Şef Eylül Paksoy kimdir?
Eylül Paksoy “Mutfakta olmak benim için tutku”
Sektörde 13 yılı geride bırakan
Türk mutfağı şeflerinden
Eylül Paksoy, JW Marriott Istanbul Bosphorus bünyesinde konumlanan ve dünyanın en prestijli ödüllerine layık görülen OCTO’da çalışmalarını sürdürüyor.
“Yeni tarifler denemek benim için her zaman heyecan verici.
İlham veren yeni lezzetleri birbiriyle harmanlamak ve bunu muhteşem coğrafyamızdan çıkan ürünlerle yapmak beni hep mutlu ediyor” diyen Paksoy’un çalışmaları hakkında bilgi aldık.
Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1990 İstanbul doğumluyum. Mutfak eğitimimi ve
Mutfak Sanatları Akademisi‘nde aslında profesyonel pastacılık üzerine aldım ama aynı zamanda profesyonel aşçılık bölümünde eğitmen şeflerimize asistanlık da yaptım ve bunların bütünüyle meslek hayatıma başlamış oldum.
Mesleğe başlama hikayenizden bahseder misiniz? Kaç yıldır sektördesiniz, bu süreçte nerelerde, ve hangi projelerde yer aldınız?
Her zaman rol model aldığım annem benim meslek seçimimde çok etkilidir. Yemekleri o kadar güzel ki sevmeyene bile sevdirir. Büyük aile toplantıları ya da dostlar için kurulan masalarda annemin yemekleri herkesi hep mutlu etmiştir. İnsanların yüzündeki o mutluluk ifadesini görmek benim ilhamım oldu. 13 senedir bu mesleği yapıyorum ve her aşamasını doya doya yaşadım.
En çok tercih edilen
Mutfak Sanatları Akademisi’nde eğitim aldıktan sonra stajımı İstanbul Kuruçeşme’de bulunan Hotel Les Ottomans’da yaptım. Ardından Lufthansa Havayolları’nın ortak olduğu bir uçak catering firmasında çalışmaya başladım.
Sonrasında Türkiye’de ilk defa açılacak olan ve Marriott bünyesinde bulunan The St. Regis İstanbul’un açılışı ile birlikte 5 yıl orada çalıştıktan sonra şu an bünyesinde olduğum ve bu sefer de İstanbul’da ilk defa açılan yine bir Marriott markası olan JW Marriott Istanbul Bosphorus otelde kariyerime devam ediyorum.
OCTO için nasıl bir menü kurguladınız, nelere dikkat ettiniz?
Yazın gelmesi ile birlikte yeni menü çalışmalarına başladık. Mevsimsel ve taze ürünlerle ne yapabiliriz diye planlamalar yaptık. Ortaya muhteşem lezzetler çıktı. Bizim için önemli olan mevsiminde ürünleri kullanıp lezzetlerini ön plana çıkarmak.
Mesleğiniz sizin için ne anlam ifade ediyor, kısaca tanımlar mısınız?
Biraz klişe gelebilir ama mutfakta olmak gerçekten tutku benim için. Mutfağa girip işe başladığım anda yaşadığım o duyguyu sanırım anlatamam. Biraz fazla sorumluluk ve bağlılıkla çalıştığım için mükemmeliyetçi tavrım da var.
Yeni tarifler, yerel ürün kullanımı, sunum gibi konulara yaklaşımınızdan bahseder misiniz?
Yeni tarifler denemek her zaman heyecan verici çünkü ilham veren yeni lezzetleri birbiriyle harmanlamak ve bunu muhteşem coğrafyamızdan çıkan ürünlerle yapmak beni hep mutlu ediyor. Ülkemizin toprakları o kadar verimli ki arayıp bulamadığımız hiçbir ürün yok ve bu bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Sunumlarda ise sosyal hayatımda da olduğu gibi sadelikten yanayım. Lezzeti ön plana çıkarmak çok daha önemli diye düşünüyorum.
Yerel mutfakların öne çıkması konusunda neler düşünüyorsunuz?
Babam Gaziantepli, ben İstanbul’da doğdum ama hep oradan gelen yerel ürünlerle yapılan yemeklerle büyüdüm. Dolayısıyla o lezzetlerin benim damağımda yeri ayrıdır. Orada yetişen kuzunun eti, oranın güneşinde kurutulan patlıcanın lezzeti hafızalara mutlaka kazınır ve bunu gerçekten destekleyen tarafta olmak beni mutlu ediyor.
Yerel ürünler tabiatın sunduğu çeşitlilikle bize ilham veriyor. Bu aynı zamanda doğanın dengesi ve sağlığımız açısından da oldukça önemli.
İyi bir şef olmak için gerekli detaylar neler sizce?
İyi bir şef gerçek anlamda iyi ve adil bir insan olmalıdır. Sorumluluk alan ve aynı zamanda aldıran, öğreten ve geliştiren olmalıdır. Ben uzun zamandır bu işi yapıyorum ve ustalarımdan, şeflerimden çok şey öğrendim. Dolayısıyla ben de aynı şekilde devam etmeye, mesleğe yeni başlayan tüm çalışma arkadaşlarıma her konuda destek olmaya çalışıyorum.
Mutfakta vazgeçilmez ürünleriniz, ekipmanlarınız neler?
Vazgeçemediğim ürünler için tereyağı ve sarımsak diyebilirim. Ekipman olarak da en önemli şey bizim için bıçaktır. Güzel bir bıçağa sahipseniz kullandığınız ürünün kalitesini bozmadan çalışabilirsiniz, bu da tabağınıza mutlaka yansıyacaktır.
İyi yemeği nasıl tanımlarsınız?
İyi yemek kesinlikle lezzetli yemektir. Bunu veren en başta tuzdur bence ve sonrasında eklenen her şey yemeğin nasıl bir karaktere bürüneceğini gösterir.
Sektörün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekte sektörü neler bekliyor sizce?
Dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemi olan Michelin yıldızı artık Türkiye’de de var. Hem ülkemiz insanlarına hem de yurt dışından gelen misafirlerimize Türkiye lezzetlerini, ülkenin dört bir yanında yetişen ürünlerimizi özgünlük, çeşitlilik ve yaratıcılıkla sunarak çok daha iyi yerlere geleceğimizden hiç şüphem yok.
Şef adaylarına önerileriniz neler olur?
Yeni başlayan arkadaşlarıma en başlıca önerilerim sabırlı ve çalışkan olmaları. İnansınlar ki o zaman her şey hayal ettiklerinden çok daha güzel olacak. Sorumluluk almaktan, sormaktan, öğrenmekten ve araştırmaktan hiçbir zaman çekinmesinler. Başarı bunların bütünüyle beraber geliyor.
Kaynak: