Glütensiz Market Raflarının Talan Edilmesi...
"Bazen bazı şeyleri anlatmaya kelimeler, bakışlar, sesler yetmiyor. Ama yazarak daha çok şeyi kalıcı olarak ifade edebiliriz diye düşünüyorum."
Malum sadece ülke olarak değil aynı zamanda tüm dünya olarak zor günler yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz.
Amansız bir salgının pençesinde boğuşan insanoğlu yaşam biçimini izole ederek karantina günleri yaşamakta. Sadece bedenler değil, duygular bile karantinada izole olmuş vaziyette. Öyle ki insanlık, başını kaldırıp olan biteni görmeyecek kadar bir labirentte sıkışmış, çıkışı bulmakla meşguller.
Bazen bazı şeyleri anlatmaya kelimeler, bakışlar, sesler yetmiyor. Ama yazarak daha çok şeyi kalıcı olarak ifade edebiliriz diye düşünüyorum.
Glütensiz beslenmeye hayat verme noktasında kamu yararına geliştirdiğim projeler sayesinde binlerce insana ulaştım.
Son bir haftadır özellikle Anadolu şehirleri başta olmak üzere Doğu'dan Batı'ya, Güney' den Kuzey'e "Şefim lütfen siz de bu konuyla ilgili bir şeyler yazın" ile başlayan pek çok mesaj aldım. Gelen tüm bu mesajların ortak figanı "Marketlerde ürün bulamıyoruz." şeklindeydi.
Hal böyle olunca toplum yararına farkındalık oluşturacak çözüm önerisinde bulunmak da görevimiz.
Başta çölyak hastaları olmak üzere glütensiz beslenmek zorunda olan herkesin marketlerde glütensiz un veya ürün bulmakta zorladığı günlerden geçiyoruz.
Salgınla mücadelede tedbirlerin arttırıldığı şu günlerde marketler daha fazla talep görmeye başladı. Paniğe kapılan herkes, dışarıya çıkamama endişesi yüzünden mağazaları boşalttı. Glütensiz beslenmek zorunda olmayanlar, glütensiz beslenmek zorunda olanların raflarını talan etti.
Herkesin beslenme biçimine saygı duyulmalı elbette ama bu başka bir şey. Sırf sosyal medyada; "Ekmek yaptım" storyleri paylaşmak için marketlerin glütensiz yaşam raflarını talan etmek doğru olmasa gerek.
Hepimiz kadar çölyak hastaları da karantinada, virüs ablukasında yaşıyor. Daha doğrusu glütensiz beslenmek zorunda kalan herkes de şu an karantinada.
Zorunlu bir sebebininiz yoksa ve illa ki evlerinizde ekmek pişirecekseniz bunun glütensiz olması şart değil.
Glütensiz un tüketimini zorunluluk yaşayan çölyaklılar‘la bırakılması elzem bir hal almıştır. Bırakın da bu zorlu dönemi atlatıncaya kadar glütensiz raflar sadece glütensiz beslenmek zorunda olanlar için çalışsın.
Geçen gün bu konuyla ilgili bir haber bültenine röportaj veren Çölyakla Yaşam Derneği Başkanı Oya Özden'in gerek bu yönde ki haklı isyanı gerekse pandemi ‘den dolayı üretim yetersizliğinin olduğunu ifade etmesi aslında yaşanan durumu tamamıyla özetliyordu.
Glütensiz ürünler üzerinden konuşacak olursak zaten marketler stoksuz satış yapıyor.
Bana kalırsa glütensiz ürün satışında önlerini göremedikleri için düzen oturtamayan market zincirleri, stok yönetimi konusunda sorun yaşıyor. Bu sebeple de raflar çok geç yenileniyor veya boş kalıyor.
Evet #hayatEveSığar sloganıyla kendimizi ve sevdiklerimizi izole edip koruyalım ama şu stokçuluk konusunu abartıp ta birbirimize merhametsizlik etmenin de bir manası yok diye düşünüyorum.
Glütensiz Şef
Süleyman ENGİN