeler ile sizlere yolu gösterdiğimiz zaman egonuzdan taviz vermiyorsunuz. Bembeyaz üniformalarımıza leke sürdürtmeye devam ediyorsunuz. Bembeyaz üniformalarımız gibi kafalarında beyaz olması lazımdır.
Bembeyaz Üniformamıza Leke Sürüp Mesleğimizi Renciden Eden Rezillikler Nelerdir ?
Gecesi gündüzü olmayan ailesinden çok mutfak eşyası gören hem ailesine hem mutfağa aşık olan yeri geldiği zaman bütün elemanlarını savunan aşçılık ve pastacılık anlatılmaz yaşanır. İyi okul öğretmenlerimizi tenzih ederek söylüyorum. Okulda eğitim verdiğini söyleyenler ve iki soğanı doğramasını bilmeyenler ve yaptıkları sunumlar ile öğrencilere alay olan sizler ne yaptıklarınızın farkındamısınız?
Bir tabak yapmasını beceremeyip olimpiyatlardan bahsediyorsunuz? Sizlerin daha önce ne şekilde madalya aldıklarınızıda biliyoruz. Sanmayınız ki hiç kimse bilmiyor. Sizler şow yaparak Ülkeye hizmet ettiğinizi düşünüyorsunuz tam tersine zarar veriyorsunuz.
Keşke giydiğiniz bembeyaz üniforma ile bu mesleği bütünleştirseydiniz o zaman ayakta sizlere alkış tutardık. Şef görerek veya tadarak değil hissederek ve inanarak yemek yapan ve mutfağına, yanındakilere ,malzemelere saygı duyandır. Bu pozitif enerji ile sevgisini tavasına, tenceresine, tabağına ve pastasına krema süren bir sanatkardır.
Yıllarca Aynı Slogan İle Tekrarladığımız Şeyleri Bir Daha Hatırlatıyoruz.
Futbol, Voleybol, Güreş, Taekwondo, Yüzmek ve buna benzer tüm dallarda milli ünvanı verilirken kendi dallarında ülkenin tek milli takımı oldukları için bu ünvanı alıyorlardır. Gastronomi alanında Aşçılık ve Pastacılıkta güzel ülkemin birden fazla milli takımı oluyor.
Bizler yanlış mı biliyoruz? Neden tek bir milli takım değil. Her önüne gelen federasyon kendi kafasına göre bir grup çıkartıp kendi kendilerine milli takım diye hem ülkemize hem de mesleğimize zarar vermiyorlar mı? Artık gözlerinizi açınız , devletimiz tüm branşlardaki milli takımlara maddi destek veriyor. Yetkili devlet kurumları vardır, araştırıp sorabilirsiniz.
Devlet adını kullanıp kendine milli takım ünvanı ile özel sponsorlar bulup ve yanındakilere bir kuruş vermeden tüm paraları ceplerine dolduranlar şüphesiz zararlı kişilerdir.
Hiç bir şekilde itibar etmeyiniz. Yarışmalara katılmak istiyorsanız devlet kurumları ile ya da bireysel olarak katılabilirsiniz.
Eserlerinizi yarışmaya götüreceğim bahanesiyle sizlerden para alanlar bir belge dışından sizlere neyi layık görüyorlar. Bir belge karşılığı bu kadar ücret ödemeye değer mi? Ya da aldığınız belgeler mesleki olarak sizlere ne faydası olabiliyor ?
Sorular kendisinden menkul cevaplar ile kafaları karıştırıyor. Anlaşılan aldığınız ödülü bile sevgilisine yazdırtırıp ödül almadığınızı ve bir sonraki yarışmaya katılıp para vermeniz için sizler ile oyun oynayanları da bizler unutmadık.
Yabancıdır diye hiç aşçılık ve pastacılık ile alakası olmayan, kendileri gibi eline bıçağı almasını bilmeyen yabancı jürilere yalakalık olsun diye aynı meslek içindekikız kardeşlerimizi peş keş çekenleri de unutmadık.
Sizler yurtdışı bahanesiyle ne fırıldaklar yaptığınızı bu camia unutmadı. İşin enteresan yönü ise Ülkemizdeki yarışmaları küçümseyip bu yabancı hayranlığı nedir? Yabancı ülkelerde Aşçıbaşı pozisyonlarında hiç çalıştınız mı?
Ülkemizdeki şeflerin değerini hiç anlayabildiniz mi?
Yurtdışındaki yarışmalar ile yurtiçindeki yarışmaların arasındaki farkı anlaybildiniz mi? Bizim mutfak sevdamız Kadim Anadolu mutfak aşkı ile başlar. Yurt dışında hiç bulunmayan kendi milli Türk mutfağımızı aşılar ,beyinlerede enjekte ederiz.
Şu ana kadar 48 ülke ziyaretini gerçekleştirdim 8 ülkede profesyonel bir şekilde dünyanın en lüks işletmelerini açtım ve hiçbir ülkenin şefi Türk şefleri kadar ne başarılı ne de bilgi sahibi olabiliyorlar, bizdekileri çalıp modern mutfak çatısı altında bizlere satmaya çalışıyorlar.
Başka yaptıkları hiçbir şey yoktur...
Türk islam mutfak kültüründen öğrendikleri temizliği bile hijyen çatısı belgesi altında sizler sayesinde bizlere yuttukları gibi. Bunun tek sorumlıuları şef olmayıp hala kendini şef gören sizler sayesindedir. İngilizlerin 1300 yıllarındaki mutfak-banyo-ev durumunu inceleyebilirsiniz.
Onüçünü yüzyılların sonunda Fransızların gelip türk mutfağını öğrendikleri gibi sizler hala yabancı yarışma hayranlığı peşindesiniz. Saray Ülkemizde o kadar çok güzel yarışmalar oluyor ki neden bunları desteklemeyip olimpiyatlar haline getirmeye destek vermiyorsunuz.
Yıllar önce yurtdışında yarışmalara gittiğimizde ve kendileri ile omuz omuza yarıştığımız kişiler Türkiyede yapılan yarışmaları daha çok beğendiklerini ve titizlikle yapıldığını söylerlerdi. O sözleri söyleyenler Şu an yalvardığınız jürilerin ta kendileridir. Bu kadar küçük düşmeyiniz.
İnsanca yaşamamızın en önemli kaynağı Gastronomi yemek, içmek ihtiyaçları daha sağlıklı ve daha milli yerel gıdaların öne çıktığı, kaybolmaya yüz tutmuş lezzetlerin öne çıktığı gerçek milli misyonumuz bu olmalıdır.
Yurtdışından yıllarca Ülkemize getirilen yabancı şef hayranlığı, TV programlarında bir yemek yapmasını bilmeyen medya şefleri ile bu işlerin rant tarafı ilgilenenler değil bu camiaya yıllardır alınteri ile hizmet eden, kazanan, emek veren ve bu misyonuda gelecek kuşaklara aktaranlardan olmak en büyük ülke sevdasıdır ,en büyük yurttaşlıktır, en büyük milliyetçiliktir, en büyük demokrasi çizgisidir.
Anadoludan Tüm Dünyaya Yöresel Mutfak Kültürü Kimliğine Sahip Çıkalım Çizgisi İle Umarım Bu Yazım Sizlere Işık Olur .
Sihirli Dokunuşlar
Gastronomi Birliği Yönetimi
Internatıonal Culinary Executive Chef
Mevlüt Beşaltı