Mutfaklarda "Ego Değil Özgüven" Kavramı...
Exc. Chef Sinan Türetken
Son zamanlarda kulağımıza çok gelen ya da tanık olduğumuz şeydir mutfaklardaki ego davranışları. Konuştuğumuz her personel, denk geldiğimiz her öğrencinin bu konudan dert yanarak bahsetmesine çok sık rastlar olduk. Ve ben de bu konuya tepkisiz kalmayarak kendime ilke edindiğim "Ego Değil Özgüven" başlığı altında bu konuya değinmek ve fikirlerimi sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum.
Hepimizin bildiği gibi ego ben kavramının ruh bulmuş halidir. Her bireyin kendine özgü bir ego anlayışı vardır elbet ve asla egosuz insan da yoktur. Fakat burada asıl belirleyici nokta bu egosal davranışların dozu ve ayarıdır. İnsanın kendi benciliyet olgusunu ne kadar dengede tuttuğu ince bir sınır noktasıdır bu.
Mutfaklarda sık sık karşılaştığımız özellikle şef ünvanını alma sürecinde ya da aldıktan sonra içine bürünülen dozu yüksek egolarla yüz yüze gelmek zorunda kalmışızdır bir çoğumuz.
İşte "Ego Değil Özgüven" kavramı burada devreye girmelidir. Özgüvenli olmak ile ben zihniyetini ön plana çıkarmak çok farklı noktalardır. Çoğu zaman birbirine karıştırılan bu iki kavram aslında çok hassas bir çizgiyle birbirinden ayrılır. Bu ayırımı fark ederek ilerlemektir bütün mesele.
Mutfak işi bir takım işidir, farklı dalların bir araya gelmesiyle orkestra ekibini andıran bir uyum çerçevesinde disiplinli bir sisteme bağlı olarak çalışır. Kişiye bağlı değil sisteme bağlı faaliyet gösterir. Hiçbir operasyon, hiçbir başarı tek bir kişiye mal edilemez ve tabi ki başarısızlıkta öyle. Hiçbir
yemek tek bir kişinin elinden çıkmaz, mutlaka onun bir tamamlayıcısı bir destekçisi ve ya bir fikir babası vardır.
Mutfakta özgüvenli olmak başarılı olmanın anahtarıdır. Bıçak sırtı edasında, bir saç teli üzerinde yürümek gibidir özgüvenin dozunu ayarlayabilmek. En ufak bir ayarsızlık her şeyi ters düz edebilir.
Mutfaklarda sınırı ucu bucağı olmayan bir değişim ve gelişim söz konusuyken, kişinin "en" kavramına ulaşması olanaksızdır. Değişimin ve gelişimin sürekliliği, yaptığınız iş her ne kadar iyi olursa olsun sizi gelişmeye zorlar ve asla "
en iyi" kavramına erişemezsiniz. Bu sözü telaffuz ettiğiniz anda emin olun ki başka birileri sizleri çoktan sollamış ve sizlerden daha iyi çalışmaya başlamış bulunduğunu göreceksiniz. Ve bu olay tabi ki de özgüvenin yerini egoya bıraktığı süreçte oluşuyor.
Ego ve özgüveni birbirine karıştırmak en büyük hataların başında gelir. Bir işi iyi yapmak mesleki alanda sizi diğer meslektaşlarınızdan bir adım öne çıkarabilir belki ama bu asla onlardan daha üstün tutulduğunuz anlamına gelmez. Mesleki anlamda diğerlerinden daha iyi olmak size hayranlık kazandırır, statü kazandırır, yetki kazandırır ama bu kazanımlar aynı zamanda karakteristik olarak da daha iyi olduğunuz anlamına gelmez. Mesleki karakter ile mesleki bilgi birbirinden farklıdır. Burada asıl mesele her ikisini de doğru yönde geliştirip doğru amaçlar için kullanmaktır.
M. Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi...
"MESLEK BİLGİSİ ÖNEMLİDİR ANCAK MESLEK AHLAKI DAHA ÖNEMLİDİR"